Ege Postası
Geri

Hayalet villalara imzalı tepki

Urla ilçesinde Zeytineli Köyü’nde yer alan villaların bulunduğu bölgenin SİT statüsünün kaldırılarak imara açılmasına tepki gösteren sivil toplum örgütleri topladıkları imzaları İzmir Valiliği’ne iletmek üzere Konak Meydanı’nda bir eylem düzenledi. Yeşil İzmir Dayanışması adlı platform önderliğinde ve yaklaşık 40 ayrı kurumun temsilcilerinden oluşan grup yaptıkları basın açıklamasında yeşil alanların ranta açılmasına karşı hukuk mücadelesine başlayacaklarını duyurdu.
Hayalet villalara imzalı tepki
Haberler / Yerel Politika
7 Mart 2014 Cuma 15:12
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Öğlen saatlerinde İzmir Valiliği önünde toplanan 50 kişilik grup, Urla Hacılar Koyu’nda yer alan ve 17 Aralık sonrasında ortaya çıkan ses kayıtları ile birlikte büyük tartışmalara yol açan “Hayalet villaların” bulunduğu alanın imara açılmasına tepkilerini dile getirdi. Yeşil İzmir Dayanışması Platformu Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Kayhan Kantarlı, 40’a yakın sivil toplum örgütü adına yaptığı açıklamada, kişiye özel uygulamalar ile yeşil alanların sit statüsünden çıkartılarak ranta açılmasına karşı yargı mücadelesi başlatacaklarını durdu.

 “HACILAR KOYU’NU KAMUYA AÇIN”
Platform Sözcüsü Prof. Dr. Kayhan Kantarlı yaptığı açıklamada, 17 Aralık sürecinden sonra ortaya çıkan ses kayıtlarında adı geçen villaların bulunduğu alanın sit statüsünden çıkartılmasına sert tepki göstererek, “Bilindiği gibi İzmir’in Cennet kıyılara sahip Urla İlçesi’nin Zeytineli Köyü ve çevresindeki alanlar İzmir 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil edilmiş olarak  1995’den beri 20 yıldır 1. derece doğal sit alanıdır. Ancak ülkemizin kanayan yaralarından biri olan yeşil alan ve kıyıları talan etme hastalığından burası da nasibi almış ve söz konusu sit alanının gözdesi Hacılar Koyu’ndaki yaklaşık 20 hektarlık alan kaçak olarak inşa edilen çok sayıda villa, hayvan barınakları ve iskeleler ile betonlaştırılıp arkasında siyasi güç bulunan bir ailenin özel koyu haline getirilmiştir. İzmir İl Encümeni ilgili yasalar uyarınca 2010 yılında yıkım kararları almış ve para cezaları uygulamıştır. Yıkım kararları bir türlü uygulanmazken yapı sahipleri yıkımın durdurulması ve koyun 1. derece sit statüsünden çıkarılması için İzmir 4. İdare Mahkemesi’nde dava açmışlar fakat mahkeme, yapılan talepleri hukuk dışı bularak reddetmiştir. İlgili makamlar bu ret kararını takiben yıkım kararlarını uygulamak isteseler de yıkım bir türlü gerekleşmemiştir.  Davada temyiz aşaması halen devam etmektedir” diye konuştu.

 KİŞİ VE KURUMLAR İTİRAZ EDEMİYOR
Kantarlı açıklamasına şöyle devam etti; “17 Aralık 2014’den itibaren basına yansıyan ve yalanlanmayan bilgilerden anlaşıldığına göre, kaçak villaların sahibi İdare Mahkemesi’nin bu ret kararından sonra temyizi de kaybedecekleri endişesine düşmüş olmalı ki, villaları siyasi ilişkilerini kullanarak kurtarma arayışı içine girmiş ve yüzlerce hektarlık 1.derece sit alanının koyda yer alan kendilerine ait 20 hektarlık kısmının doğal sit statüsünden çıkarılması için ilgili makamlara başvurmuştur. Bu başvuruyla başlayan süreçte hazırlanarak  İzmir Valiliği’ne sunulan “Bilimsel Araştırma Raporu” nu inceleyen İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu  28 Kasım 2013 de aldığı kararla 1’inci derece doğal sit alanı içinde bulunan  bu özel arazinin 1. derece olmaktan çıkarılıp 3.derece sit alanı olarak tescil edilebileceğine karar vermiş ve bu karar Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın 25 Aralık 2013 tarihli oluru ile onaylanmıştır. Bakanlığın söz konusu arazinin sit statüsünü 3. Dereceye düşüren bu kararı 13 Şubat 2014 de Urla Kaymakamlığı ve Zeytineli Köyü Muhtarlığı’nda askıya çıkarılmış ve 28 Şubat’ta sona eren 15 günlük askı süresinde ne bireysel ne de kurumsal herhangi bir itiraz yapılmadığından Bakanlığın sit derecesi değişiklik kararı  kesinleşme sürecine girmiştir. Burada ilginç olan, söz konusu kişiye özel sit derecesi değişikliğine hiçbir kişi ve kurumun itiraz etmemiş, daha doğrusu edememiş olmasıdır. Hiç şüphesiz bu garip durumun bir nedeni vardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı itiraz haklarını bir yönetmelikle öylesine sınırlamıştır ki, kamu haklarını savunan ne meslek odalarına, ne çevre dernek ve platformlarına, ne çevreye duyarlı yurttaşlara ve ne de kişiye özel bu değişiklikten yararlandırılmayıp mağdur edilen bölgedeki arazi sahibi vatandaşlara itiraz hakkı tanınmamıştır. Tabiat Varlıklarını Komisyonları Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 18. Maddesine göre itiraz hakkı yalnızca “Planlama yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile valilik ve belediyelere” tanınmıştır” dedi.

 “İTİRAZLAR DİKKATE ALINMAZSA YARGIYA GİDECEĞİZ”
Prof. Dr Kantarlı, “İzmir Büyükşehir ve Urla Belediyeleri, söz konusu arazinin yetki sınırları dışında olması nedeniyle itiraz edemeyince, itiraz edebilecek kurumlar olarak yalnızca İzmir Valiliği ve Bakanlığa Bağlı İzmir Çevre İl Müdürlüğü kalmıştır. Fakat ülkemiz gerçeklerine göre, kurtarılmak istenen kaçak villa sahiplerinin arkasında bulunan siyasi güç ve bundan kaynaklanan baskı nedeniyle Valilik ve Çevre İl Müdürlüğü’nün  itiraz etmeleri beklenemeyeceğinden bu itiraz gerçekleşmemiştir. İşte bizler bu gün bu nedenle buradayız ! Hiçbir yönetmelik Anayasa ve yasaların üzerinde olamaz.  Anayasa’nın 74’üncü maddesine göre her Türk vatandaşı kendisi ve kamu ile ilgili dilek ve şikayeti hakkında ilgili makamlara dilekçe verme hakkına sahiptir. Kaldı ki Anayasa’nın 56. Maddesi  "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir" diyerek, çevre koruma konusunda vatandaşlara da sorumluluk yüklemiştir. İzmir halkı bu sorumluluğunun ilk adımını bu gün “Çevre ve Şehir Bakanlığı’nın söz konusu araziyle ilgili kişiye özel kararına dilekçeleriyle itiraz ederek” atıyor. İtirazımızın reddedilmesi halinde atacağımız ikinci adım kararın iptali için dava açmak olacaktır” dedi ve itirazlarının dayanak noktası olan hukuki gerekçeleri dile getirdi.

 “BAKANLIK’IN GÖREVİ VİLLARI KURTARMAK DEĞİL”
Yeşil İzmir Dayanışması Platform Sözcüsü Kantarlı, mevcut bölgede yapılaşmanın doğaya telafisi mümkün olmayan zararlar doğurabileceğinin altını çizerek, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevi doğal sit alanlarına yapılan ayrıcalıklı kaçak villaları kişiye özel sit kararlarıyla  kurtarmak ve doğanın katledilmesine öncülük etmek değil,  doğal ve kültürel varlıklarımızı korumaktır! Bu nedenlerle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Urla Zeytineli Köyü’ndeki 1’inci derece sit alanı olan koydaki özel bir arazi için  baştan aşağı suç oluşturan işlemlere dayalı olarak aldığı sit derecesi değişiklik kararından bir an önce vazgeçmeli ve koyu kamulaştırarak halka açmalıdır” diyerek sözlerine son verdi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası