Tavuk karası olarak bilinen görme bozukluğu ile dünyaya gelen Fatma Işık Kaya, küçüklüğünden beri hiçbir zaman tam olarak göremedi. Çocukluğunda müzikle ilgilenmeye başlayan Kaya, müzisyen olma hayalini de gerçekleştiremedi. 35 yaşına geldiğinde görme yetisini tamamen kaybetti. Babasının bir gazetede görme engelli ressam ile ilgili bir haberi görüp kendisine anlatması üzerine, Kaya da resim ile ilgilenmeye karar verdi. O zamandan beri kuru boya, pastel boya ve kurşun kalemle resim yapan Kaya, aynı zamanda lif ve patik örüp, takı yaparak yaşama tutundu. Asker emeklisi babası Tunç Er Kaya (83) ile birlikte yaşayan Fatma Işık Kaya, "Resim beni benden alan bir şey. Resim benim hayatımı, ruhsal, bedensel, zihinsel olarak çok olumlu yönde etkiledi" dedi.
'MÜZİĞİ KENDİM İÇİN YAPIYORUM'
Müzik hayallerinin suya düşmesinden sonra resme yönelen Fatma Işık Kaya, "Hayalim TRT yada Klasik Türk Musikisi Korosu'ydu. Kendi kendime besteler yapıp, şiir yazıyordum. Çocuk gelişimi üzerine eğitim aldığım meslek lisesinde öğretmenlerim 'ne işin var burada, sen müziğe yatkınsın' diyorlardı. Kendime olan inancımla müzik uğruna lise birinci sınıfta okulu bıraktım. Fakat hiç hayal ettiğim gibi olmadı. Görme engelimin büyük etkisi oldu, beni korolarda tercih etmediler. Artık müziği daha çok kendim için yapıyorum" diye konuştu.
Görme yetisini yitirdikten sonra resim yapıp yapamayacağını düşünürken kendisine pastel boyalar ve resim defteri alınmasıyla bu uğraşa başladığını anlatan Fatma Işık Kaya, "Tükenmez kalemlerle, kuru ve pastel boyalarla, kara kalemle resim yapıyorum. Hatta sünger ve oje kullanarak yaptığım resimlerim de var. Daha çok çiçek, kuş ve manzara resimleri yapıyorum. Oyuncak meraklısıyım, onlara dokunarak resimlerini yapıyorum. Geçen mayıs ayında Kazım Karabekir Vakfı himayesinde bir sergi düzenledik. Her şey çok güzeldi. Birkaç resmimi de sattım orada. Bir sponsor bulabilirsem, tekrar bir sergi açmayı çok istiyorum" dedi.
Annesini dört ay önce kaybeden Kaya, "Bir buçuk yıl boyunca felçli bir şekilde yattı. O zamanlar ben kendimi hep resimle avuttum. Karanlık, aydınlık benim için farketmiyor zaten. Erkenden kalkıp resim yapıyordum. Resim yapmak hayatımı her anlamda olumlu etkiledi. Resim beni benden alan bir şey. Beynimde sürekli resim fikirleri dolaşıyor. Yapabileceğim her şeyi düşünüyorum, hayal gücü çok önemli" dedi.
Akraba evliliği nedeniyle 'tavuk karası' hastalığı ile doğduğunu belirten Kaya, "Annemle babamın zamanında akraba evliliğinin zararları çok bilinmiyormuş. Ama bu hala yapılıyor, hatta kalıtsal hastalığı olan iki engelli evlenip engelli bir çocuk dünyaya getiriyor. İnsanların çocuk yapmadan önce çocuklarının geleceğini düşünmesini istiyorum. Ben evlenmeyi hiç düşünmedim, resimle evlendim" dedi. (DHA)