EGE POSTASI - Herkes için Demokrasi Derneği Genel Başkanı, CHP İl Disiplin Kurulu Üyesi Birol Soylu, Radyo Ege Postası’nda Mithat Umutoğulları’nın konuğu oldu.
Soylu parti içi bir çok konuda samimi ve dobra açıklamalarda bulundu.
Şoylu şunları söyledi;
PİŞMANLIK DUYMADIM
Parti içi sorunları dile getirmek, doğruları söylemek, herkesin söylemek isteyip de söyleyemediği şeyleri, kimsenin kişilik haklarına saldırmadan dile getirmekteyim. Yaptığım hiçbir şey için pişmanlık duymadım. Gençliğimde yaptıklarım için de, cezaevinde yattığım süre için de bazı hatalar varsa bile, ders çıkarmayı biliyorsan, senin lehine sonuçlanmış demektir. Bazı olumsuz şeyler insanları kısa sürede üzebilir. Bunun örneklerini sayabilirim. Bir zaman sonra yaşadığınız olumsuzluk, öyle bir hale geliyor ki iyi ki de olmuş diyorsunuz. O an sizi üzen şey uzun vadede sevindiren şey olabiliyor. Yeter ki ilkelerinizden taviz vermeyin. Ne iş yapıyorsanız yapın, siyaset, ticaret, spor, gazetecilik olabilir. Önemli olan bunu ilkeli yapmaktır. İlkeli şekilde yaptığınız sürece sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Ben henüz 50 yaşındayım. Siyaseten gencim. Daha çok yolumuz var. Siyaset tarlasına ektiğimiz ekinleri hep beraber biçeceğimiz günler de gelecektir. Pes etmek, yılmak, yorulmak yok. Moralsizlik yok. Dönemsel olarak kendi içimizde karşı tarafa karşı yaptığımız politikaların, zamanlaması önemli. İktidara yürüyen CHP’nin sadece iktidara odaklanması gerektiğini dile getiriyoruz.
KENDİ İÇİMİZDE HALLETMELİYİZ
İç meselelerimiz yok mu, var. Herhangi bir parti suçu işlemeden, hiçbir arkadaşımızın kişilik haklarına saldırmadan, kimseyi refüze etmeden, kendi içimizdeki sorunları kendi içimizde halletmeyi başarmalıyız. Sorunları yok sayarak soruları çözmek mümkün değil. Ben hiçbir zaman yok saymadım, saymayacağım. Öncelikli sorunumuz AKP faşizminden bu ülkeyi kurtarmaktır.
İl Başkanıyla radyoda canlı yayında yaşadığım polemik nedeniyle parti örgütünden tepki aldığımı hiç görmedim. Ben Ali Engin ile tartışmadım. Ali Engin’i ben eleştirdim. Bu kötülüğü Ali Engin’e kim yaptı. Ona kim gaz verip de radyoya bağlattıysa gitsin onu bulsun. Radyo programını dinlemeden bağlanıp bana hakaret etti. Hakaret etmiyorum dedikçe ne küçük adamlığım kaldı, ne 23 Nisanda gel il başkanı ol demediği kaldı. Saygısızlık yapmadım, hakaret etmedim, durum değerlendirmesi yaptım. Hala söylediklerimin arkasındayım. Ne mutlu ki il başkanımız da aday oluyor. Bu vesileyle de bu sorun çözülüyor. Ön seçimde görüşeceğiz. İyi asker resmi geçitte belli olur.
ELEŞTİRİLERİM YAPICI
Genel başkanımızın söylediği bir şey var. Partimizi kamuoyunda küçük düşürmeyin. Birol Soylu’nun, genel başkanını, MYK’sını basın huzurunda bir kere eleştirdiğini duyan varsa, ben bugün siyaseti bırakırım. Aman eleştirmeyelim dediğimizde siyaset yapmayız, kilitlenir kalırız. Eleştirinin ne olduğu önemli. Yapıcı eleştiriler bu partiyi büyütecektir. Bizim eleştirilerimiz yapıcı eleştirilerdir. İzmir siyasetinde tıkalı damarların açılmasını istiyoruz. Tıkalı damarlar açıldığında parti büyüyecek, İzmir’de üç beş kişinin tekelinden kurtulduğunda büyüyecek. Ben soruyorum, partiye ne kötülük yapıyorum. Ben belden aşağı vurmuyorum. Gittiğiniz yol yol değil. Doğru değil. Doğrusu da bu diyorum. Ben milletvekili adayı değilim. Ben CHP’liyim. Partinin üyesiyim. Bu partiye karşı, genel başkanıma karşı, bütün organlarına olduğu kadar, on misli de diğer üyelere karşı sorumluluğum var. Bu partiye ihanet edemem. Susarak, bir şeyleri halının altına süpürerek bu partide hiçbir şeyi çözemeyiz biz.
SLOGANIM FENOMENLEŞTİ
Benim sloganım fenomenleşti. Zaman bir olma zamanı . Ben bunu öldüğüm güne kadar söyleyeceğim. Zaman bir olma zamanı ama senin açtığın kucağı kabullenmeyen, reddeden insanlarla nasıl bir olacaksın. İkna ederek, temizleyerek, hijyen sağlayarak, anjiyo yaparak bir olacaksın ama bir olacaksın.
DERNEK OLMASI GEREKEN YERDE OLAMADI
Sayısız hemşehri derneği var. Kabul. Spora dair dernekler var. İnanılmaz dernek enflasyonu var. Baktığınızda düşünce derneği, siyasetin önünü açmak adına, bu ülkeye bir şeyler katmak isteyen dernek sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Biz bu derneklerden biriyiz. Meselesi vatan, insanlık, adalet olan, çoluk çocuğunun geleceğinden endişe eden insanların ayrım gözetmeksiniz bu dernek çatısı altında toplanıyor. Aday adaylığım süresince, yerel seçimler sürecinde kendi aday adaylığıma verince, İzmir halkından özür diliyorum, derneğimiz olması gereken yerde olamadı. Önümüzde genel seçim var. Aday değilim. Demokrasi adına ülkede yapılan haksızlıkların, adaletsizliklerin daha fazla dile getirilmesi adına derneğimiz son derece aktif olacak. Etkinliklere, panellere devam edecek. O farkı kapatacağız. Aramıza katılan değerli akademisyen dostlarımız da var. Ben CHP’liyim. Siyasetteki arenam birinci derecede CHP. Ama dernek ayrı bir olay. Genel başkanıma da dernek hakkında bilgi veriyorum. Kendisi demokratik kitle örgütlerini son derece önemsiyor. Bazen partiyle herkese ulaşamayabilirsin. Bu tür kurumlarla daha kolay ulaşabiliyoruz.
OLİGARŞİK YAPI TARİHE GÖMÜLECEK
Ankara’daki görüşmelerimizde de genel başkanımızdan ön seçim sinyali almıştık. Bu bir ön seçim. Herkesin kabul ettiği, evet dediği, ön seçime karşı karşıya olan aday adaylarının bile ön seçim demek zorunda kaldığı bir seçim. Kalbinde ön seçim istemeyenler bile ön seçim diyor. Hazır böyle bir platform var. Adaylarımızın yüzde 85 ön seçimle seçileceği noktasında biz umutluyuz. Ön seçim olması durumunda oylarımızın en az yüzde 15 fark edeceğini düşünüyorum. İzmir il örgütünün üzerindeki ölü toprağını ancak ön seçimle atarız. Ön seçim demokratik yarışla birlikte adaylara, onları destekleyen üyelere heyecan getirecek. Ön seçimde kazananlar zaten herkesin adayı olmuş olacak. Kaybedenler daha çok çalışmayı ilke edinecek, kazanan arkadaşın arkasında kale gibi duracaktır. Küsme, o partiye bu partiye gitme maceraları da son bulacak. Adaletsizlik maceraları son bulacak. Bu benim adamım bu göreve gelecek gibi tehditler son bulacak. Bir ön seçim olması durumunda CHP’deki oligarşik yapı tarihe gömülecektir.
ALİ ENGİN’İN YANINDA DURMAYACAĞIM
CHP kimsenin babasının çiftliği değildir. Koltuklar emanet koltuklardır. Tıpkı hepimizin bu dünyada emanet canlılar olduğumuz gibi. O koltukta kim oturursa otursun o emanete ihanet etmeyecek. Eşit olacak. Bütün parti üyelerine eşit mesafede davranacak. Kendisine oy veren ya da vermeyen bütün delegeye eşit davranacak. CHP il Başkanı demek, bütün CHP’lilerin il başkanı demek. CHP’nin genel başkanının İzmir’deki vekili demek. Yükü çok ağır. Ateşten gömlektir. Ama ben özellikle meclis üyeliği döneminde bir dizi hatalar yapıldı. Cemaate yakınlığıyla tepkilerimi hep dile getirdim. Önümüzde genel seçim var. Bütün kırgınlıkları, dargınlıkları, küskünlükleri bir kenara bırakırız. Bizim mücadelemiz faşizmledir, AKP iledir. Mücadelemiz çocuklarımızın geleceği mücadelesidir. Benim Ali Engin ile hiçbir mücadelem olamaz. Ön seçimde zaten meydanda olur. Ön seçimde Ali Engin’in yanında durmayacağım.
BELEDİYE BAŞKANLARINA SESLENİYORUM
Ben Aziz abiye de sesleniyorum. Belediye başkanlarına sesleniyorum. Belediye başkanlarımızın siyasetin içinde olması doğal. Bunu yadsımıyorum. Ama belediye başkanlarımız örgütün işlerine bu kadar müdahil olmamalı. İlçelerin ve ilin işlerine bu kadar müdahil olmamalı.Başkanlarımızın birinci görevi şehrin sorunlarını çözmektir. Buraya vereceği enerjiye yazık. Gitsin oraya versin. Aziz bey fikrini söylemiştir. Saygı duyuyorum. Herkes fikrini söyler. Ama ben üyeden korkmuyorum. Üyeler benim canlarım. Oy alacağım zaman üyeden alacağım, seçileceğim zaman üyenin çalışmasıyla seçileceğim, ön seçim olacağı zaman üyeye güvenmeyeceğim. Hayır kardeşim. Biz bu partinin üyeleriyle bugünlerdeyiz. Üyelerle iktidara geleceğiz. Üyelere inanmak, güvenmek zorundayız ki onlar da bize inansın ve güvensin.
ÖNSEÇİM OLURSA…
Kontenjan önemli. Genel başkanımız konusunda ihtisas sahibi, bilim adamlarını, ülkenin geleceğine ışık tutacak insanları kontenjana koyacaktır. Başımızın tacıdır. Sırtımızda taşırız. Onun dışında İzmir’i yaşayanlar yönetsin. Umudum o ki, kontenjan ikişer tane olacaktır. Önseçim olursa iki bölgede, toplamda geçmiş seçime göre 3 fazla milletvekili çıkaracağız.
ALTI OK VAR
Partiyi bölmeye çalılan bir dünya mihrak var. Partili oyuna gelmez. Partililer biliyor ki altı ok var. CHP’liler…Bu partinin altı oku var. Birisini savunup 5’ini görmezden gelirsen günah olur yazık olur. Bütünlüğümüzü bozmalarına izin vermemeliyiz.
BAZI DOSYALAR KİŞİSEL HESAPLAŞMA
Disiplin kurulu CHP’nin vicdanıdır. CHP’nin menfaatini korumakla yükümlü olduğu kadar partilinin de hakkını korumakla görevlidir. Partinin de partilinin de güvencesiyiz. Maalesef bize gelen dosyaların bir çoğunda kişisel hesaplaşmalar yatıyor. Kişisel hesaplaşmanın tarafı olmayız. İl yönetimini talimatıyla karar vermeyiz. İsimlere bakmayız. Tüzüğümüz açıktır.İl yönetiminin bana yönelik bir etkisi olamaz.
İL YÖNETİCİSİ BELEDİYEDE ÇALIŞMAMALI
İl yöneticisi olan biri gidip de bir belediyede görev yapmamalı. Ceyhan Kayhan belediyede görev aldı istifa etti. Belediyelerde görev alıp il yöneticiliğinden istifa etmeyenler var. Bu doğru değil. Ya ildeki görevinden istifa edeceksin ya da belediyedeki görevinden istifa edeceksin.
2014’TE BİZ YOKTU BEN VARDI
2009’da seçim bürosunun önünde binlerce kişi vardı. 2014’de seçim bürosunun durumu ortadaydı. Benim aday adaylığım dönemimde Çiğli’deki büroda daha kalabalık vardı. O coşku verilemedi. Herkes vitrinde ‘ben bunu yapayım o yaklaşmasın’ dedi. Ben yapacağım dedi. Ne beni ya…Biz 2009’da canla başla çalışırken bir yere gelmek için yapmadık. 2009’da biz vardı. Ben partiye zarar veriyor. 2014’te bir sürü ben vardı. 8 ilçe kaybedildi.
ÇİĞLİ’NİN SORUNLARINI UNUTMADIM
Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan partilimizdir, canımızdır. Başarılı olması için 2019’a kadar mücadele edeceğiz. Çelme atmayacağı ama o da attığı adımlara dikkat edecek 2019 için ensesinde sıkı bir nefes var. Çiğli’nin sorunlarını unutmadım. Sadece seçim zamanı çıkıp broşür okumadım. Genel seçim sonrası parklardaki uyuşturucuyla da, Kaklıç’taki balıkçıların sorunuyla da uğraşacağız.