ABDÜLHAKİM KÜÇÜK/HABER SERVİSİ - 15 Temmuz’da gerçekleştirilen darbe girişimine tepki olarak ilki İstanbul’da düzenlenen Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’nin ikincisi İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yapıldı.
Polis ekipleri, mitingin gerçekleştirildiği meydanda geniş güvenlik önlemleri aldı. Gündoğdu Meydanı'nın dört bir yanı çelik bariyerlerle güvenlik kordonuna alınırken, vatandaşlar alana tek tek üzerleri aranarak alındı.
Alana kurulan dev ekranlarda ve platformun arka ekranına da "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazıldı. CHP yetkililerinin mitinge katılan sendika, sivil toplum kuruluşu ve partilerin kendi bayrak ve flamalarını getirmeme çağrısı üzerine, alana gelen vatandaşlara önceden hazırlanan Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile üzerinde "Darbelere Hayır", "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazılı dövizler dağıtıldı.
Mitinge AK Parti İzmir Teşkilatı'da destek verdi. İl Başkanı Bülent Delican ve vekiller mitingi CHP'li yönetici ve başkanlarla birlikte takip etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gündoğdu'ya 19:30'da geldi ve alandakilere seslendi. Kılıçdaroğlu, darbe girişimin ardından laikliğin, seküler sistemin ne kadar önemli olduğunun ortaya çıktığını belirterek, “Laiklik bizi bir arada tutan çimentodur. Laiklikle oynamak, dini siyasete alet etmek camiye, adliyeye, kışlaya siyasetin girmesini asla kabul etmiyoruz” dedi.
MİTİNGTE NELER YAŞANDI'
Miting alanında herhangi parti amblemi ve bayrağı yer almadı.
Çeşitli illerden çok sayıda vatandaş İzmir'e geldi ve miting öncesi alan etrafındaki kafelerde zaman geçirdi.
Mitinge gelen vatandaşlar alana üstleri aranarak girdi.
Vatandaşların ellerinde Türk Bayrakları ve Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafının olduğu bayraklar yer aldı.
Sanatçılar Selçuk Balcı, Hilmi Yarayıcı, Erdal Erzincan, Tolga Sağ, Yusuf Benli, Faruk Demir, Hüseyin Turan ve Tuğrul Keskin’in şarkıları, Ataol Berhamoğlu'nun seslendirdiği şiirler ve Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası'nın seslendirdiği marşlarla coşkulu anlar yaşadı.
Katılımcılara alanda çay, kahve ve su ikram edildi.
Miting alanına denizden de çıkarma yapıldı. Karşıyaka, Güzelbahçe, Balçova ve Foça’dan teknelerde alan yakınına demir attı.
Mitinge AK Parti İzmir Teşkilatı, sendika temsilcileri ve çok sayıda STK temsilcisi de katıldı.
Mitingde CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır'ın yanı sıra CHP üst yönetimi, İzmir Milletvekileri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, il yönetimi, ilçe başkanları ve ilçe belediye başkanları da tam kadro yerini aldı.
AK PARTİ'DEN MİTİNGE DESTEK
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ve milletvekilleri ile Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Bilal Doğan miting alanına birlikte geldi. AK Parti heyeti mitingi CHP'li yönetici ve başkanlarla birlikte takip etti.
SARI: "RAZI OLMAYACAĞIZ"
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, alanda bulunan demokratik kitle örgütleri adına konuşma yaptı. Sarı, darbe ve diktalara karşı laik ve demokratik Türkiye istediklerini vurgulayarak "Halkımıza dayatılan darbe sivil dikta ikilimine razı olmayacağız. Ne darbelere teslim olacağız ne de bu girişime dayanarak kirli iktidar planlarını hayata geçirmek isteyenlere müsade edeceğiz" dedi.
Temel hak ve özgürlüklerin OHAL KHK'ları ile ağır tahribata uğradığını da ifade eden Sarı şunları söyledi: "Emek ve demokrasi güçleri olarak geçmişte olduğu gibi darbecilere ve sivil dikta heveslilerine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugünden sonra bize düşen demokrasiyi hedef alanlara inat demokrasiyi yeniden inşa etmek ve eşitliği, özgürlüğü tüm toplumsal kesimler için daha güçlü istemektir. Dün olduğu gibi bugün de demokrasi ve özgürlüğün sokakta kazanılacağını ve parlementer sistemden vazgeçilmeyeceğini vurguluyoruz. Olağan üstü hal değil, daha fazla demorkasi istiyoruz.”
BALBAY VE ÇAM ARAYA GİRDİ
Daha önce alana girişlerine izin verilmeyen Haziran Hareketi, Mustafa Balbay ve Musa Çam'ın araya girmesiyle güç de olsa alandaki yerlerini aldı. Kalabalık grup, çeşitli pankartlar ve "isyan devrim direniş" sloganlarıyla meydan girdi.
CHP LİDERİ İZMİR'E ÖVGÜLER YAĞDIRDI
Alandaki binlerce kişiye eşi Selvi ve torunu Duru Kılıçdaroğlu ile selamlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’e ve İzmirlilere övgüler yağdırdı. Herkese alana geldikleri için teşekkür eden Kılıdçaroğlu, “İzmir’in güzel bir marşı var, ‘İzmir’in dağlarında çiçekler açar’ diye sadece İzmir’de değil, İzmir’in ovalarında, caddelerinde, fabrikalarında her yerde çiçekler açıyor. İzmir’in meydanında da çiçekler açıyor. Bugün Gündoğdu meydanında he birimizin kalbinde bir demet çiçek var cumhuriyet ve demokrasi için. İzmir sadece dağlarında çiçek açan kent mi hayır. 8 bin yıllık tarihi var İzmir’in. Beni de milletvekilliğiyle onurlandıran İzmir şu gerçeği çok iyi biliyor. Tarih biliminin kurucusu da İzmirlidir. Düşmana ilk kurşunun atıldığı kenttir İzmir, düşman askerlerinin denize döküldüğü kenttir. İzmir kuruluşundan kurtuluşa kadar bütün cumhuriyete tanıklık etmiştir. O nedenle İzmirli olmak bir ayrıcalıktır. Gazi Mustafa Kemal savaş meydanlarında çıktı, cumhuriyetin bağımsızlığı korudu. Gazi Mustafa Kemal 1923’te iktisat kongresini topluyor. Dolaysıyla kalkınmanın da başladığı kenttir. Ve İZmir Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyaya açılan kapısıdır. İzmir Kubilay’ı bağrında tutan kenttir. İzmir cumhuriyettir, demokrattır, emektir, İzmir alın teridir ve İzmir Türkiye’nin en kucaklayacı kentidir. Anadolu’nun neresinden gelirse gelsin bir süre sonra ben de İzmirliyim der. Çünkü İzmir etnik köken ayırmaz. İzmirli bilir ki insan tarihin en değerli varlığıdır. İzmir Türkiyemizin en güzel sakin kentidir. Ama kimse unutmasın yeri geldi İzmirli ‘Ya İstiklal ya Ölüm’ diyen bir kenttir. İzmir demek Kuvay-i Milliye, Misak-ı Milli’ye demektir, İzmir Türkiye demektir” diye konuştu.
"BU MECLİSE TOP DA ÇALIŞMAZ TÜFEK DE"
15 Temmuz darbe girişimin tarihin en kanlı darbe girimi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bir grup, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yuvalanan bir grup darbe girişiminde bulundu. İlk tespiti yapmamız gerekiyor. Bu darbe kime yapıldı. Bu darbe cumhuriyetimize ve demokrasimize yapıldı Bu darbe girişimi demokratik parlamenter sistemine, demokratik, laik devlete yapıldı. Cumhuriyet tarihin en kanlı darbe girişimiydi. Havaalanında inerken öğrendim darbe girişimin ve arkadaşlarıma ‘derhal meclise gidiniz, darbeyi püskürtmek için gerekli çabayı gösteriniz, parlamento kapanmamalı’ talimatı verdim. Top sesleri arasında kurşunlar yaparken TBMM çalışmasını sürdürdü. Milletvekillerimiz asla terk etmedi. Çünkü bu meclis Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu meclisti. Top da çalışan buraya tüfek de çalışmaz buraya. Hiç kimse unutmasın, yedi düvel de duysun; TBMM’nin temeli salonlarda değil, cephelerde atılmıştır. Cephelerde mücadele edilmiştir. O nedenle Kurtuluş Savaşını yöneten meclise Gazi Meclisi adı verilmiştir” dedi.
"SİZİ O MAKAMLARA GETİREN MUSTAFA KEMAL CUMHURİYETİDİR"
Cumhuriyetin kolay kurulmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Kanımız var canımız var cumhuriyetin temelinde. O nedenle ordunun içinde yuvalanan gurup demokrasiye cumhuriyete müdahale edecek. İlk duyduğumuz andan karşı çıktı, her türlü diktaya da karşı çıkmaya devam edeceğiz. Cumhuriyet fazilettir, kimsesizlerin kimsesidir. Biz birilerinin kölesi, kulu değiliz. Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür bireyleriyiz. Hiç kimse unutmasın. Bugün hükümet olanlar da unutmasınlar. Eğer o makamlarda oturanlarsa onları o makamlara getiren Mustafa Kemal’in cumhuriyetidir Osmanlı heveslilerine sesleniyoruz. Osmanlı’da herkes padişahın kuluydu. Kimse düşüncesini açıklayamazdı. Cumhuriyet böyle bir anlayışla yola çıkmadı. Türkiye sınırları içinde yaşayan her yurttaş özgür vatandaştır. Elbette ki Osmanlıya kötülemiyoruz o da bizim tarihim. Onlarla da gurur duyacağız. Ama Mustafa Kemal ve arkadaşları Osmanlıyı da aşarak bir cumhuriyet kurdu, bunun farkına varmalıyız. Egemenlik birinin, padişahın değil kayıtsız şartsız milletidir.
Atatürk’ün cumhuriyeti kurmasıyla önemli bir başarıyı dünyanın gündemine getirdiğini ve Türkiye’nin mazlum ülkelerin örnek aldığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bugün Türkiye aynı örnek olma yolunda kararlı adımlarla yürümek zorundadır. Bizim mücadelemiz temelinde yatan da bu anlayıştır. Türkiye Cumhuriyeti kuranlar sağlam temeller üzerine cumhuriyeti inşa ettiler. Çünkü onlar hangi gerekçeyle Osmanlının çöktüğünü biliyorlardır. Bugün 100 yıla yaklaşan cumhuriyet dünyanın saygın biri olma yılında yürüyor. Bunun önderi bu ülkenin halkıdır. Cumhuriyetin ayarlarıyla oynamak yerine güçlendirmek zorundayız. Onun için söyledik bu darbe sosyal hukuk devletine karşı yapılmış bir darbedir O nedenle biz kimden gelirse gelsin tüm darbelere ve tüm dikta anlayışlarına karşı çıkıyoruz ve karşı çıkmayı da sürdüreceğiz.”
"CAMİYE, KIŞLAYA, ADLİYEYE SİYASET GİRMEYECEK"
Darbe girişiminden sonra önemli gerçekler ortaya çıktığına işaret eden Kemal Kılıdçaroğlu, “Laikliğin, seküler sistemin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü, inanca saygı demektir. Laiklik bizi bir arada tutan çimentodur. Laiklikle oynamak, dini siyasete alet etmek camiye, adliyeye, kışlaya siyasetin girmesini asla kabul etmiyoruz. Camiye sokarsanız vatandaşı ayırırsın, adliyeye sokarsanız adaleti bölersiniz, kışlaya sokarsanız darbelere zemin hazırlarsınız. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girmeyecek. Siyasetin girmediği yer buralar olacak” dedi.
10 MADDELİK MANİFESTO
CHP'nin Taksim Mitingi’nde, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'nin demokratik, laik, hukuk devletine karşı yapılan bir darbe olduğunu belirterek, 10 maddelik manifestoyu oylatan Kılıçdaroğlu, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda aynı manifestoyu madde madde okuyarak, oylattı. meydanda bulunanlar maddeleri oybirliğiyle kabul etti.
İşte o manifesto...
1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento darbeyi püskürtmüştür. Bu girişimin sorumlularını kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur.
3- Her türlü darbeye karşı çıkmak tüm demokratların demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi demeliyiz.
4- Bu darbe girişimi, halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
6- Bu darbe girişimi anayasada, yasama, yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin, demokrasideki denetleme işlevinin güvencesi olduğunu ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon ve casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibarlarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Bu darbe girişimi, devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında, bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz.
9- İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları, bu ülkenin meydanlarında özgürce gezebilmelidir. 15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye darbe hukukundan arınmalıdır.
10- Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıya yönetilmez. Darbe girişimde bulunanlar, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. İşkence, kötü muamele, tehdit, devleti darbecilerle aynı düzeye düşürür. Buna izin verilmemelidir.