Siyasal iletişimci Evren Barış Yavuz, sabah saatlerinde evinden alınarak emniyete götürüldü. Yavuz hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.
Yavuz emniyetteki ifadesinin ardından akşam saatlerinde savcılığa sevk edildi. Savcılık, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” ve “suç işlemeye tahrik” suçlamasının yanı sıra, “örgüt propagandası” suçlamasını ekledi ve tutuklama talebiyle hakimliğe sevk etti. Yavuz, sevk edildiği hakimlikçe tutuklandı. Evren Barış Yavuz'a "Alevilerin neden bir PKK'sı olmalıydı" başlıklı yazıyı yazdığı da ileri sürülerek suçlama yöneltildi.
NE OLMUŞTU?
Ticaret Bakanlığı, 9 Nisan’da 54 ürün grubunda İsrail’e ihracat kısıtlaması getirdi. Kısıtlanan ürünler arasında ‘uçak benzini ve jet yakıtı’nın bulunması gündem olmuştu.
Yavuz da Twitter’dan iktidar destekçilerinin düzenlediği Filistin mitinginden bir fotoğraf paylaşarak “Jet yakıtı satmışlar” diye yazmıştı.
Birçok kişinin bulunduğu fotoğrafta Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci ve SİHA üreticisi ‘Baykar’ın sahipleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ile kardeşi Haluk Bayraktar da yer alıyordu.
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Twitter’dan Yavuz’un paylaşımının ekran görüntüsünü paylaşarak siyasal iletişimcinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘ekibinde yer aldığını’ öne sürmüştü.
Bayraktar, “Bu PKK’lıları besleyen Ekrem İmamoğlu’na sesleniyorum: Tasmalı köpeklerini saldırtmayı bırak. Yalandan başka söyleyecek lafın varsa, mertçe yüzümüze söyle de cevabını verelim” açıklaması yapmıştı.
Baykar yöneticisi ayrıca, Yavuz’un eski internet sitesinde yayınlandığı iddia edilen ‘Alevilerin neden bir PKK’sı olmalıydı’ başlıklı yazının ekran görüntüsünü de paylaşmıştı.
İBB'den yayınlanan açıklamada Bayraktar’ın açıklamaları ‘yalan’ ve ‘iftira’ olarak değerlendirilirken Baykar yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulunulacağı açıklanmıştı.
EVREN BARIŞ YAVUZ: BAHANE OLARAK KULLANILDIĞIMI BİLİYORUM
Evren Barış Yavuz gözaltına alınmadan önce ise sosyal medya hesabından bir açıklama yayımlamıştı. Yavuz açıklamasında İmamoğlu’na saldırmak için bahane olarak kullanıldığını belirtti. Yavuz’un açıklamasının şöyle:
"Sayın Ekrem İmamoğlu’na saldırmak için bir bahane olarak kullanıldığımı da biliyorum. İddia edildiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı hiçbir birimde hiç çalışmadım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile beş kuruşluk değil, bir kuruşluk ticari ilişkim bile olmadı. Bu iddiayı kanıtlamayan da müfteridir. Bu konuda da hukuki haklarımı sonuna kadar kullanacağım. 16 milyon İstanbulludan, birçok çevreyi rahatsız eden bu zaferin gönüllü neferlerinden sadece biriyim. Sayın Ekrem İmamoğlu benim seçilmiş başkanım. İlişkim bundan ibarettir.
Ben gerçek bir insanım. Bir twitter hesabından ibaret değilim. Aynı anda binlerce sahte hesap üzerinden, bir anda şahsımın hedef gösterildiği bir gün yaşadım. Günlerdir bana, aileme edilen hakaretler, tehditler ve topyekün hedef gösterilmeye maruz kaldım. Bu yalan ve iftira gösterisine maruz kalmak zorunda değilim. Hesabımı bu yüzden kapattım. Kimsenin şamar oğlanı değilim. Birileri linçten para kazanacak, birilerine yaranacak diye küfre nesne olmak gibi bir zorunluluğum yok."
"Şahsıma atfedilen yazı, 11 yıl önce yöneticisi olduğum bir sitede başkası tarafından kaleme alınmış bir yazı. Artık arşiv çöpü haline gelmiş, yazar isimleri silindiğinde adminlerin adıyla görülen bu içerik üzerinden beni terörist ilan ettikleri görmek şok ediciydi. Şeytanın bile aklına gelmeyecek, zorlama bir bağlantıyla bir anda düşman ilan edildim. Bu iftira ve karalamanın failleri hakkında da her türlü hukuki hakkımı kullanacağım...
Muhalif kimliğimi hiç gizlemedim. Kendim gibi olmayan; kimi ülkücü kökenli, kimi muhafazakar hareketten gelen, kimisi Kemalist, kimisi liberal her kesimden insanlarla bu ülkede insan gibi yaşamak isteyen ülkesini çok seven, onurlu bir yaşam değerlerini savunan milyonlarca demokrattan biriyim.
Korkacak, sinecek değilim. Sevdiğim insanların zarar görmesine göz yumacak ve üstüme atılan terörist iftirasını kabullenecek de değilim. Tüm iftiralarla ilgili, başta hedef gösterenler olmak üzere; öncelikle bunu korunaklı zannettikleri köşelerinden, anayasa önünde eşit olduklarını unuttukları için dillendirebilenler ve bu iftira kampanyasının parçası olan istisnasız herkese tazminat davası açacağım. Haklarımı milletimiz adına karar veren vicdanlı, adaletli yargıçlara emanet edeceğim.
Tazminat davalarından elde edilecek tüm geliri de Gazzeli çocuklara ulaştıracak bir uluslararası yardım kuruluşuna ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlayacağım."