HDP'li vekillerden Erdoğan'a protesto: Salonu terk ettiler
HDP'li vekillerden Erdoğan'a protesto: Genel Kurul salonunu terk ettiler
Haberler / Politika
1 Ekim 2015 Perşembe 15:23
PAYLAŞ
HDP, TBMM’de yapılan yeni yasama yılı törenini, İstiklal Marşı okunduktan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüye çıkarak konuşma yapacağı sırada salonu terk etti.
25. Dönem 2. Yasama Yılı dolayısıyla Meclisteki Atatürk Anıtı'nda tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis'e geldi.
TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, törende saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından anıta çelenk koydu.
Törene, TBMM Başkanvekilleri Şafak Pavey ve Yurdusev Özsökmenler, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Adalet Bakanı Kenan İpek, İçişleri Bakanı Selami Altınok, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, AK Parti Grup başkanvekilleri Doğan Kubat, Ahmet Aydın ve İlknur İnceöz, CHP Grup başkanvekilleri Levent Gök ve Engin Altay, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile milletvekilleri ve TBMM bürokratları katıldı.
MHP'DEN SÜRPRİZ ÇIKIŞ Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından sonra söz alacak alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis'in çalıştırılmasını isteyecek. Buna gerekçe olarak da 'verilmiş ve görüşülmemiş önergeleri' ortaya koyacak.Görüşülmemiş önergeler arasında 4 eski bakanla ilgili yolsuzluk iddiaları da var.
ERDOĞAN MECLİS'TE Erdoğan, Meclis'te TBMM Başkanvekili Naci Bostancı tarafından askeri törenle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı kıtasını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şeref Kapısı önünde kendisini karşılayan TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ile birlikte Genel Kurul'a girdi.
Genel Kurul'da Ak Parti sıralarının tamamen dolu olduğu görülürken, muhalefet sıralarındaki boşluklar dikkat çekti. Muhalefet liderleri Kılıçdaroğlu yurt dışında olduğu için Meclis'e gelmedi. Bahçeli ile Demirtaş e Yüksekdağ'ın da TBMM'de bulunmadığı görüldü.
MECLİS BAŞKANI YILMAZ: MECLİS SORUNLARIN ÇÖZÜM YERİ Meclis'in sorunların çözüm yeri olduğuna işaret eden Meclis Başkanı İsmet Yılmaz ise, ''Terör ekonomik kalkınmanın da önünde engeldir'' dedi. Yılmaz, Türkiye'nin güçlü demokrasisi ile bölgenin huzur adası olduğunu söyledi. İsmet Yılmaz, ''Hukuk devleti ilkesinden taviz vermeden, hep birlikte, teröre karşı güçlü ve kararlı bir yaklaşım sergilemeli, milletimizin bekasını her şeyin üstünde tutmalıyız'' diye konuştu. Muhalefet parti liderleri oturuma katılmıyor. Seçim hükümetinden istifa eden HDP'li bakanların yerine atanan bağımsız Avrupa Birliği Bakanı Beril Dedeoğlu ve Kalkınma Bakanı Cüneyd Düzyol yemin edecek. Terör olayları nedeniyle Meclis açılış resepsiyonu da yapılmayacak.
Erdoğan'ın genel kurula girişi sırasında HDP'li milletvekilleri ayağa kalkmazken Cumhurbaşkanı'nın konuşmaya başlamasıyla da salonu terk ettiler.
MECLİS AÇILIŞINDA ERDOĞAN'LA MUHALEFET GERİLİMİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışında konuşma yaparken, muhalefet sıralarından gelen kimi itirazlar üzerine, tansiyon yükseldi. Erdoğan, muhalefet milletvekillerine, "Ben defalarca Güneydoğu'ya gittim, siz kaç kere gittiniz, onu söyleyin" karşılığını verdi.
ERDOĞAN'DAN MHP SIRALARINA: RAHATSIZ MI OLDUN' Erdoğan MHP sıralarından gelen itiraz ve eleştirilere " Rahatsız mı oldu? Rahatsız mı oldu? Terörün karakteri böyledir. Akrep gibi eninde sonunda sokar. Siz bu kürsülerde çok acemisiniz, öğreneceksiniz.'" cevabını verdi. Erdoğan, "Bilmediğiniz bir şey var. Kürt kardeşlerimi onlar teslim etmiyor. Bir şeyi birbirinden ayırmak lazım. Kürt sorunu ve terör sorunu ayrıdır bunu ayırt edemediniz. Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır. Mücadelemiz etnik kökenle değil terörle, terör örgütü ile teröristledir" dedi.
ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN DİKKAT ÇEKEN BAŞLIKLAR
METİN DIŞINA ÇIKTI, HIZLI TREN ANLATTI Erdoğan, konuşmasında metin dışına da çıktı. Konuşma metninde olmamasına rağmen, uzun uzun hızlı tren konusunda atılan adımları anlattı. İSİM VERMEDEN DEMİRTAŞ'A YÜKLENDİ Erdoğan, isim vermeden HDP Lideri Selahattin Demirtaş'a yüklendi. Erdoğan, "Bir siyasi parti başkanının, büyük sorumsuzluk olarak değerlendirdiğim çağrısıyla başlayan 6-8 Ekim olaylarında 50 vatandaşımız hayatını kaybetti" dedi. "YEMİNE UYMAK AHLAKİ GÖREV" Erdoğan, TBMM kürsüsünden edilen yeminlerin önemine de özel bir vurgu yaptı. cumhurbaşkanı," Bu aziz kürsüde edilen yeminlere, yapılan ahitleşmeye uymak, herkes için demokratik bir görevden öte, ahlaki bir vazifedir" dedi. Erdoğan daha önce milletvekili seçildiğinde milletvekili yeminini, geçen yıl ise Cumhurbaşkanı seçildiğinde, Cumhurbaşkanlığı yeminini TBMM kürsüsünden yapmıştı.
ERDOĞAN'IN KONUŞMASI
Erdoğan, 25. Dönem 2. Yasama Yılı açılış konuşmasını yaptı:
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
23 Nisan 1920’de Türkiye’nin ilk meclisini oluşturan o ilk meclisten, şu andaki meclisi oluşturan tüm milletvekillerine kadar herkese teşekkür ediyorum. Gazilerimizden hayatını kaybedenlere rahmet, hayatta kalanlara sağlık diliyorum. Ali Şükrü Bey’i, Hasan Polatkan’ı ve Meclis üyesiyken katledilmiş tüm vekilleri rahmetle yad ediyor ve mekanları cennet olsun diyorum.
ERDOĞAN GÜN SAZAK VEALİŞÜKRÜ BEY'İ ANDI Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, hayatını kaybeden bazı isimleri özel olarak saydı. Erdoğan'ın andığı isimler içerisinde en çok dikkat çekenler Gün Sazak ve Ali Şükrü Bey oldu. 12 Eylül öncesi bakanlardan olan Sazak, öldürüldüğü tarihte MHP Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Ali Şükrü Bey ise, ilk Meclis'te Atatürk'e en sert muhalefet eden isimler arasındaydı. 1923 yılında bir suikastte hayatını kaybetti. Erdoğan, ayrıca 1960 ihtilali sonrası idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı da özel olarak andı.
7 Haziran seçimleri, evet hiçbir partinin tek başına iktidar olamadığı bir sonuçla sonuçlanmıştır. Yaşadığımız süreç, demokrasi tarihimizde ilk kez gerçekleşen bir süreçtir. Bir hükümet kurulmamış olmasına rağmen, anayasamızın gereklerini yerine getirmek adına hareket etmişizdir.
Kimse siyasi alanda çıkarılan boşluğun faturasını cumhurbaşkanlığı dahil olmak üzere başka yerlere mal ederek sorumluluktan kaçamaz. Milletimizin gücü her türlü güçlüğü aşacak güçtedir. Terörün çirkin yüzünün sandıklarına yansımasını engellemek için tüm siyasi partilerin sorumluluklarının farkında olacaklarını umut ediyorum.
“HUKUK KARŞISINDA HESAP VERMEKTEN KAÇAMAYACAKTIR” Milletimizin bütünlüğünün, bayrağımızın ve milli marşımızın hepimizin temel görevi olduğunu belirtmek isterim. Türkiye’nin istiklalinin ve istikbalinin tek görev olduğu yerde, sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekmektedir. Milletin dışında güç odaklarına, özellikle de terör örgütlerine ve paralel yapılarına sırtlarını dayayanlar, hukuk karşısında hesap vermekten kaçamayacaktır.
“TÜRKİYE OKUN YAYDAN FIRLAMASI GİBİ BİR İLERLEME DÖNEMİNDEDİR” Türkiye’nin 1 Kasım seçimleri sınavını da başarıyla atlatacağına inanıyorum. Türkiye her anlamda emin ellerdedir. Tarih Türkiye’nin önlenemez yükselişine tanıklık etmeye devam edecektir. Tek bir vatandaşım dahi tedirgin olmasın, Türkiye okun yaydan fırlaması gibi bir ilerleme dönemindedir ve 2023 hedeflerine kesinlikle ulaşacaktır.
"DÜNYANIN PARLAYAN YILDIZI OLACAKTIR" 13 yıl boyunca gerçekleştiren ciddi reformlar ekonomide ciddi belirsizlikler yaşanmasını engelledi. Bugün avrupada ve içinde bulunduğumuz bölgede küresel ekonominin sıkıntılarını en az hissedenlerden biriyiz. 1 kasım sonrası kurulacak güçlü ekonomik, ekonomik gelişmenin de mimarı olacaktır. Finans sektörünün reel sektörü zor durumda bırakacak şekilde hareket etmesini asla kabul etmeyiz. Tüm saldırılara rağmen, Türkiye ekonomide de 2023 hedeflerine ulaşacak ve dünyanın parlayan yıldızı olacaktır.
Sayın başkan ve milletvekillerim, geçen yıldan bu yana geçen sürede ülkemiz açısından kritik gelişmeleri hep birlikte yaşadık.
"BÜYÜK SORUMSUZLUK ÖRNEĞİ OLARAK..." İç güvenlik paketinin güvenlik güçlerimize büyük katkı sağladığına inanıyorum. Bir siyasi parti başkanının büyük sorumsuzluk örneği olarak adlandırdığım büyük çağrısından sonra 50den fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Söz konusu Suriye bölgedeki çatışmalardan kaçan 220 bin kişiyi sınırlarımızı açarak kabul ettik. Bölgeye yüzlerce kamyon, insani yardım malzemesini gönderen ve bu yardımların yerine ulaşmasını sağlayan da bizdik. Sayın başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye olarak biz, tıpkı balkanlardaki, orta Asya’daki kardeşlerimiz gibi, Suriye ve bölgedeki kardeşlerimize destek olmaya devam edeceğiz. Bugün Suriye ve ırak dediğimiz yerler, daha bir asır önce, bizim için Mardin’den, Diyarbakır’dan, Hatay’dan farkı olmayan coğrafyalardı Bizim bu topraklara ve oralarda yaşayan kardeşlerimize bakışımız, başta batı ülkeler olmak üzere, diğer devletlerle aynı olamaz. İşte bu anlayışla, Suriye ve ıraktan bize gelen kardeşlerimize kapılarımızı açtık ve açmaya devam edeceğiz. Bizim kimi Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi Akdeniz’de ölüme terk etme, tren istasyonlarında ölüme maruz bırakma durumumuz yoktur, kardeş sözü bin yıllık arka planı olan bir duygunun sonrasında çıkıyor.
İmkanlarımız sınırlı olabilir ama hamdolsun gönlümüz zengin. Türkiye’den kat be kat güçlü Avrupa ülkeleri birkaç yüz bin mülteci kapılarına gelince tedirgin olurken biz yıllardır milyonlarca kardeşimizi misafir ettik. Sınırlarımız dışındaki tüm kardeşlerimize karşı bu duyguları beslerken, ülkemiz içinde herhangi bir bölgeyi, bir kesimi dışlamak mümkün müdür'
Türkiye komşularına ve bölge ülkelerine hiçbir zaman salt çıkar penceresinden bakmamıştır. Kısa dönemli menfaatleri, bizi biz yapan değerlere tercih etmedik, etmeyeceğiz. Bu anlayışla bölgemizde ve dünyada barışın, huzurun ve istikrarın egemen olması için çalışıyoruz.
“BUGÜNE KADAR GELENLER İÇİN 7,5 MİLYAR DOLAR HARCARDIK” Kökenin, mezhebine bakmadan tüm mazlumlara ve mağdurlara sahip çıkıyoruz. Bugüne kadar gelenler için 7,5 milyar dolar harcardık. Türkiye 2 yıla aşkın sürede 4 milyona yakın Suriyeli kardeşine sahip çıkarak, bir insanlık dersi vermiştir.
“AB ÜYELİĞİ KONUSUNDAKİ KARARLILIĞIMIZ DA DEVAM ETMEKTEDİR” 4 yıldır görmezden gelinen, birkaç ülkenin sırtına yüklenen bu ağır sorunla artık Avrupa devletleri de dahil olmaya başladı. Sorunun kaynağına inerek, önce katliamlara dur deyip, buna göre politikalar geliştirmek zorundayız. Suriye halkı kendini katleden rejim ile terör örgütleri arasında seçim yapmaya zorlanamaz. Adı ne olursa olsun, terör örgütlerinin kurulmasına izin vermeyeceğiz… Bölgemizdeki sorunlara çözüm bulunması için mücadele ederek, AB üyeliği konusundaki kararlılığımız da devam etmektedir. Buna rağmen bazı üye ülkelerce önümüze çıkarılan engeller nedeniyle, müzakere sürecimizde kayda değer bir ilerleme sağlayamadık. Ukrayna ve bölgede yaşanan olaylar, Türkiye ile ab ilişkisinin önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Resmi kalkınma yardımlarımızı 2014 yılında 4,5 milyar dolar seviyesine çıkararak bu alanda dünyada dördüncü sıraya çıkardık. Gelecek sene bu konuda daha büyük bir adım atarak dünya insani zirvesine ev sahipliği yapacağız. Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin yavaşladığı, finansal piyasalardaki hareketliliğin tüm ekonomileri etkilediği bir dönemde, Türkiye 1 Aralık 2014 itibariyle G20 başkanlığını devraldık. İnşallah tüm bu başarıyı Kasım ayında Antalya’da düzenlenecek zirve destekleyeceğiz.
“İSRAİL’İN BU TAVRINDAN BİR ÖNCE VAZGEÇMESİNİ BİR AN ÖNCE TEMENNİ EDİYORUM” Öte yandan İsrail’in Kudüs’te hareketlerinin tüm dünyayı tehlikeye sürdüğünü bir kere daha söylemek istiyorum. İsrail’in bu tavrından bir önce vazgeçmesini bir an önce temenni ediyorum.
“TÜM SİYASİ HAYATIMDA OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE HİÇBİR RÜTBENİN PEŞİNDE DEĞİLİM” 95 yıllık süreçte kimi dönemlerde farklı etnik kökenlere baskı yapıldığı bir gerçektir. Bu bağlamda farklı kesimlere haksızlıklar yapılmıştır. Bu haksızlıkları inkar etmediğimiz, bu haksızlıkları yüksek sesle dile getirdiğimiz kayıtlarda mevcuttur. Tüm siyasi hayatımda olduğu gibi bugün de hiçbir rütbenin peşinde değilim. Milletim beni bu rütbelerin en büyüğüne, cumhurbaşkanlığına layık gördü. Ben büyük Türkiye, Yeni Türkiye, 78 milyonun bir ve kardeş olduğu bir Türkiye için çalışıyorum.
Ben Kürt kardeşlerimde burada… Kürt kardeşlerim var ama siz bilmiyorsunuz, bilmediğiniz bir şey var, Kürt kardeşlerimi onlar temsil etmiyor.
Kürt meselesi ile terör aynı şeyler değildir. Bizleri birbirimize düşman etme durumu her ikimize de zarar veriyor.
“KÜRT AYRIDIR, TERÖRİST AYRIDIR” Bu yüzden diyorum ki Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır. Mücadelemiz bir etnik kökenle değil, terörledir, teröristledir.
Terörden en çok zararı gören de yine Kürt kardeşlerimizdir. Cansız çocuk bedenleri üzerinden alçakça bir algı operasyonu yürüten bir zihniyetin Kürt kardeşlerimle hiçbir ilgisi olamaz.
Dağ taş demeden her alanda operasyonlar her alanda devam edecektir.
Çözüm süreci 78 milyonun kardeşliğin tesis etme yolunda son bir denemeydi. Bu alanda silahların bırakılması gerekiyordu ama Terör örgütü silah bırakmadı, saldırılarına devam etti. Türkiye cumhuriyeti terör örgütü hangi dilde konuşuyorsa o dilde konuşmaya devam edecektir.
“TERÖRDEN SİYASİ RANT UMMAK AYNI ŞEKİLDE TERÖRÜ DESTEKLEMEKTİR” Kimi siyasiler, kimi medya kuruluşları terör örgütünü desteklese de Türkiye istiklal ve istikbal mücadelesinden vazgeçmeyecektir.
Türkiye cumhuriyetinin askerini, korucusunu, a şahsının korucusu memuru gibi göstermek, teröre destek çıkmaktır.
Terörden siyasi rant ummak aynı şekilde terörü desteklemektir.
Siyasi partiler terör karşısında tek yürek ve tek vücut olmadıkları sürece, şehitlerimiz hatırası önünde mağdur olmaya devam edecektir.
“RAHATSIZ MI OLDUN'” Buradan terörü ve terör örgütlerine destek veren ülkelere de sesleniyorum. Ne yaptığınızı biliyoruz, sizin elinizi de yakacaktır.
Rahatsız mı oldu? Rahatsız mı oldu? Ben sayıyorum ama terörün kaderi böyledir akrep gibidir, gün geldiğinde kendisini tutanları da sokar
“SİZ BU KÜRSÜLERİN ACEMİSİSİNİZ” Siz bu kürsülerin acemisisiniz ben kime nasıl hitap edileceğini bilirim.
Teröristle mücadele önemlidir ama yeterli değildir önemli olan terörle mücadele etmektir.
Tek bir askerimizin, vatandaşımızın kanı akmasın, çocuklar yetim kalmasın, analar babaların boynu bükük kalmasın diye çalıştık. 6-7-8 Ekim konuları, terörün yeni yüzü konusunda ilk tecrübemiz oldu. Biz akan kanı tümüyle durdurmak için çalışırken birilerinin kanı akıtmak için el ovuşturduğuna da şahit olduk. Biz bu toprakları kendimize vatan yapmak için bin yıldır mücadele ediyoruz. Eğer bu coğrafyada yaşamaya devam edeceksek… (Muhalefet sıralarından tepki gelmesi üzerine: Biz o bölgeye çok gittik, siz kaç kere gittiniz onu söyleyin, o bölgelerde teşkilat bile kuramadınız, kuramıyorsunuz. Ben cumhurbaşkanı olarak gitmediğim il yok gitmeye de devam edeceğim.) Burada terörle mücadelede görev alan tüm kamu personelini de tebrik ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum (Muhalefet sıralarına: Şehitliğin ne anlama geldiğini bilmezsen, o lafı kuramazsın. Şehitlik kıyamete kadar devam edecektir) Amacımız bu mücadeleyi mutlaka başarıya ulaştırarak şehitlerimizin tek bir damla kanının boşa gitmemesini sağlamaktır. Bunun için diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, terör karşısında işbirliği içinde olmalıyız. (Muhalefet sıralarına: Tekrar milletvekili olursun belki') Biz tek millet , tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Türkiye’nin geleceğini işte bu 4 sütün üzerinde inşa etmemiz gerekiyor. Bugün geriye doğru baktığımızda, nasıl heba edilen kaynakları hayıflanarak hatırlıyorsak, bizden sonraki nesillerin aynı şeyi yapmasına izin vermeyelim. 25. dönem meclisinde bu imkanı yakalayamadık, 1 Kasım seçimlerinden sonraki meclisin görevini yerine getireceğine inanıyorum. 1 Kasım seçimlerinin tüm milletvekillerimiz, milletvekili adaylarımız için hayırlı olmasını temenni ediyorum.