Tunceli Emek Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi Hüsniye Karakoyun’un ağabeyi Haşim Karakoyun’a, 20 Şubat’ta İzmir’de otomobili ile çarparak ölümüne neden olan Mehmet Ali Tan hakkında savcılık yakalama kararı çıkarmıştı. Gözaltına alınan Tan, savcılıktaki ifadesinin ardından sevk edildiği İzmir Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Karakoyun’un kardeşi gazeteci Hüsniye Karakoyun, şunları söyledi:
“20 Şubat gecesi, ağabeyim Haşim Karakoyun’u, işinden evine dönerken; iki aşırı alkollü sürücünün kullandığı aracın çarpması sonucu kaybetmiştik. Ağabeyimizi daha toprağa teslim etmeden, bir öğrendik ki şahıslar serbest bırakılmış. Bir ülkede adalet, kanunlar niye olur? Vatandaşının huzuru, mutluluğu, güvenliği için olur. Bizde adeta her kanun, vatandaşın mutsuzluğu üzerine inşa edilmiş gibi. 20 Şubat’tan bu yana, kendi acımızı daha yaşayamadan yollara düştük, İzmir’e gittik. MOBESE kaydı bulmayı çalışıyoruz, HTS kaydı bulmaya çalışıyoruz, sosyal medyadan açıklamalar yapmaya çalışıyoruz. Bir adalet arayışına başladık. Oysa her şey adaletin gözünün önünde tecelli etmişti. Alkollü oldukları kaza yerinde tutulan tutanaklarda var, kamera kayıtlarında var aracı kontrol etmekte zorlandığı, aşırı hızlı oldukları…
Dün itibarıyla, Mehmet Ali Tan yakalandı, savcının yakalama kararı doğrultusunda. Çıkarıldığı nöbetçi mahkemece de tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Fakat Türk Ceza Kanunu’nu incelediğinizde buna sevinemiyorsunuz, yüreğiniz serinlemiyor bile. ‘Bilinçli taksirle adam öldürmek’ diye bir madde var. Ondan yargılansalar bile en fazla alacakları ceza; iki yıldan altı aydan başlıyor alt sınır, üst sınır 9 yıla kadar çıkıyor. Ama, dokuz yılı alan pek olmamış. 3-5 yıl arasında. Bunun yaklaşık 18 ayını denetimli serbestlikle geçiriyorlar. Yani içeriye girdiklerinde kalacakları süre bir buçuk, iki ay. Bu ülkede acilen, trafikte bu can yakan kazalar için bir yasa düzenlemeye ihtiyaç var. Haşim Karakoyun’un katledilmesi dileriz ki bir milad olsun. Bu ülkenin Adalet Bakanı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı, acilen bu konuda bir yasal düzenleme yapsınlar, Meclis’ten bir yasa çıksın ve burada vücut bütünlüğünü kaybeden insanların yakınları ya da o insanlar bu kadar büyük travmalarla yaşamak zorunda kalırken… Böyle bir şey oyabilir mi? Adalet, sosyal medyadan mı aranır? Adalet internetten mi aranır? Adalet zaten kendisi tecelli etmesi gereken bir şey… Bir ülkede adaletten umudunuzu keserseniz, orada herkes kendi adaletini uygulamaya çalışır. İşte orada kaos olur gerçekten. Cezalar caydırıcı olmak zorunda…”