EGEPOSTASI - Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Büyükizmir TV’de yayınlanan 8. Gün programının konuğu oldu. Gazeteci Mithat Umutoğulları’nın sorularını yanıtlayan Gümrükçü, Çibel A.Ş. ile Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube arasındaki toplu sözleşme süreci, Büyükşehir Meclisi Grup Başkanvekilliği adaylığı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le yaptığı görüşmenin detaylarını açıkladı.
Gümrükçü’nün açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
TİS GÖRÜŞMELERİ NEDEN UZADI?
“Çok talihsiz bir süreç yaşadık. 8 no’lu şube başkanımız Deniz Hanım sürecin başlarında evladını kaybetti. Biz toplu sözleşme sürecinin başında şube başkanı olmadan, şube sekreteri ve yönetimiyle başladık. Bizim işyeri temsilcilerimiz yeni seçilmişlerdi. Daha sonra Çiğli’ye bağlı eski şube başkanı görüşmelere girdi. Sıkıntılar olduğunu görünce Deniz Hanım’la görüşmeye başladık. Görüşmeler 5 ay sürdüyse 45 gün şube sekreteriyle, 45 gün başka bir şubenin başkanıyla, 60 gün de mevcut şube başkanıyla görüştük.
Masada otururken herkes kendinden taviz verir. 70 lira teklif verip onu 75 liraya çıkarmazsınız. Eylemin olduğu gün 60 liranın üzerinde yevmiye artış teklifi etitm. Bugün verdiğimiz rakamlarla hemen hemen aynı. Arkadaşlar 70 lira olan tekliflerini 75 liraya çıkararak grev kararı almaya kalktılar. Sendikanın görevi işverenle işçiyi birbirinden uzaklaştırmaktır. Ama ben sürekli neden işçiye seslenmediğimle ilgili eleştirildim. Sendikaya ‘O zaman toplantıyı siz düzenleyin, herkes sorularını sorsun ben cevabımı vereyim’ dedim. Bu da olmadı. Velhasıl geldiğimiz noktada birçok eksiklik yaşadık. Ama ben ne sendika yönetimine, ne temsilcilere, ne de işçi arkadaşlara kızıyorum. Oldu ve bitti. Geriye dönüp hesaplaşma içine girmek doğru değil.
‘ŞEBEKE’ AÇIKLAMASI
Ben bunu ilçe başkanıyken de, belediye başkanlığı görevine geldiğim ilk gün de tespit ettim. Bir yapı var, içindeki kişiler değişiyor ama tarz olarak devam ediyor. Partiyle belediye başkanını, belediye işçisiyle belediye başkanını bilinçli bir şekilde karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Bu yapı CHP’nin başarısız olmasını istiyor. CHP’yi temsil eden belediye başkanının başarısız olmasını da istiyor. Bu yapıların işi bu, partiyi yıpratıyor onun yerine kendi arkadaşını getirmeye çalışıyor. Bir de parti dışı uzantıları var. Hem CHP dışından gelenler, hem de Çiğli dışından sürece dahil olan yapılar var. İzmir siyasetinin yansıması olabilir, akrabalık ilişkilerinden kaynaklı olabilir. Bunların tamamı şebekedir. Bu şebeke mücadeleyi görev olarak görüyor. Bugün bizim yaşadıklarımızın aynısı geçmişte de yaşandı. Krizler anlık olurdu Çiğli’de. 3 sene ilçe başkanlığı yaptım, bir gün yüzü görmedim. Krizle yaşamaya alıştık. 3 yılda ne yaptın derseniz iki şeyi başardık. Birincisi, Çiğli’nin adını İzmir ve Türkiye’ye duyurduk. Türkiye’de Çiğli diye bir ilçenin var olduğunu gösterdik. İkincisi geçen haftaya kadar huzuru ve barışı sağladık. Bugün geldiğimiz noktada inanıyorum ki grev yapan arkadaşlar da keşke yapmasaydık diyorlar.
“AYNI SÜRECİ BİR DAHA TEKRARLAMAYACAĞIM”
Birini masadan kaldırmak isterseniz, onun veremeyeceği şeyler teklif edersiniz. 70 liradan açıyorsunuz, aşağıya çekmek yerine teklifi yükseltiyorsun. Başka bir ilçede enflasyonsuz bir rakama imza atıyorsun, olası bir artışı belediye de işçi de göğüslüyor. Bugün geldiğimiz noktada 2023 yılı için TÜFE + ÜFE/2 + 2 refah payı istemek bugünkü matematikle yüzde 90 zam istemek. Bunu kim verebilir? Dolayısıyla bu anlaşılmasın diye yapılmış bir şey. Yoksa Çiğli Belediye İşçisi vefakardır, alın terine sahip çıkar, o şebekeye alet olan sınırlı sayıda arkadaşlar hariç. Eksik yaptığım şeyler olduğunu düşünüyorum. Aynı süreci bir daha tekrarlamayacağım. Hatalarımızdan ders almamız gerekir. Çiğli halkına yaşattığımız olumsuzluk için çok özür dilerim. Halkın da duyarlılığı için ayrıca teşekkür ederim.
“SOYER’İ ÇİĞLİ’YE BEN DAVET ETTİM”
Biz toplu sözleşme görüşmelerini belediye başkanları olarak yapmıyoruz. Bizim yerimize belediye ve şirket adına yetki verdiğimiz SODEMSEN adlı bir işveren sendikası var. Bu yapı yaklaşık 2 yıl kadar önce kuruldu. Kurucu başkanı da mevcut başkanı da, Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer. Tunç başkanımız SODEMSEN üyesi bulunan yaklaşık 200 belediyede yapılan TİS görüşmelerini yöneten ekibin başkanı. Tabii ki teknik arkadaşlar var, çeşitli uzmanlar var bütün sorumluluk başkan olarak Tunç Başkan’da. Öncelikle Tunç Başkan neden geldi? Ben davet ettim. Davet ederken de DİSK’in bölge başkanına da, şube başkanına da söyledim. ‘Böyle bir şey var olur mu? Siz bizi masaya davet ettiniz. Ben de hem alana gelin, zamları protesto ediyorsanız biz de orada olalım, destek verelim. Hem de süreci orada konuşmaya devam edelim’ dedim. Dedim ki ‘Siz davet etmiş olun ki güvence olsun, hem de SODEMSEN Başkanı olarak süreçte yer alsın görmediğim bir şeyi görür.’ Tamam dediler, konuşuldu. Başkanımız 10.30’da geleceğini ifade etti. PM Üyemiz Ednan Arslan da oradaydı. Kamil Okyay Sındır ve Bedri Serter de geldi. Böyle bir yapı oluşturduk. Hata bendeyse partim ‘Hatayı sen yapıyorsun’ desin, fotoğrafı görsün istedim. Başkanın 15 dakika daha geç gelmesini bekliyorduk hatta biraz daha geç kalabileceği yönde telefon açıldı. Biz aşağıdan gelmesini bekliyorduk. Duyurdum başkanımızla beraber geliriz diye. Ama başkana neden kapıdan girdi diye sormadım, sorgulamadım da. Bizim bilgimiz dışındaydı, ama orada bir sıkıntı yok. Geç duyduğumuz için geç indik. Sonra yukarıda bütün süreci yönettik. Bizim için problem yaratacak bir durum yok.
Yukarıda ne oldu derseniz? Biz toplu sözleşmeyi 2 yıllık yapmak istedik. Greve gitmeden bir gece önce 2. yılda anlaşamayınca o zaman bir yıllık yapalım, 6 ay sonra yeniden otururuz, enflasyon düşüyor mu, düşmüyor mu önümüzü görürüz istedim. İşçiler kabul etmiyor grev yapılacak diye karar alındı dendi. Tunç Başkan geldi aynı teklifi tekrarladı ama reddedildi. Reddedilince başkan da ayrıldı siz devam edersiniz dedi.
“SİYASİ OPERASYON OLARAK DÜŞÜNÜLMESİ DOĞAL”
Dedim ki ‘Siz sendikacısınız, haklarınızı savunuyorsunuz. Ama biz AB’den ödül alıyoruz, siz bir gün sonra basın açıklaması yapıyorsunuz. ‘AB’den ödül almaya benzemez’ diye yazıyor. Faaliyetlerde başarılarımız oluyor siz arkasından eylem yapıyorsunuz. En son grup başkanvekilliğine aday olayım İzmir ve Çiğli için sorumluluk alayım dedim. Grev kararı aldınız. Üst üste gelince siyasi operasyon olarak düşünülmesi doğal.
"ZAMANSIZ BİR AÇIKLAMA OLDU"
Grup başkanvekilliğini siyasi kariyer için alınması gereken bir kale olarak görmedim. Ben Tunç Başkan’la yaptığımız görüşmede de ifade ettim. Bir belediye başkanı için zor bir görev. Birçok arkadaş eleştirdi ama ben CHP’de Tunç Soyer’in güçlenmesi için bir formül olarak ortaya koydum. Ben koltuk meraklısı değilim. Bu dönem grup başkanvekilliği için açıklamayı yanlış yaptım. Zamansız oldu. Grup başkanvekillği açıklamamda yazılacağını bilmeden o kelimeleri kullandım, ama ‘Yazma’ da demedim. Dolayısıyla zamanını benim seçmediğim, şeklini benim seçmediğim bir açıklama oldu. O hafta birkaç hata yapmıştım. Yorgunluğa, strese verdim. Ama bütün CHP’liler bilir ki Utku Gümrükçü bu makamı fethedilecek kale olarak görmedi? Kendine fayda sağlayacak bir makam olarak görmedi. Gümrükçü’ye kolaylık değil zorluk sağlayacak, fedakarlık gerektirecek bir makam. partinin faydası için talep ettim.
“GRUP TOPLANTISI’NA GİDEMEME SEBEBİM...”
En büyük üzüntüm TİS görüşmelerinin grup toplantısı saatine denk gelmiş olması. Grup toplantısına gidememe sebebim de biz 2’de sendikayla görüşmeye gidecektik. Sendikacı arkadaşlar görüşmeyi 3’e çekti. Biz görüşürken grup toplantısı saat 4’teydi ve katılamadım. Katılsaydım da tartışma yaratmazdım demokrasiden yana fikirlerimi söylerdim. Toplantıdan önce de birçok meclis üyesi arkadaşımla görüştüm. Bu süreci partinin yara almayacağı şekilde götürmek için düşüncelerimi paylaştım. Başkanımızın yüzüne de Cuma günü yaptığımız görüşmede söyledim.
SOYER'LE NELER KONUŞULDU?
Bazıları demiş ki ‘Tunç Başkan randevu vermiyor’ diye. Randevu talebimiz vardı. Cuma günü Bergama’daki açılışta konuşmak üzere randevu verildi. Başkan ‘Nerede görüşelim’ deyince ‘Başkanım nasıl olsa buradayız, vakit kaybetmeden arabada konuşuruz’ dedim. Yaklaşık 20 dakika kendisiyle olan geçmiş münasebetlerimizden başlayarak, grup başkanvekilliğine kadar uzanan bir görüşme yaptık. Çok verimli geçti. Kendisi de olumlu karşıladı. Bir sıkıntımız yok. Bir problem olsaydı Pazartesi Çiğli’ye gelmezdi.
“TUNCAY ÖZKAN AĞABEYİMDİR”
(‘Sizin yaptığınız bütün siyasi faaliyetler Tuncay Özkan’la olan hukukunuza bağlanıyor. Buna kızdığınız oluyor mu?’ sorusu hk.) Bizim Tuncay Bey’le 18 yıllık bir ilişkimiz var. İliişkimizin 2008’den sonrası mahkeme süreçlerini beraber yaşadığımız, devletin bizi birbirimize bağladığı bir süreçle gelişti. İlçe başkanı olmadan bir hafta önce Tuncay Bey CHP’ye üye oldu. Siyasi emelleri olan bir kişi değil. Tuncay Özkan’la bizim ilişkimiz dostluk yoldaşlık ilişkisidir. Tuncay Özkan’ın siyasette var olması gerektiğini düşünüyorum. O da gençlerin var olması gerektiğini düşünüyor ve abilik yapıyor. Siyaset örgütlü ve hiyerarşik bir yapı. Genel Merkez’de istişare etmeden bir yol alınır mı? Grup Başkanvekilliği adaylığı zannedilmesin ki genel merkezle istişare edilmeden açıklanır. Tuncay Özkan benim ağabeyimdir, ama benim çok ağabeyim var. Çünkü ben gençlik kollarından buraya kadar gelmiş bu partinin bir evladıyım.
“SOYER’LE BİR SORUNUMUZ YOK”
Tunç Soyer’le birçok isme göre en eski hukuku olan kişilerden biriyim. Onun yaşadığı süreçleri birebir yaşamış, aktif siyaset yapıp partide görev alıp onunla sürekli irtibat halinde olmuş tek kişiyim. 2019’dan önce il başkanlığına adaylığım varken Tunç Başkan beni destekliyordu. Geldiğimiz noktada bizim ayrışmamız, bir kavgamız yok. Bakışlarda farklılıklar olabilir, ama bizim aramızda sadece yanlış anlaşılma olur. Onun dışında bir sorun olamaz. Cuma günü yaptığımız görüşme de abi kardeş hukukunda geçti.