İGC Başkanı Misket Dikmen, yönetim kurulu üyeleri ve İGC üyelerinin yer aldığı açıklamaya Gökmen Ulu'nun avukatı Murat Ergün de katıldı. İGC Başkanı Dikmen, Ulu ve tüm tutuklu gazetecilere ithafen yazdığı mektubu okudu. Avukat Murat Ergün de, Gökmen Ulu'dan gelen mesajı paylaştı.
“Amacımız dayanışmak”
“Tüm tutsak gazeteciler için adalet arayışını sürdürüyoruz” diyen Dikmen, “Bunun için İzmir'den Silivri'ye onlarca gazeteci ile yola çıktık. Amacımız size biraz olsun moral verebilmek dayanışma içinde olduğumuzu gösterebilmek” dedi. Türkiye'de 166 gazetecinin demir parmaklıklar ardında adaleti bekliğine dikkat çeken Dikmen, şunları dile getirdi:
“Kamu adına soru soran, bilgiyi topluma ulaştırmakla yükümlü, yürütmenin kendine çekidüzen vermesini sağlayan yegane organ medyadır. Bu nedenle medyanın mutlak kontrolü isteniyor. Manipülasyon ile gerçekler dönüştürülerek, tersyüz edilerek halka sunuluyor. Tarihte bir çok örnek bize gösteriyor ki, medya ne kadar baskı altına alınırsa alınsın, yalanlar bir gecede çökebilir. Kontrol ne kadar tekelleşirse, o kadar kırılgan olur. Yani doğru her zaman kazanır. Bilgiye aç kitlelere haber ulaştırmanın, gerçek gazeteciliğin derdindeki tüm arkadaşlarımıza buradan bir kez daha 'yanlız değilsiniz' diyoruz. Bu kara günler sona erecek. Tüm gazeteciler özgürce yazacak. Hukuka inancımız tam. Adalet mutlaka kendini gösterecek. İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin 900 üyesiyle bunun için mücadele ediyoruz. Hukukun hüküm sürdüğü, özgür, aydınlık günlerin özlemiyle...”
Hukuk er geç tecelli edecek
Avukat Murat Ergün de, Gökmen Ulu'nun girdiği gibi dimdik çıkacağını belirterek, “İnsanın beton duvarlar ardında durması çok zor. Gökmen de masumiyetinden güç alıyor. Girdiği gibi dimdik çıkacak. Hukukun er geç tecelli edeceğine inanıyor. Silivri'ye gelen tüm meslektaşlarına ve Türkiye'ye sevgilerini saygılarını iletti” diye konuştu.
Ulu'dan meslektaşlarına ve Türkiye'ye mesaj
Gökmen Ulu, avukatı aracılığıyla meslektaşlarına ve Türkiye'ye şu mesajı iletti:
“Adalet ve demokrasinin can çekiştiği şu zorlu süreçte toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerini yaşıyoruz. Bana güç, moral ve destek veren siz değerli meslektaşlarıma ve İzmirli hemşehrilerime çok teşekkür ederim. Adalet arayışıyla yürüyen yurtsever halkımıza yaktıkları umut ateşi için müteşekkirim. Sizlerin de bildiği gibi masumiyetin verdiği özgüven içindeyim. Her zaman olduğu gibi hukukun üstünlüğünü ve ilkelerini savunuyorum. Adil yargılanma hakkımın bir an önce devreye girmesini bekliyorum. Ülkemizin ve halkımızın geçtiği sıkıntı ve acılar kendi derdimi bastırıyor. Ama karanlıktan aydınlığa çıkış yolu vardır. Çare, iktidarı ve muhalefetiyle her kesimin sağduyulu, uzlaşmacı ve hukuka saygılı olmalarıdır. Çare adalet, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve barış temelinde birleşmekle mümkündür. Umutluyum, Türkiye'yi iyilik kurtaracak.”