EGEPOSTASI - Mahkeme hakimi, arama kararına gerekçe gösterilen demokratik eylemlerin Anayasa tarafından koruma altına alındığını vurgularken, “Devletin görevi yurttaşın bu demokratik hakkını korumak için muhtemel görülen terör örgütü mensuplarının sabote eylemlerini engellemektir. Aksine vatandaşın demokratik hak ve eylemlerini engellemek değildir”dedi.
Konak Kaymakamlığı’nın istemi üzerine İzmir 22. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen “04-09 Mart 2014 tarihleri arasında Konak İlçe sınırları içinde genel arama yapılması”na yönelik karara Halkın Kurtuluş Partisi itiraz etti. Verilen itiraz dilekçesinde; “Arama kararı ile Anayasa ve Uluslararası sözleşmelerle yurttaşlara tanınan hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığı, bu şekilde genel geçer bir arama kararının aynı zamanda yürürlükteki yasa ve yönetmeliklere de açıkça aykırı olduğu”belirtildi. HKP İzmir İl Başkanı Avukat Tacettin Çolak'ın verdiği bilgiye göre; parti tarafından arama kararına yapılan itiraz İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Mahkeme, 22. Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği arama kararını ortadan kaldırdı.
Çolak; “18. Asliye Ceza Mahkemesi; arama kararını ortadan kaldırırken hem kararı veren mahkemeye hem genel arama talebinde bulunan polis ve kaymakamlığa hukuk dersi vermiştir” dedi. HKP İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak; “Bayta Tayyip olmak üzere hasbel kader elinde bulunan iktidar gücüyle mahkemelere emir ve talimatlar yağdıranlara, hukuk ve mahkemeler eliyle kıyasıya bir iktidar mücadelesi yürüten ve bu arada da ülkeyi bir Açık Cezaevi'ne dönüştürenlere karşı, İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu kararı önemli bir yanıttır, Demokratik Hak ve Özgürlükler adına da bir kazanımdır.” diye konuştu.
18. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Nevzat Özsoy, gerekçeli kararında şu ifadelere yer verdi:
“Konak Kaymakamlığı, arama kararı isterken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Günü ve Yerel Seçimler nedeniyle “yasadışı” gösterilerin olabileceğini, yine Gezi Parkı Eylemleri ile Yolsuzluk Operasyonu kapsamında protesto eylemlerinin olabileceğini gerekçe olarak göstermişti.
İtirazı değerlendiren İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararında; Konak Kaymakamlığı’nın talebi üzerine yapılan incelemesonunda 30.03.2014 tarihinde yapılacakmahalli idareler seçimi nedeniyle Konak bölgesinde 30 adet seçimbürosunun açılması nedeniyle bu bürolarda ve partilerin il ve ilçe başkanlıklarında meydana gelebilecek olayların önlenmesi kamuoyunda hassasiyetler noktasında artan siyasi gerginlikler de göz önünde bulundurularak karşıt gruplar arasında yaşanabilecek olası olayların önlenmesi, Taksim, Gezi Parkı eylemlerini engellemek ve 17.02.2013 tarihinde İstanbul ilinde gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonu kapsamında Konak ilçesi genelinde düzenlenebilecek protesto eylemlerinde terör örgütleri tarafından gerçekleştirilmesimuhtemel eylemlerin önüne geçilebilmesi ve belirtilen bu dönemin huzur ve güven içerisinde atlatılabilmesi gerekçesiyle yerinde görülerek İzmir 22. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 04.03.2014 tarihli kararıyla 4-9 Mart 2014 tarihleri arasında, 24 saat esasına göre Konak ilçesi genelinde adli ve önleme aramaları yönetmeliğinin 19/2 fıkrasında sayılan yerler ile umuma açık yer ve çevrelerinde şahısların üstlerinin, araçlarının, özel kağıtlarının ve eşyalarının CMK’nın 119 ve yönetmeliğin 19. Maddesi gereğinde arama yapılmasına izin verildiği anlaşılmaktadır. Bu kararın Anayasa, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve diğer kanunlara ve ayrıca yönetmeliğin 20. Maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek kararın kaldırılması talep edilmiştir.
Adli ve önleme arama yönetmeliğinin 20. Maddesi, arama kararı verilebilmesi için gerekli gerekçeleri sıraladıktan sonra, bu gerekçelerde belirtilen tehlikenin ortaya çıktığını ve tehlikenin oluştuğunu gösteren belirlemelerin kolluk tarafından tespit edilmesi ve bubelirlemeleri mülki amire bildirmesini öngörmektedir.Ancak evrak içeriği incelendiğinde, yönetmeliğin aradığı şekilde bir mbelirleme yapıldığına ilişkin tutanağa ve belirlemenin mülki amirliğe bildirildiğine ilişkin yazıya rastlanmamıştır. Konak Kaymakamlığı’nın arama kararı talebinde her ne kadar AbdullahÖcalan ile ilgili düzenlenen kampanyalardan bahsedilmekte ise de, bu kampanyaların Konak ilçesi ile sınırlı olmaması ve kampanyaların önleme araması ile engellenemeyeceği vesuç oluşturan bir eylem olduğu taktirde her zaman müdahalenin mümkün olduğu dikkate alınmamıştır.
Yine talep yazısında belirtilen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde eylemler gerçekleştirilmesi gerekçesinden bahsedilmiş ise de günün önemi ve kutlama şekli dikkate alındığında, 8 Mart gününde eylemler gerçekleştirilmesinin her zaman mümkün ve yasal olduğu, bu tür demokratik eylemlerin ise Anayasamızın 34 ve 26 maddelerinde koruma altına alındığı ve herkesin önceden izin almadan, silahsız, saldırısız, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu belirtilmiş, 2911 sayılı yasada ise düzenlenen toplantı ve yürüyüşlerle ilgili olarak kolluk güçlerinin alması gereken tedbirler düzenlenmiştir.
Konak Kaymakamlığının talep yazısında, seçimler nedeniyle irtibat büroları açılmasıve siyasi gerginlikler nedeniyle karşıt grupların arasında muhtemel olayların önlenmesinden bahsedilmekte ise de karşıt grupların yani siyasi partilerin mensuplarının birbirileriyle çatışacağına ilişkin soyut tehlike belirlemenin dışında, yönetmeliğin 20. Maddesindeki düzenlemede yer alan tehlikenin oluştuğuna ilişkin bir belirleme söz konusu değildir.
Yurttaşların herhangi bir protestoyu desteklemek veya katılmak amacıyla toplantı ve yürüyüş düzenlemesi demokratik bir haktır ve bu hakkın nasıl kullanılacağı 2911 sayılı yasada düzenlenmiş olup, yine kolluk güçlerinin de bu hakkın kullanımı sırasında nasıl davranacağı açıkça belirlenmiştir. Soyut bir tehlikeden yani bu tür demokratik eylemleri terör örgütü mensuplarının sabote edebileceği şeklindeki gerekçeler, yurttaşın anayasal, demokratik haklarını kullanmasının önüne geçemez, devletin görevi yurttaşın bu demokratik hakkını korumak için muhtemel görülen terör örgütü mensuplarının sabote eylemlerini engellemektir. Aksine vatandaşın demokratik hak ve eylemlerini engellemek değildir.
Teknik açıdan verilen arama kararı değerlendirildiğinde, zaman aralığı oldukça uzun tespit edilmiş ve Konak ilçesi genelinde düzenlenmiştir. Bu da önleme ve arama yönetmeliğinin amacına, kaynağı olan Anayasamızın 34. Maddesine aykırıdır. Mahkemelerin kararları, hürriyetleri uzun süreli ve kolluğun insiyatifine bırakacak şekilde kısıtlayıcı karar vermek olmayıpy aksine yurttaşların hürriyetlerini kullanmasını kolaylaştırmak amacıyla ortaya çıkabilecek engelleri ortadan kaldırıcı kararlar olmalıdır. Ayrıca olağanüstü hali çağrıştıracak şekilde 5 günlük, 10 günlük, 1 aylık gibi uzun süreler belirlenerek yine mekan olarak tüm ilçe geneli belirlenerek arama kararı vermek, yukarıda da belirtildiği gibi mahkemelerin takdir ve yetkisinde değildir. Bu nedenle arama kararının usul ve yasaya ulgun olmadığı kanaatine varılmıştır. İzmir 22. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar, anayasanın 26, 34 ve yönetmeliğin 20,.maddesine aykırı görülmekle itirazın kabulu ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.”