İstanbul'da özellikle Suriyeli sığınmacıların yoğun yaşadığı Küçükçekmece'de bulunan Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2017'nin ilk 5 ayında, 39'u Suriyeli, 38'i 15 yaşından küçük 115 çocuğun hamile olduğunu polise bildirmedi. Skandal, hastanede görev yapan sosyal hizmet uzmanı Ş.İ.N.'nin, 1 Temmuz 2001 doğumlu bir çocuğun hamile olduğuna ilişkin kayıtların hastane sisteminde ve sosyal hizmet biriminde tutulmadığını fark etmesiyle ortaya çıktı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Çıkan haberler üzerine, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu olayın başsavcılığa 3 Ekim 2017'de intikal ettiğini, soruşturma başlatıldığını açıkladı. Başsavcılık açıklamasında, hastanedeki 2 personel hakkında “kamu görevlilerinin suçu bildirmemesi” eyleminden soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Savcılık “çocuğun cinsel istismarı” suçu kapsamında ayrı bir soruşturma yürütüldüğünü belirterek, mağdurların tümünün ifadeye çağrıldığını, soruşturmaların sürdüğünü de açıkladı.
GERÇEK SAYI ÇOK DAHA YÜKSEK
CNN Türk’te canlı yayında hastane skandalıyla ilgili gelişmeleri değerlendiren Gazeteci Deniz Zeyrek, skandalın görünenden çok daha büyük olduğunu dile getirdi. Söz konusu hastanede bildirilmeyen çocuk hamile sayısının bahsedilenden çok daha fazla olduğunu kaydeden Zeyrek, “söz konusu hastaneye bir yıl içinde başvuran 18 yaş altı çocuk sayısı 500 civarında. 115 rakamı sadece bu olayı ortaya çıkaran sosyal hizmetler görevlisinin 5 ay 9 günlük liste. Yani 5 ay 9 günde gelen sayısı 115 toplamda bir yılda hastaneye başvuran hamile çocuk sayısı 500 civarında.” dedi.
BAŞKA HASTANELERDE DE VAR
Yaşananları ve telaffuz edilen rakamları ‘korkunç’ olarak niteleyen Zeyrek sözlerini şöyle sürdürdü: Bu hastane acaba bu işlerin kolaylıkla halledildiği bir yer haline mi gelmiş ki bu kadar çok hamile çocuk başvurmuş sorusu akıllara geliyor. Konuyla ilgili başka hastanelerle de görüştüm ortada da bu rakamlar oldukça yüksek. Yani Türkiye’de çok büyük bir sosyal sorun var. Bugün okullarda olması, karne alması gereken çocuklar imam nikahıyla yada bir şekilde evlendiriliyor. Onlar açısından öğrenilmiş bir öğrenilmiş çaresizliğe teslim olup kendilerini birinin karısı eşi olarak buluyorlar. işin asıl boyutu bu. Türkiye’de çocuk yaşta evliliğe karşı ciddi bir kamuoyu baskısı olmasına rağmen son 5 yıl da bu tür evlilikleri yasal olarak mümkün hale getirecek yada bu tür evlilikler yapmış kişileri cezadan kurtaracak bir sürü girişim olmuş. Nikah kıyma konusunda değişikliklere gidilmiş, cezalandırılmaları konusunda değişikliklere gidilmiş, cezaevinde olanlar için af yoluna gidilmesi için bir takım değişikler olmuş. Bu adımların bir çoğundan kamuoyu baskısı nedeniyle geri adım atılmış. Türkiye’nin bu konuda çok ciddi adım atması gerekiyor.”
POLİTİKA
Sayfa başına git
