HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bugün TBMM’de yaptığı kadın grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Buldan’ın konuşması özetle şöyle:
“8 Mart, bizler için kadın özgürlük mücadelemizi ve dayanışmamızı büyüterek alanlarda en güçlü şekilde sesimizi duyuracağımız günün adıdır. Ancak maalesef 8 Mart’ı bu sene bir felaketin gölgesinde karşılıyoruz. Bir kez daha sizlerin huzurunda deprem felaketinde kaybettiğimiz tüm canlarımızı saygıyla, rahmetle anıyorum.
“AMEDSPOR OYUNCULARINA, YÖNETİMİNE, TARAFTARINA GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİ İLETİYORUM”
Bir yandan bu acılar yaşanırken sevgili kadınlar, hafta sonu Amedspor-Bursaspor maçında örgütlü faşist bir saldırıya ülkece tanık olduk. Sahada ırkçı gruplar tarafından tribünlerde sergilenen resimler, bu saldırının arkasında kimlerin olduğunu bizlere bir kez daha çok net olarak göstermiştir. Ben, buradan Amedspor oyuncularına, yönetimine, taraftarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Amedspor yalnız değildir diyorum.
“BU ÜLKEYİ 90’LARIN KARANLIĞINA TEKRAR GÖTÜRMENİZE ASLA İZİN VERİLMEYECEK. AMA SİZ, 90’LI YILLARIN KARANLIK ÇUKURUNDA KALMAYA DEVAM EDECEKSİNİZ”
Hükümetin küçük ortağı, bu salonda, bu kürsüde biraz önce yaptığı konuşmada, ırkçı saldırılara, 90’lı yılların karanlık çetelerine bir kez daha sahip çıktı. ‘Amed yok’ dedi. ‘Amedspor yok’ dedi. Ben de buradan bir kez daha diyorum ki Amed vardır, var olmaya devam edecektir. Amedspor vardır, var olmaya devam edecektir. Olmayacak olanlar sizlersiniz. Bu seçimde gidecek olan sizlersiniz. Türkiye’nin başında büyük bir felaket olan sizlersiniz. Irkçı konuşmalarınızla, saldırgan tavırlarınızla ve bu zihniyetinizle gitmeye mahkumsunuz. Bizler, sizi göndereceğiz. Buradan bir kez daha söz veriyoruz halkımıza. 90’lı yılların karanlık ruhunu yeniden canlandırmak isteyenlere, faşizmi can suyu olarak görenlere halkımız en büyük cevabını elbette ki sandıklarda verecek. Bu ülkeyi 90’ların karanlığına tekrar götürmenize asla izin verilmeyecek. Ama siz, 90’lı yılların karanlık çukurunda kalmaya devam edeceksiniz. Tarih, sizi hep böyle anacak. Bu tehdidin sahipleri bilsin ki demokrasi ve barış mücadelemiz karşısında bütün kirli tezgahlarınızla birlikte yenileceksiniz, gideceksiniz ve kaybedeceksiniz.
“TEKÇİ, OTORİTER, ERKEK EGEMEN İKTİDARINI KESİNLİKLE GÖNDERECEĞİZ. BU YOLDA HİÇBİR OYUN, HİÇBİR HESAP VE HİÇBİR PROVOKASYON BİZLERE ENGEL OLAMAYACAK”
HDP ve kadınlar olarak, üstlendiğimiz bu büyük ve tarihsel sorumluluğun elbette ki farkındayız. Bu bilinç ve sorumlulukla hareket edeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Halklarımızın geleceği, bizler için her türlü hesabın üzerindedir. Bizler, HDP olarak şimdiye kadar nasıl bu ilkelerimiz doğrultusunda yol aldıysak bundan sonra da bu ilkeler doğrultusunda belirleyici rolümüzü yerine getireceğiz. Tekçi, otoriter, erkek egemen iktidarını kesinlikle göndereceğiz. Bu yolda hiçbir oyun, hiçbir hesap ve hiçbir provokasyon bizlere engel olamayacaktır. Çözüm, bir arada ortak yaşamı esas alan ilkelerde buluşmaktır. Çözüm, imha ve inkar değil, yok saymak değil, siyasi manevralara yön vermek değil, halkların demokrasi, eşitlik ve özgürlük talebini yerine getirmektir. İşte Emek ve Özgürlük İttifakı, tüm bu gerçeklikleri görerek halkların umudu olacaktır sevgili kadınlar. Ülkenin içine sürüklenmek istediği kaosa, yaşanan acılara karşı gün, umudu büyütme, dayanışmayı yükseltme günüdür. Acımız elbette ki çok büyük. Öfkemiz diri, yasımız derin. Bunun elbette ki farkındayız sevgili kadınlar. Erkek egemen devletin her türlü engellemesine rağmen büyüyen toplumsal dayanışmamız, kadın dayanışmamız, demokratik ve eşit bir geleceğe dair umudun kaynağıdır, güçlendiricisidir.
“EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE ALANLARDA OLACAĞIMIZI BİR KEZ DAHA BELİRTMEK İSTİYORUM”
Yarın 8 Mart. Bizler, bu 8 Mart’ta depremi felakete dönüştüren tek adam rejimine karşı erkek egemen sisteme ve kadına yönelik şiddete karşı yalnız değil, birlikteyiz. ‘Jin, jiyan, azadi’ diyerek en güçlü şekilde alanlarda olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.
“YAŞAMLARIMIZI, GELECEĞİMİZİ ENKAZ ALTINDA BIRAKAN DEPREMLER DEĞİL, BU ÇÜRÜMÜŞ, YOZLAŞMIŞ, İNSAN YAŞAMINI HİÇE SAYAN RANT VE TALAN DÜZENİDİR”
Bu hükümet, ülkenin ve kadınların başına gelmiş en büyük afettir ve en büyük felakettir. Yaşamlarımızı, geleceğimizi enkaz altında bırakan depremler değil, bu çürümüş, yozlaşmış, insan yaşamını hiçe sayan rant ve talan düzenidir. Kayyum düzenidir. Eğer HDP belediyeleri kayyum darbesiyle gasp edilmiş olmasaydı, deprem sonrası müdahalelerimiz çok daha zamanlı ve etkin olacaktı. Arama-kurtarma ekiplerinin oluşturulması ve hızlıca bölgeye gidilmesinden ekipmanların seferber edilmesine kadar insanlarımızın canını kurtarmaya dönük muazzam bir çaba ortaya konulabilirdir. Bu nedenle ülkeyi afetlerden ve felaketlerden kurtarmak için önce gaspçı kayyum rejimini değiştirmek gerektiğinin altını bir kez daha çizmek isterim. Bunu da kesinlikle başaracağız. Onları göndereceğiz. Buradan bir kez daha söz veriyoruz sevgili kadınlar.
“BU KADARI YETMEZ Mİ? BU ÇÜRÜMÜŞ SİSTEM, BU YOZLAŞMIŞ RANT VE TALAN DÜZENİ BİZİ DAHA NE KADAR SÖMÜRECEK”
Buradan bir kez daha, başta kadınlar olmak üzere Türkiye toplumuna, bütün Türkiye halklarına seslenmek istiyorum. Bu kadarı yetmez mi? Bu çürümüş sistem, bu yozlaşmış rant ve talan düzeni bizi daha ne kadar sömürecek? Bizleri daha ne kadar sel sularında, yangınlarda, pandemide, maden göçüklerinde, kadın cinayetlerinde, depremlerde, en ufak doğa olaylarında öldürecek?
“KILIÇDAROĞLU’NU, ADAYLIĞINDAN DOLAYI BURADAN KUTLAMAK İSTİYORUM”
Toplumun değişim iradesini baltalayan karanlık odaklar, halkın demokrasi talebini kuşatmak istemektedir. Artık toplum, değişim istiyor. Bunun için ne inkar siyaseti ne de restorasyon diyoruz. Çözüm, halkların radikal, demokratik değişim iradesi olan üçüncü yoldur sevgili kadınlar. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu, adaylığından dolayı buradan kutlamak istiyorum. Adaylığı hayırlı olsun diyorum. Bizim derdimiz basit hesaplar değil, politik ilkeler ve halklarımıza karşı sorumluluğumuzdur. Önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanlığı aday çıkarma politikamızı gelişmelere göre bir kez daha değerlendireceğimizi tüm kamuoyuna belirtmek ve ifade etmek isterim. HDP, tüm siyasi mühendislik oyunlarını bozacak kurucu bir siyaset üretecek, üçüncü bir yolu daha da büyütecek, umudun ve değişimin adresi olmaya devam edecek diyoruz.”