Ege Postası
Geri

Hiiiç aceleleri yok

Türkiye’nin ‘Yavaş (Sakin) Şehir’ listesine Muğla’nın Köyceğiz, Erzincan’ın Kemaliye ile Bitlis’in Ahlat ilçeleri de aday gösterildi. Biz Kemaliye ve Ahlat’ı gidip yerinde gördük, ne kadar sakin olduklarını sakinlerine sorduk. Emekli olduktan sonra Kemaliye’ye yerleşen Nermin Taştan şehirdeki yaşamı, “Bir işimiz olunca zamana yayarak yapıyoruz. Hiç acele etmiyoruz. Burada ölüm dışında her şey yavaş ilerliyor” sözleriyle özetliyor. Ahlat’ta monoton bir hayatları olduğunu söyleyen şehir sakinleri ise “Biz bu monotonluktan çok memnunuz” diyor.
Hiiiç aceleleri yok
Haberler / Güncel
7 Ekim 2018 Pazar 07:04
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

1999 yılında İtalya’da başlayan ‘Cittaslow’ yani yavaş, sakin şehir hareketi günümüzde 30’dan fazla ülkeye yayılmış durumda. Türkiye’de geleneksel yaşam ve üretim biçimlerini koruyan 15 şehir yavaş şehirlerin içerisinde yer alıyor. Listeye Muğla’nın Köyceğiz, Erzincan’ın Kemaliye ve Bitlis’in Ahlat ilçesi de aday gösterildi. 

‘KAPI AÇIK UYUYORUZ’

Erzincan’a 150 kilometre uzaklıkta bulunan Kemaliye doğa, yaban hayatı ve mimari yapısıyla Doğu Anadolu’nun en dikkat çeken şehirlerinden biri. Kemaliye’de yolda araba kullanırken dağ keçilerine rastlamak sıradan bir olay. Kemaliye’nin yerlileri ise şehir yaşamının stresinden uzak ve sakin bir hayat sürüyor. Geleneksel ilişkilerin çok iyi korunduğu Kemaliye’de insanlar birbirine küçük jestler yapmaktan da çekinmiyor. Örneğin Apçağı köyünün meydanına bir şiir asılmış. Şiir, 43 yıllık komşusu tarafından yakın dönemde hayatını kaybedip oturduğu evi köye bağışlayan ‘Hacı Emin’ adlı vatandaşa yazılmış. Köyün camisinin duvarına köy ahalisinin hep beraber çekilmiş bir fotoğrafı asılmış. İnsan ilişkilerine değer verdiklerini söyleyen Fuat Aydınlık, “Komşuluk ilişkilerimiz her şeyden önce gelir. Biri evlenecekse davetiyeyi köy meydanına asar. Burada evlerin kapısı hep açıktır. Yatarken, ‘Acaba eve hırsız mı girer'’ diye düşünmüyoruz” dedi. 

KÜÇÜCÜK KENTTE ALTI MÜZE 

Küçücük bir kent olan Kemaliye’de ikisi kent merkezinde, dördü köylerde olmak üzere toplam altı müze bulunuyor. Geleneksel üretime önem veren Kemaliye’de halı dokuma atölyeleri bulunuyor. Kemaliye’ye özgü kapı tokmağı üreten Mustafa Demirci adlı demir ustası, “Benim çocukluğumda ahşap kapılar sökülür, yerine demir kapı konulurdu. Ahşaplar kapı tokmağıyla beraber fırında yakılırdı. O kapıların tokmakla beraber yandığını görünce içim gidiyordu. Yıllar sonra babamdan mesleği devralınca kapı tokmaklarını derleyip üretmeye başladım. Zamanla insanlar tekrar ahşap kapılara geri döndü” diye konuştu.

TRAFİK LAMBASI YOK 

2 bin nüfuslu Kemaliye’de yazları nüfus 15 bini buluyor. İnsanların genelde yürüyerek bir yere gitmeyi tercih ettiği şehirde hiç trafik olmuyor. Bu yüzden de şehirde hiç trafik ışığı bulunmuyor. İlçede zabıtalık bir durum olmadığı için Kemaliye Belediyesi’nin sadece bir zabıtası bulunuyor. Belediye binasından evine yürüyerek gidip gelen Kemaliye Belediye Başkanı Mustafa Haznedar, “Kemaliye tam olarak sakin şehir ruhunu taşıyor. Burada gürültü patırtı yok. Olay olmuyor. Zabıtalık bir durum yok. Burada evlerin çoğu bahçeli. İnsanlar evlerinin bahçesinde yüz yıllık yerel tohumlarla domates, biber ve salatalık yetiştiriyor. Kemaliye Cittaslow’un bütün kriterlerine uygun bir şehir. Üyeliğimizin kabul edileceğine inanıyoruz” diyor.

ÖLÜM DIŞINDA HER ŞEY YAVAŞ

YAZLARI emeklilerin sakin bir hayat geçirmek için tercih ettiği Kemaliye’de insanlar işlerini zamana yayarak hallediyor. Büyükşehirlerde öğretmenlik yaptıktan sonra memleketi Kemaliye’ye dönen Nermin Taştan buradaki yaşamı şöyle özetliyor: “Büyükşehire gidince yoğun bir kalabalık hissediyorum. Yoğun araba gürültüsü beni rahatsız ediyor. Telefonum var. Ama telefonla haşır neşir değilim. Evde internet yok. Televizyon var ama onu da hiç açmıyoruz. Yavaş yaşamayı çok seviyoruz. Bir işimiz olunca zamana yayarak yapıyoruz. Hiç acele etmiyoruz. Burada ölüm dışında her şey yavaş ilerliyor.”

VAN Gölü kenarında olan ve Selçuklu eserleriyle adını dünyaya duyuran Bitlis’in Ahlat ilçesinde, bir açık hava müzesi görevi gören Selçuklu anıt mezarlığı, kümbetler, mağara evleri, tarihi köprülerle iki kale bulunuyor. Bölgede çıkarılan tarihi eserlerin sergilendiği bir müze, eski Türk geleneklerinde yer alan sporların yapıldığı Çarho Oba Alanı bulunuyor. Her yıl 1071 Malazgirt Zaferi’nin yıl dönümünde bu obada Ahlat Avrasya Kültür Şenlikleri ve Malazgirt Zaferi’ni kutlama etkinlikleri yapılıyor. Doğa güzelliklerinin yanı sıra 20 bin nüfuslu Ahlat için ‘Van Gölü’nün sakini’ demek yanlış olmaz. Şehirde bisiklet ve engelli yolları bulunuyor. Çarşı merkezi ile devlet dairesinde engelliler için tuvalet ve asansörler yapılmış. Ayrıca engellilerin hizmete erişimini kolaylaştırmak için devlet dairelerinde engelli hizmet birimleri yer alıyor. 

REKABET DEĞİL DAYANIŞMA

Geniş tarım alanlarına sahip Ahlat’ta organik üretim ve beslenmeye dikkat ediliyor. KOSGEB’in desteğiyle kadınlar tarafından işletilen ve tamamen organik ürünlerin satıldığı beş market bulunuyor. Ustalarıyla ünlü Ahlat’ta esnaf arasında dayanışma çok sıkı devam ediyor. Baston ustası Refa Gürbulak, “Baston zanaatı baba-oğul, usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar devam etti. Biz Ahlat’ta bu geleneği hâlâ sürdürüyoruz. Burada esnaf rekabetten çok dayanışma içerisinde” diyor. 

‘MONOTONLUKTAN MEMNUNUZ’

Ahlatlı İhsan Erkoç yaşamlarını şöyle anlattı: “Sakin şehir denildiğinde insanların rahatsız olmadığı rahat yaşadığı yerler aklıma geliyor. Burası o kavrama uyuyor. Çünkü insanları birbirine saygılı davranıyor. Bizde iki komşu kavga edince başka bir komşu gelip kavga edenleri barıştırıyor. Burada varsa işimizi yapıyoruz. Yoksa kahveye gidiyoruz. Burada monoton bir hayatımız var. Ama biz bu monotonluktan çok memnunuz.” 

NEREDEYSE SUÇ İŞLENMİYOR

20 bin nüfusa rağmen Ahlat’ta suç oranı neredeyse yok denilecek kadar az. Şehirde son bir yılda sadece bir cinayet işlenmiş, üç de hırsızlık yapılmış. Onlar da düğünden takı, ahırdan hayvan ve apartmandan ayakkabı çalmak... Ahlat’ta emniyet ve asayiş olaylarının yaşanmadığını söyleyen Ahlat Kaymakamı Mustafa Akgül, “Burada insanlar sinirli değil. Emniyet ve asayiş olayları yok denilecek kadar az. İnsanlar güven içerisinde sakin bir şekilde hayatlarına devam ediyor” diye konuştu. Ahlat’ın sakin şehir kriterlerini yerine getirdiğini söyleyen Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban şunları söyledi: “Şehirde sadece dört trafik lambası bulunuyor. Onlar da çocukların güvenliği için okul önlerinde yer alıyor. Ahlat sakin şehrin bütün kriterlerine uyuyor.”

AHLAT'IN HAZİNESİ

AHLAT’ta UNESCO kapsamında Yaşayan İnsan Hazinesi Ulusal Envanteri Listesi’nde yer alan bir duvar ustası da yaşıyor. 92 yaşındaki Tahsin Kalender’in Ahlat’ta çeşme, cami, minare, türbe ve evlerden oluşan yüzden fazla taş eseri bulunuyor. Emekliliğe ayrılan Kalender, “Artık yaşlandığım için çalışamıyorum. Ama benim yerime bu geleneği devam ettiren ustalar var” dedi. Kalender, bir eserinin önünde böyle poz verdi. HÜRRİYET

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası