









EGEPOSTASI- Geçtiğimiz günlerde kapatılan Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Asuman Ali Güven, Birol Soylu'nun sorularını yanıtladı. Güven, ülke gündeminde yer alan 'Terörsüz Türkiye Komisyonu' ve Memleket Partisi'nin kapatılma süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.
'KOMİSYON'A KATILMAYANLARA SERT ÇIKIŞ
Güven, Devlet Bahçeli'nin çağrısı ile başlayan 'Terörsüz Türkiye' süreci kapsamında kurulan komisyona CHP'nin katılma kararını olumlu şekilde değerlendirdiğini belirtti. Güven, ayrıca komisyona katılmayan partilerin 'siyasi rant' peşinde olduklarını savundu.
"Herkes bu terör belasından büyük zararlar gördü. İşin ekonomik boyutuna baktığınızda ülkeye ciddi bir maliyeti var. Bunun da Türkiye'nin kişi başına gelir dağılımını da ne kadar olumsuz etkilediği de değişik rakamlarla söyleniyor. Bunları da dikkate aldığımızda, bir de Türkiye'nin bölgesel durumu söz konusu... Irak ve Suriye konusunda çok ciddi sorunlar yaşıyor Türkiye. Bu sorunların giderilmesi açısından Türkiye'deki terör örgütü PKK'nın dağıtılması, lav edilmesi ve bu konuda gerekli bir barış ortamının yaratılması son derece değerli ve önemli bir gayret. Bu konuda duyarsız olmak, çabaya katkıda bulunmak son derece önemli. Bir taraftan da üniter bir devlet yapımız var, yüzyılık Cumhuriyetimiz var, yüzyıllık bir Cumhuriyet değerleri yaratmışız. Bu konuda laik bir Cumhuriyet Devleti kurmuşuz. Sorunları da olsa demokrasimiz var. Tüm bunlara istinaden hem iç güvenlik açısından, gerek Türkiye sınırları içerisindeki terörün bitirilmesi açısından, gerekse Irak ve Suriye'de bu terör örgütünün uzantılarıyla olan bağlantıların yarattığı dış güvenlik sorunlarını da ortadan kaldırımak açısından…Suriyede PYD gibi PKK’nın uzantısı olan bir ABD destekli silahlı gücün ortadan kaldırılması, Suriye içinde eritilmesi, Suriye devletinin bu konuda rahatlaması, federal bir yapıya geçmemesi adına Türkiye için tehlike olacağını bildiğimizden çok önemli. Bu açıdan PYD’nin bu anlamda silahlı propaganda eylemlerine son vermesini sağlamak, Irak içindeki PKK’nın tamamen dağıtılması.. Bütün bunlar da ayrıca değerli. Hem içerde hem dışarda bu sorunların çözülmesi uzun vadede Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceği için önemli kazanımlar yaratır.
Cumhur ittifakının ve DEM Parti’in birlikte bu konuda çabaları ve CHP’nin bu işin içine girmesi, katkı koyması, görüş bildirmesi, orada Cumhuriyet değerlerinin savunucusu olan bir parti olarak bulunması ve doğru kararların alınması, yarın ülkede sıkıntılar yaşatacak pozisyonların doğmaması adına CHP’nin orada var olma kararı almasını ben olumlu buluyorum. Bunu şoven bir yaklaşımla değerlendirmiyorum. Ülke ve millet menfaatleri doğrultusunda değerlendiriyorum. Kendini milliyetçi olarak tanımlayan partilerin şoven tutum içerisindeki söylemlerini biraz siyasi rant peşinde koşmaları olarak değerlendiriyorum."
"FİNANSMAN SAĞLAMAK İÇİN KİMSEYE YASLANMADIK"
Memleket Partisi'nin kapatılma gerekçelerini sıralayan Güven, ekonomik açıdan zorlandıklarını ve herhangi bir gruptan maddi destek istemediklerinin altını çizdi.
"Siyasi arenada geçişe göre daha da sorunların yoğunlaştığı, problemlerin arttığı, hem siyasi boyutuyla hem ekonomik boyutuyla ve tüm sosyal boyutuyla problemlerin daha da arttığı bir Türkiye'de yaşıyoruz. Burada siyseti doğru çizgide yapabilmek kolay bir iş değil. Bir de siyasetin finansmanı sağlayabilmek kolay bir iş değil. Türkiye'de kutuplşama ve kamplaşma var. Bir tarafta Cumhur İttifakı bir tarafta CHP'nin ana muhalefet olarak yürüttüğü bir siyasi mücadele var. Şimdi bu iki kutuplu siyasette üçüncü bir kutup yaratmak ve başarılı olmak çok zor. İş gidiyor gidiyor en son iki kutupluda birleşiyor. Siz de ne kadar uğraşırsanız uğraşın sonuçta kutbun yönüne hangi tarafa doğru yakınsanız o tarafa doğru gidiyorsunuz. Burada ayrı bir çizgi tutturmanın anlamsızlaşıyor. Devlet yardımı almadan siyasetin finansmanını sağlamak oldukça zor. Memleket Partisi açısından söylüyorum. Siyasette finansman sağlamanın, doğru çizgide doğru bir anlayış bulmanın ciddi sorunları var. Bizim partinin finans anlamında ciddi bir sorunu vardı. Biz doğru bir anlayış içinde, doğru bir çizgide siyaset yapmaya çalıştığımız için kimseye yaslanmadık. Herhangi bir gruptan, ekipten yürümedik, kendi gücümüzle yapmaya çalıştık. Ama sonuçta bunu yapmanın artık imkansız olduğunu gördük birincisi.
İkincisi, siyasi olarak dediğim gibi iki kutuplu bir siyasi kamplaşma var, bu kutuplardan birisi Cumhur İttifakı, diğeri CHP. CHP’ye baktığımızda, CHP bizim partimiz, yabancı bir parti değil baba ocağı. Oradan geldik biz zaten. CHP’de de sıkıntılar var, içinde sıkıntılar var. Bu kurultay süreçlerinden dolayı bir sıkıntılar yaşıyor. Şimdi böyle bir ortamda, CHP'nin kendini derleyip toparlayıp tekrar iç mücadeleden uzaklaşması gerekiyor. Bu mücadeleyi kazanabilmesi için. Kendi içinde birlik beraberliği bütünlüğü sağlayabilmesi için. Bizim burada katkımız ne olur? Ne olursa o kadar biz vermeye hazırız. CHP’ye Türkiye'de ihtiyaç var. Bu işin ana gövdesi, kökleri CHP. Biz CHP'nin içinde yer alarak, birlikte hareket ederek bu Türkiye'deki siyasi mücadeleyi götürmenin daha doğru olduğuna inandık. Ufak tefek şeyleri artık aşmanın gerektiğini, meselelere daha büyük bir ölçekle bakılması gerektiğini düşündük."
"ÖZEL, 'GELİN BERABER OLALIM' DEDİ"
Öte yandan Güven, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in kendilerini CHP'ye davet ettiğini belirterek şunları kaydetti:
"Bu konuda gerek Sayın İmamoğlu, gerekse Genel Başkan Özgür Özel olumlu davrandı. Özgür Özel bu konuda ciddi şekilde olumlu destek vererek bizzat kendisi gelerek bizi davet etti. ‘Gelin beraber olalım.’ dedi. Aramızda bir mesele var mı? Yok. Dost muyuz? Dostuz. Kardeş miyiz? Kardeşiz, tamam. Biz zaten makam mevki peşinde koşmuyoruz. Bugüne kadar öyle bir derdimiz olmadı, pazarlığımız da olmadı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında Sayın İnce dedi ki, ‘Bu adamların oyu yok ama biz sizden bir şey istemiyoruz bu adamları bırakın biz sizi koşulsuz destekleyeceğiz’ dedi. Bu konuda görüşmeler oldu ama yanlışlıklar eksiklikler oldu, bazı arkadaşların olumsuz bakışları oldu, gerçekçi davranmadılar maalesef. Kemal Bey’den gerçekleri biraz yasakladılar, ya gerçekleri yanlış gördükleri için öyle davrandılar. Kemal Bey yüzde 60'la seçiliyor 'Kimseye ihtiyacımız yok' anlayışıyla bu konularda yanlışlıklar yapıldı. Bu yanlışlıkların faturası da seçim kaybetmesi oldu. Böyle bir ortamda maalesef kayıpların telafisi olmuyor. Onun için bizim artık bunları aşmamız lazım."
"BABA OCAĞI'NA ÖNÜMÜZDEKİ HAFTALARDA KATILACAĞIM"
Memleket Partisi'nin kapatılmasının ardından, 'baba ocağı' olarak adlandırdığı CHP'ye bir grup arkadaşıyla birlikte önümüzdeki haftalarda katılacağını ifade eden Güven, "Baba ocağına galiba önümüzdeki hafta veya ondan sonraki hafta Ankara’da bir grup arkadaşla geçeceğiz. İzmir’de de toplu bir örgütlenme il bazında olacak. İzmir İl Örgütü, Memleket Partisi İl Yönetimi de CHP il Yönetimiyle görüşerek onlarda bir tarih belirleyip o geçişleri sağlayacaklar. Her ilin kendisi bağımsız yapıyor. İl il geçişler yapılacak."
Güven, 'CHP'ye döndükten sonra siyasi hedefleriniz neler?' sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
"Açık söyleyeyim İl Başkanlığı dahil yaptığım örgütsel görevlerin hepsini yaptım. Bu saatten sonra o görevlere dönmem -kendi adıma söylüyorum- çok uygun değil diye düşünüyorum. Böyle bir ihtiyacın olduğunu da görmüyorum. CHP’nin kadroları içinde, il ve ilçelerde bu görevleri yapacak arkadaşlarımız var. Sadece tecrübe manasında katkılarım ve desteğim olur."
PARTİ KAPATILDIKTAN SONRA MAL VARLIKLARI NE OLDU?
Güven, Memleket Partisi'nin kapatılmasının ardından kalan mal varlıklarının Anayasa Mahkemesi'nde görüşüldüğünü, partinin gayrimenkulleri olmadığını ifade etti.
"Parti kapatıldı, üyelikler düştü, şimdi bunun ikinci bir etabı var. 3 kişilik bir tasfiye kurulu oluşturmamız gerekiyordu, oluşturduk. O tasfiye kurulu şu: Anayasa Mahkemesiyle görüşerek Memleket Partisi’nin varlıkları, bunların defterde kayıtları var. Partinin muhasebecisiyle birlikte gittiler, Anayasa Mahkemesi'yle görüşüyorlar. Onların bilgileri çerçevesinde bu işler yapılıyor. Şunu söyleyeyim: Memleket Partisi’nin öyle gayrimenkulleri yok, keşke olsaydı. CHP’ye bağışlardık. Son derece sınırlı, hep kiralık mekanlar kurardık. Oranın içindeki mobilyalar vs. şeyler var. Onlar da Anayasa Mahkemesindeki görüşmelerle yönlendirilecek, gereken yapılacak. Herhalde hazineye bağışlanır ya da başka şekilde değerlendirilir."