YAĞMUR UYGUR / EGEPOSTASI - Beyaz Ay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan Körler okullarının yatılı bölümlerinin kapatılmak istendiğini belirterek sesini duyurmak istediğini söyledi. Konunun bir süredir gündemde olduğunu söyleyen Arıkan, "Körler okullarının yatılı kısımları kapatılmak isteniyor. Kapatıldı da. Biri de öğrenci yokluğundan kapatılıyor. Öğrenci yok denecek kapatılmak istenen okullar için İçişleri Bakanlığı aracılığıyla tarama yaptırılarak öğrenci bulunabilir" diye konuştu.
"SADAKA NOTLA GEÇİRİYORLAR"
Körler okullarının kapatılmasının yanında gören öğrencilerin birlikte Kaynaştırma Eğitimi adı altında görme engelli çocukların eğitim almasının şu anki koşullarda eğitim seviyesini düşürdüğünü ve önemli derslerde çocuklara ' sadaka not' verildiğini aktaran Arıkan, "Özendirilmek istenen bir kaynaştırma eğitimi var. Bir öğrenci akranlarıyla birlikte ilk okuldan itibaren okusun istiyorlar. Niyet olarak çok güzel ama bununla doğan bir sıkıntı var. Kaynaştırma eğitimiyle ilgili bütün sorunları çözmeden körler okullarının orta yatılı kısımlarını kapatırsanız ya da öğrenci yok deyip kapatırsanız nesiller kaybolur. Çünkü biz Körler eğitimlerde hem Brail kabartma alfabesini hem bağımsız yaşam becerilerini öğreniyoruz, hem meslek ediniyoruz. Ama kaynaştırma eğitiminde öğrenci kendi başına kalıyor" ifadelerin kullandı.
"KAYNAŞTIRMADAN ÖNCE, EĞİTMENLER EĞİTİLMELİ"
Kaynaştırma eğitimlerinin ideal olarak doğru olduğunu ancak pratikte eğitmenlerin yeterli eğitime sahip olmalarının çocuklar açısında kayıp olduğunu savunan "İdeal doğru ama kaynaştırma eğitimiyle ilgili MEB raporlar tutmuyor. Görme engellilerle ilgili destek eğitim odaları yok. İngilizce, matematik eğitimler hala zayıf. Bizim dönemimizde böyleydi şimdi de aynı. Öğretmenler sayısal derslerde ve İngilizcede kaynaştırma eğitimlerinde Görme engellileri genellikle sadaka notlarla geçiriyorlar. Geliştirmiyorlar. Üniversite sınavları LYS ve YGS'de görme engellilerin genel anlamda başarıları düşük seyrediyor. Bunun sebebi sağlam bir matematik eğitimi alamamaları. Sağlam bir matematik ve İngilizce eğitimi alabilseler özellikle eşit ağırlık konularında puanları yükselir. Bu puanları düşük olduğu için genellikle sözel bölümleri tercih ediyorlar. Sözel bölümlerde de biliyorsunuz öğretmenlik alanları çok daraldı. Akademik başarısı olmayanlarda liselerde kalıyor. Körler okulları ile ilgili yapılan tasarrufların tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
"HAYATA KATILABİLİYORLARDI"
Görme engellilerin eğitimlerinin ileri seviyeye karılmalı için bazı önerilerde bulunan ..... "Körler okullarının eğitimleri yenileşmesi ve daha önce olduğu gib sanat okulu haline gelmesi gerekiyor. Daha önce körler okulundan mezun olanlar bir ya da bir kaç müzik aletini çalabilir durumda mezun ediliyorlardı. El işleri ve bazı mesleki eğitimler alıyorlardı. Körler okulundan mezun olan bir çocuk daha önce bir kaç meslek öğrenerek hayata katılıyordu. Şimdi Körler okulu sanat okulu olma vasfını yitirdiği için ve öğretmen olarak daha çok zihinsel engelli bölümü mezunları atandığı için zihinsel engelliymiş gibi görme engelli yetiştirmeye çalışılıyor bu nedenle de akademik başarı düşük kalıyor" diyerek görme engellilerin kaynaştırma okullarına yönlendirildiğini ama gittikleri okulda onlara nasıl yaklaşılması gerektiğinin eğitmenlerle de bilinmediğini ifade etti.
"KENDİ HALLERİNE TERK EDİLDİLER"
Arıkan "Bu başarılar düşük diye kaynaştırmaya yönlendirmek de yanlış. Kaynaştırma eğitimleri daha büyük problem. Kaynaştırma eğitimine gelen bir engelli ilk okula kaydoluyor. O okulun müdürü, öğretmenleri ne yapacağını bilmiyor. Eğitici eğitim yok bununla ilgili. Rehberlik servisleri yardımcı olmaya çalışıyor. ama çoğu ne yapacağını bilmiyor. Kaynaştırma eğitimi olan okullarda destek eğitimi laboratuvarları dediğimiz alanlar yok. Herkes kendi çaba ve imkanıyla mezun oluyor. Kütüphanelerden sesli kitap alarak birbirlerine yardımcı olarak mezun olmaya çalışıyorlar. Tamamen kendi hallerine terk edilmiş durumdalar. Hiç bir raporlama süreci olmayan bir kaynaştırma eğitimi sürecimiz var" diyerek sıkıntılarını anlattı.
"KÖY, MAHALLE GEZİP ÇOCUKLARI BULMALILAR"
Çözüm önerileri arasında yapıcı yaklaşımlar olduğunu kayıp nesiller olmaması için bir an önce uygulamaya geçirilmesi gerekliliğini savunan ..... "Görme engelli rehabilitasyon merkezleri arttırılabilir. Çocuklar destek eğitimlerini özel rehabilitasyon merkezi yoluyla yapabilir. Kaynak odaları olmalı. Kaynaştırma okullarına giden çocuklarla ilgili raporlama süreci mutlaka hayata geçirilmeli. Türkiye'de engellilerin kaynaştırma eğitiminde hangi aşamalardan geçtiği yılllık raporlanmalı ve takip edilmeli. Körler okullarıyla ilgili de İç İşleri Bakanlığı ve MEB bir protokol yaparak ülkenin herbir köy, kasaba, mahallesinde görme engelli okul çağındaki çocuklara ulaşarak eğitim almalarına destek olmalı. İstanbul, İzmir, Ankara'da yaşayıp körler okullarını bilmeyen görme engelli çocuklar var"ifadelerini kullandı.
"ZİHİNSEL ENGELLİ DEĞİLİZ, ÖN YARGIYI KALDIRIN"
Görme engellileri hayatın her alanında yer alabileceğini, doğru eğitimle hayatlarının kolaylaşacağını, bunun içinse ön yargılardan kurtulunması gerekliliğini aktaran Arıkan " Körler okullarının eğitimlerinin çağın ihtiyaçlarını karşılar konumda olması lazım. Bilgisayar ve beyaz baston eğitimleri olmalı. Eski sanat okulu. Olma vasfını kazanmalı. Aslında körler şunu bunu yapabilir diye engellemek doğru değil. bu insanlar zihinsel engelli değiller ya da beden güçleri kayıp değil. Gerekli eğitimleri aldıkları taktirde bir çok işi yapabilir. ABD'de doktorluk yapan körler var. Kalaşnikof silah markasının sahibinin görme engelli olduğunu biliyoruz. Matematik profesörleri biliyoruz. Bu tamamen sizin eğitim politikalarınızla ilgili. Doğru politikalar oluşturursanız körler bir çok şeyi yapabilir. Bizim en temel problemimiz önyargılar. Sınırlanmazlar. Körlerin içinde MEB Bakanı, Aşık Veysel'ler çıktıysa, siyasetçiler, şairler çıktıysa Milletvekilleri çıktıysa daha farklı kişiler neden çıkması? Önyargılar ve fırsat eşitliği oluşturulmamasından kaynaklı durumlar bunlar" diye konuştu.