Barzani'nin referandumunda oy verme işlemi sürerken uluslararası ajanslara düşen "Habur Sınır Kapısı tek taraflı kapatıldı" haberi heyecan yarattı. Bakanlık bu iddiayı yalanlarken sadece Irak'tan Türkiye'ye geçişte denetimlerin sıkılaştırıldığını belirtti ve "İlerleyen saatlerdeki gelişmelere göre durumu yeniden değerlendiririz" dedi. Hürriyet'e konuşan Uluslararası Nakliyeciler Derneği yetkilileri konu ile ilgili şunları söyledi: “Hem valilik hem de Irak tarafı ile konuştuk. Herhangi bir kapanma durumu yok. Geçişler çift taraflı devam ediyor.”
İki gün önce gerçekleşen Bakanlar Kurulu’nda, Kuzey Irak’ın tüm ihtiyaçlarının yüzde 70’ini Türkiye’den sağladığına dikkat çekilmiş, bu nedenle Türkiye’nin dış ticaretine olumsuz yansıması olsa da Habur Sınır Kapısı’nın kapatılması ve ihracatın durdurulması benimsenmişti. İş dünyasına göre referandum 7 milyar dolarlık ticareti etkileyebilir.
Türkiye'nin en önemli gündem maddesi şu dakikalarda Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yapılan referandum. Hükümet, alınan referandum kararının yanlış olduğunu, karardan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Geçen hafta cuma günü önce Milli Güvenlik Kurulu, arkasından Bakanlar Kurulu toplandı. Referandum kararından vazgeçilmesi en sert şekilde ifade edildi. Cumartesi günü ise TBMM Genel Kurulu, Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresini görüşmek üzere olağanüstü toplandı.
Sabah saatlerinde uluslararası ajanslara Habur Sınır Kapısı’nın tek taraflı kapatıldığı iddiası düştü. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise "Şu anda kapatma yok. Geçişler güvenlik gerekçesiyle sıkı kontrollü sağlanıyor. Irak tarafından gelenlerin daha sıkı kontrolle geçişlerine izin veriyoruz. Karşıdan gelen araçlar için denetimi artırdık. İlerleyen saatlerdeki gelişmelere göre durumu ve gelişmeleri yeniden değerlendiririz" dedi.
İLK 5’TE YER ALIYOR
Siyasi alanda referandum öncesinde IKBY’ye gerekli uyarılar yapılırken, Irak’a 2015’te 8.3 milyar dolar, 2016’da 7.2 milyar dolar, 2017’nin ilk 8 ayında ise 5.5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren iş dünyası da konuyu yakından takip ediyor. Son yıllarda Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ilk 5 ülke arasında Irak’ın yer aldığını söyleyen iş dünyası temsilcileri, yapılan ihracatın büyük bölümünün IKBY yönetimindeki Kuzey Irak’tan geçtiğini, bu anlamda referandum ve sonraki süreçte daha olumsuz bir tablonun ortaya çıkması durumunda ihracatın durma noktasına gelebileceğini söyledi. Ancak iş dünyası temsilcileri ihracatın durması halinde asıl kaybedenin Kuzey Irak yönetimi ve bölge halkı olacağını dile getirdi.
TRANSİT TİCARETTE ÖNEMLİ
Türkiye’den Irak’a 2017’nin ilk 8 ayında en çok ihracat 1.1 milyar dolar ile hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri alanında yapılırken, ikinci sırada 589 milyon dolar ile mücevher sektörü, üçüncü sırada 548 milyon dolar ile kimya sektörü, dördüncü sırada ise 465 milyon dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon yer aldı. Yaşanan süreçten işadamlarının ve ihracatçıların etkilendiğini dile getiren Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, “Biz ne kadar zarar görürsek, onlar daha fazla zarar görecektir. 200 ülkeye ihracat yapıyoruz. Açığı bir şekilde kapatabiliriz ama onların ürün bulması çok zorlaşacak” dedi. Yaşanan olumsuzluklardan dolayı geçen hafta 100 TIR gitmesi gerekirken, 75 tane gönderebildiklerini belirten Mete, “Gelecek hafta ise 200 TIR gidecek. Şu an ne olacağı belli değil. Kürt Bölgesi transit ticaret için önemli bir noktaydı. Böyle devam ederse bu önemlerini kaybederler” diye konuştu.
IKBY Türklere uzun süredir zorluk çıkarıyor
IRAK’a en çok ihracat yapan sektörlerin başında gelen Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz de, “Kuzey Irak ve Merkezi Irak’ı birbirinden ayırt etmek gerekiyor. Merkezi Irak’a, Kuzey Irak üzerinden nakliye yapılıyor. Kuzey Irak yani IKBY yönetimi bize hep zorluk çıkarmaya başlamıştı. Merkezi hükümetin istemediği belgeleri istiyor, Türkiye’den yapılan ticareti kontrol altına almaya çalışıyordu. Biz de İran üzerinde Irak’a gitmeye başlamıştık. Bu yapılanlar ticareti bir hayli zorluyordu. Hatta yapılanlar sadece Türklere uygulanıyor, İranlılar bir şey yapılmıyordu. Bu da bizi rekabette geri düşürmüştü. Referandum yapılırsa kısa ve orta vadede ekonomi yara alır. Referandum sonucundan çok sonrasında alınacak kararlar daha büyük önem taşıyor. Ümidimiz bu konuda fazla diretilmeden sonuca ulaşılması” ifadelerini kullandı.
Irak’a ticaret hangi yollardan yapılıyor
ULUSLARARASI Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener de Irak’a gerçekleştirilen ihracatın hangi şartlarda, hangi yollardan yapıldığını anlattı. Şener şunları söyledi: “Irak’a ihracat yapmanın birkaç yolu var. Bunlardan biri Habur sınır kapısından çıkarak, Kuzey Irak’a gitmek. Burada Kuzey Irak’a giden TIR’lar, ondan sonraki yol güvenli olmadığı için ya mallarını orada indirip, Kuzey Iraklı ya da Merkezi Irak hükümetinden gelen TIR’lara devrediyor ya da TIR’ın arkasında römorku orada bırakıyordu. Diğer bir yol ise Gürbulak sınır kapısından çıkış yaparak İran üzerinden, Irak’a ulaşmak. Ancak bu yol uzun oluyor. Örneğin Akdeniz’den yaş meyve sebze getiren bir TIR 1500 kilometre fazla yol yapıyor. Ayrıca İran’ın da burada ne kadar izin vereceği önemli. Bir de Esendere sınır kapısı var. Buradan çıkış yapana TIR’lar Kuzey Irak girmeden, Irak’a ulaşabiliyor.”
Habur kapanırsa diğerleri kapasiteyi karşılamaz
HABUR sınır kapısının kapatılması konusunda da değerlendirmelerde bulunan Fatih Şener, “Irak’a yılda 450 bin sefer yapılıyor. Bu seferlerin çoğunluğu Habur Sınır Kapısı’ndan gerçekleştiriliyor. Habur’un kapasitesi 2 bin 200, günlük geçiş ise 1700 civarında. Gürbulak’ın kapasitesi zorlanırsa en fazla 600’e çıkar. Esendere’nin ise en fazla 150’yi bulur. Yani Habur kapatılırsa diğer sınır kapıları kapasiteyi karşılayamaz. Irak’a giden araçların ne kadarı Kuzey Irak için gidiyor. Bu konuda elde bir veri yok. Zaten Kuzey Irak’ta birçok zorluk da yaşanıyor. IKBY, giden TIR’larımızdan vergi alıyordu. Sonrasında Merkezi Hükümet’te vergi alıyordu. Bu da Türk ürünlerinin ihracatta rekabet etmesini zorlaştırıyordu. İran için avantajlı bir durum oluşuyordu. Eğer konu daha ileri giderse kimse ticareti düşünmez. Ancak bu işin barış içinde çözülmesini isteriz. Daha şimdiden şoförlerin çoğu bölgeye gitmek istemiyor” diye konuştu. (Hürriyet)