Demokrat Parti Muğla İl Başkanlığı, dün Muğla’nın merkez ilçesi Menteşe’de bulunan Öğretmen Evi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftara, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, CHP Muğla Milletvekilleri Burak Erbay ve Mürsel Alban, CHP Muğla İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, Demokrat Parti Muğla İl Başkanı İsmet Köse, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, partililer ve vatandaşlar katıldı.
"TÜRK DEMOKRASİSİNİN EN ZOR SINAVIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
İftar sonrası bir konuşma yapan Gültekin Uysal, ülkenin büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kaldığını söyleyerek, “Zaman zaman toplumların, milletlerin, devletlerin hayatında vardır, buhran dönemleri. Yarın tarih kitapları böyle bir dönemi, Cumhuriyet'in belki de fetret dönemi olarak yazacak. Bu büyük ülkenin hangi tarihi mecradan geldiğini bilmeyenler, bu büyük geçmişe sırtını dayayarak oradan kuvvet alması gerekenler, bu büyük geçmişi yok saymak için ellerinden geleni yaptılar. ‘Tez ortaya koyuyorum’ diyerek tercih ettikleri ekonomik politikaların bu ülkeye nelere mal olduğunu hepimiz hayatımızda yaşıyoruz. Yoksulun daha yoksul olduğu bir ülkede huzur ve istikrarı uzun süre sürdürebilme imkanınız yoktur” dedi.
Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzde belki de Türk demokrasisinin en zor sınavı ile karşı karşıyayız. Ya Türkiye, tarihi yürüyüşü içerisinde bir hukuk devleti olarak, işleyen bir demokrasiye sahip olarak uluslararası düzlemde güven veren bir ülke olarak yoluna devam edecek ya da dışarıdan ve içeriden istikametini kaybetmiş, keyfi bir rejimin daha da derinleşerek adeta bir Baas rejimine dönüştüğü bir ülke olarak yoluna devam edecek. O nedenle mücadelemiz önemlidir. Biz inanıyoruz ki bugün demokrasi ve hukuk ortak paydasında şahsi beklentilerimizi bir kenara koyarak, bu büyük masa etrafında yarınımızı inşa etmek adına bir irade koyduk ve bu mücadeleyi vererek geliyoruz.”
ENGİNYURT: TARİH BİLGİSİ DE SIFIR
Cemal Enginyurt ise konuşmasında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sert sözlerle eleştirdi. Enginyurt, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘1946 yılında yeter artık, söz milletindir diyen Adnan Menderes'in yolundan gittik, onun davasını güdüyoruz’ diyor. Vallahi de yalan diyor. Adnan Menderes'in davasını gütmüş olsaydın Adnan Menderes'in Yassı Adası'na alçakça bir oteli dikmez, oraya saygı duyardın. Ne diyor geçenlerde, 'Eskiden gaz lambası, mum vardı. Bak, biz elektriği getirdik'. ‘Ekonominin kitabını yazdım’ deyip okuyamadığı, Hitit dilinde yazdığı kitap gibi tarih bilgisi de sıfır. Sayın Cumhurbaşkanı, sen okuyamadın bari o yanındaki danışmanlar ne işe yarıyor. Senden önce, bu memlekette 1926'da mavi gözlü dev adam Mustafa Kemal Atatürk, Kırıkkale'de elektrik santrali kurdu.
“23 NİSAN’DA ATATÜRK’ÜN HUZURUNA GİTMEYEREK KİNİNİ VE NEFRETİNİ GÖSTERDİ”
Sen, 23 Nisan'da, yine 8 yıl boyunca gitmedin Anıtkabir'e. Sonra yanındakiler senin kurtarmaya çalışıyorlar. 23 Nisan'da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş yıl dönümünde Mustafa Kemal Atatürk'ün huzuruna gitmeyerek kinini ve nefretini gösterdi. Şunu unutma, sen ve yandaşların Mustafa Kemal Atatürk'ü sevseniz ne yazar, sevmeseniz ne yazar? 80 milyon Türk milleti Mustafa Kemal Atatürk'ü seviyor.
“YUVARLAK MASAYI BÖCEK ARAMASINA TABİ TUTTUK”
Biz, Sayın Genel Başkanımızın ev sahipliğinde altı genel başkana iftar verdik. İftardan iki gün önce yuvarlak masayı bir böcek aramasına tabi tuttuk. Genel başkanımızın odasını da cuma günü kapattık. Basın mensupları sordu, 'Efendim ilk defa oluyor, dinlemeden mi korktunuz?' Hayır. Dinlemeden korkmadık. Bunlar, tarla faresi gibi masanın altına girip yedinciyi arıyorlar. Bizim binaya girişte yedinciyi bulamasınlar diye yaptık biz bunları. Yedincinin olmadığını görsünler diye yaptık.
“MUĞLA’NIN YİĞİTLERİNE PKK’LI DEMEYE UTANMIYOR MUSUN”
Altı parti bir araya gelmişiz. Adı Fuat Oktay diye bir adam, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, devlet memuru. Yozgat'ta, AKP il binası önünde, ampulü arkasına almış diyor ki 'Bu altı partinin yanında yedincisi olarak PKK var’. Fuat Oktay, yazıklar olsun sana. Namaz kılıp oruç tutuyorsun. Alnın secdeye gidiyor. Hiç utanmıyor musun, Yörüklerin lideri Orhan Akçan'a PKK'lı demeye? Muğla'nın yiğitlerine, Fethiyelisine, Ortacalısına, Milaslısına, Bodrumlusuna PKK'lı demeye utanmıyor musun? Adama sormazlar mı; ‘PKK'lı arıyorsanız, HDP'li arıyorsanız bu altılı masanın yanında, dönün kendinize bakın, göreceksiniz’. Neyi göreceksiniz? 29 Ekim'de, Habur’da çadır mahkemelerini kurup PKK'ları serbest bırakırken HDP'yi de PKK'yı da yanınızda göreceksiniz. PKK'lı arıyorsanız, İmralı’daki kanlı katile mektup yazdırıp, 'İstanbul'da Ekrem'e değil Binali Yıldırım'a oy verin' dedirten mektubu götürenlere bakacaksınız. HDP'li arıyorsanız, Oslo'da on madde ile bu ülkeyi bölme anlaşması yaptığınız HDP'lilere bakacaksınız.
“6’LI MASA İLE UĞRAŞACAĞINA ÇİFTÇİNİN DERDİ İLE DERTLEN”
Böyle bölerek, parçalayarak bu altılı masayı dağıtmaya kalkma Sayın Cumhurbaşkanı. Altılı masa ile uğraşacağına çiftçinin derdi ile dertlen. Beş milyon, emeklilikte yaşa takılanların dertlerini çöz Sayın Cumhurbaşkanı. 13 milyon emekli geçinemiyor. En düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkar Sayın Cumhurbaşkanı. Gençlere ‘Yurt dışına git’ diyorsun, gençler buradan Bodrum'a gidemiyor, Bodrum'dan Muğla’ya gelemiyor. Sen bu gençlere iş, aş, ekmek ver Sayın Cumhurbaşkanı. Senin tek derdin var, karşındakiler hain, sen ve senin yanındakiler vatan kurtaran, vatanseverlersiniz. Öyle yağma yok Sayın Cumhurbaşkanı. Bu altılı ittifakın mensupları, bu altılı ittifaka inanan insanlar, Demokrat Parti başta olmak üzere, şuna inandılar, iman ettiler; hedefimiz laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve liderimiz mavi gözlü dev adam Mustafa Kemal Atatürk'tür. 'Recep Tayyip Erdoğan giderse ülke batar, her şey perişan olur'; hadi oradan. Allah'ın 'Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım' dediği iki cihan güneşi Allah Resulü öldü de İslamiyet gitti mi? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu mavi gözlü dev adam Mustafa Kemal Atatürk öldü de Cumhuriyet yıkıldı mı ki bu ülkeyi satanlar gidince bu ülke yıkılacak?
“ALIN SEÇİM KARARINI, MİLLET İTTİFAKI CUMHURBAŞKANI ADAYINI AÇIKLAYACAK”
Şimdiden başladılar, fitne sokuyorlar; 'Kim cumhurbaşkanı adayınız olacak? Kimi yapacaksınız? Hala açıklamadınız'. Millette zanneder ki bunların cumhurbaşkanı adayı belli. Sizin adayınız kim? Üçüncü defa seçilip seçilmeyeceği belli olmayan Recep Tayyip Erdoğan'ı hala aday diye açıklamadılar, şimdi çıkmışlar ‘Cumhur İttifakı'nın adayı belli, sizinki kim?’ Niye bunu soruyorlar biliyor musunuz? Sokaklarda gezemiyorlar, esnafa gidemiyorlar, fakirliğe çare bulamıyorlar, zamları durduramıyorlar. Halk bunlara saldırdıkça yıldılar, yoruldular, gündem değişsin istiyorlar. Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını açıklayacak, tüpçünün televizyonundaki nöbetçi tetikçileri de başta olmak üzere, yedi ceddini, soyunu, sopunu araştırmaya başlayacaklar. Mezhebini, dinini; geçmişte hangi fotoğrafı var, onunla uğraşıp gündemi buraya çekecekler. Alın seçim kararını, Millet İttifakı o gece cumhurbaşkanı adayını açıklayacak.
“MİLLET İTTİFAKI’NIN ADAYI ÇALMAYACAK, ÇALDIRMAYACAK”
Millet İttifakı'nın adayı kim mi olacak? O zaman ilan edelim. Millet İttifakı'nın adayı, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alan olmayacak, ‘Ne Mutlu Türk'üm diyene’ yazılarını kaldırmayacak, Andımız’ı yeniden okullarda okutacak; çalmayacak, çaldırmayacak; kocasının şirketine bakanlık yaptığı yerden ihale vermeyecek, milletin anasına söven çeteden hesap soran olacak. Demokrat Parti olarak, her yerde söz verdiğimiz gibi bu salonda da söz veriyoruz: Millet İttifakı'nın adayının mezhebine bakmayacağız, ismine bakmayacağız, partisine bakmayacağız, sonuna kadar onu cumhurbaşkanı yapmak için çalışacağız."
GÜRÜN: CUMHURBAŞKANI BİZLERİN İKTİDARA GELMESİ İÇİN GAYRET SARF EDİYOR
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ise şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı’na bu kadar yüklenmemek lazım. Sayın Cumhurbaşkanı, bizlerin iktidara gelmesi için her türlü gayreti sarf ediyor. Bizim görülmeyen yandaşımız. 20 yıllık bir iktidar, gerçekten uzun bir dönem. Bu kadar uzun olmamalıydı ama ayrıştırmayı çok iyi biliyor. Bizi ayrıştırarak kendi iktidarına devam ediyor. Milliyetçiliği kullanıyor maalesef. Bundan sonra bu milletin din bezirganlarına inanması mümkün değil. Çok pahalıya çok önemli deneyimler kazandık. Altı farklı düşünceyi temsil eden liderler, bir araya geldik. Aynı kurtuluş savaşında olduğu gibi. Bu da siyasi bir kurtuluş hareketi. Altı farklı düşüncesi olan altı lider bir araya gelerek, 'Olmaz, olamaz, bir araya gelemez' denilen ve birbiri ile bazı konularda farklı yolları olan bütün bu partileri bir araya getirdi, Millet İttifakı'nı kurdu. Gerçekten birleştirici rol oynadı.”