Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırılarla ilgili açıklama yaptı. Vuslat Doğan Sabancı 'Taşla sopayla yapılan sindirme girişimleri bizi korkutmaz, korkutamaz, korkutamayacak' dedi.
İşte Vuslat Doğan Sabancı'nın konuşması:
Ülkemiz zor günlerden geçiyor.
Canımız yanıyor, yüreğimiz dağlanıyor.
Her gün onlarca şehit veriyoruz.
Her gün kardeşlerimiz, oğullarımız, canlarımız gidiyor.
Şiddet sokaklara iniyor, tarihin en karanlık günlerini anımsatır şekilde kapımızı çalıyor.
Maalesef ayrıştırıcı, hedef gösteren, şiddeti körükleyen bir dil ülkemize hâkim olmaya başladı.
Biz bugün...
Tüm Doğan Grubu, Hürriyet çalışanları olarak...
Milyonlarca okurumuz ve izleyicimizle birlikte işte bu teröre, bu şiddet diline karşı durmak için huzurunuzdayız.
"GÖZ GÖRE GÖRE İKİNCİ KEZ SALDIRIYA UĞRADIK"
Hepinizin bildiği üzere Pazar gecesi şu anda önünde bulunduğumuz bu bina, bir saldırıya sahne oldu.
Kapımız kırıldı, binamıza girilmeye çalışıldı.
İçinde bir partinin eski gençlik kolları başkanı ve şu anda meclisde olan bir milletvekilinin de bulunduğu bir kalabalık grup tarafından hakarete uğradık, tehdit edildik.
Saldırının ardından da “bu saldırılara alışın” denildi.
Sadece işini ve yayıncılığını düzgün yapmaya çalışan insanlar olarak alışmamız gerekenin ne olduğunu bir gece sonra öğrendik.
Evet, önceki gece, göz göre göre, ikinci kez saldırıya uğradık.
"HEDEF GÖSTERİLİYORUZ"
Neden böyle oldu'
Bunun tek bir sebebi var:
Hedef gösteriliyoruz.
Başta babam Aydın Doğan olmak üzere grubumuzda çalışan gazeteciler, yazarlar ve yöneticiler, uzun süredir yalanlarla, iftiralarla, hedef gösteriliyor.
"HER TÜRLÜ TERÖRÜN KARŞISINDA OLDUK"
“Teröre destek verdiğimiz” şeklinde korkunç iftiralar atılıyor.
Genel yayın yönetmenini teröre kurban vermiş, terörist saldırılara maruz kalmış bir yayın grubu olarak bizim 67 yıldır teröre karşı nerede durduğumuzu anlatmaya gerek yoktur. Her zaman PKK terörünün ve adı ne olursa olsun her türlü terörün karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz.
Ayrıca bizim vatan sevgimizi sorgulamak da kimsenin haddi değildir.
Bu gazeteye 48 saat içinde iki ayrı saldırı düzenlendi.
Bu iki saldırı, Doğan Ailesi'ne karşı uzun bir süredir devam ettirilen sistematik karalama ve yıldırma kampanyasının bir parçasıdır.
"BİZİ MAHKUM ETTİRMEK İÇİN ÖZEL BİR ÇABA GÖSTERİLİYOR"
Doğan Grubu olarak...
Son sekiz senedir büyük bir mücadele veriyoruz.
Önce, emsali hiç görülmemiş bir vergi cezası kumpası ile karşılaştık.
Yargı önünde kazanmış olduğumuz davalar, tekrar tekrar açılmak için zorlanıyor. Bizi mahkum ettirmek için özel bir çaba gösteriliyor.
"SALDIRILARIN NEDENİ BAĞIMSIZ YAYINCILIK ANLAYIŞIMIZ"
Bu ülkenin yıllardır en üst seviyede vergi rekortmeni olmuş ve sayısız ödüller almış bir aileyi “Petrol kaçakçısı”, “Vergi kaçakçısı” ve terörist gibi yalan ve uydurma suçlamaların hedefi haline getirmek, ne aklın ne de vicdanın kabul edeceği birşeydir.
Biz bu sistematik saldırıların nedenini çok iyi biliyoruz.
Bu saldırıların nedeni;
Çok zor şartlar altında gerçekleştirdiğimiz bağımsız yayıncılık anlayışımızdır.
Okurlarımız, izleyicilerimiz, sevenlerimiz şunu çok iyi bilsin.
Hedef göstermeler, baskınlar, saldırılar, taşla sopayla yapılan sindirme girişimleri bizi korkutmaz, korkutamayacak.
Tek amacımız var:
Okurlarımıza ve izleyicilerimize en doğru bilgiyi en hızlı biçimde vermeye gayret göstermek. Bu görevimize aynı kararlılıkla devam edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Bağımsız ve ahlaki değerlere sahip sorumlu medya, demokrasiler için ekmek gibidir, su gibidir.
Karanlıkta ışık gibidir.
Herkesin buna sahip çıkması gerekir.
Ülkesini seven ve demokrasiye sahip çıkan tüm vatandaşlarımızı,siyasilerimizi, iş dünyasını, sanatçılarımızı, sivil toplum örgütlerini, milletimizin haber alma hakkına sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Günlerdir geçmiş olsun dilekleri ve kınama mesajları ile bize destek olan, arkamızda duran vatandaşlarımıza, okurlarımıza, siyasetçilerimize, sanatçılarımıza, yazarlarımıza, iş dünyası ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine çok teşekkür ediyoruz.
Bu sadece Doğan Grubu’nun, Hürriyet gazetesinin meselesi değildir.
Bu milletimizin hürriyeti ve selameti meselesidir, demokrasimizin geleceği meselesidir.
Bu mesele üç camın, bir kapının kırılması, bir binaya saldırılması meselesi hiiç değildir.
Bu halkın haber alma özgürlüğünün ve bunun için çalışan gazetecilerin susturulmaya çalışılması meselesidir.
Bizim Hürriyet olarak görevimiz gazeteciliktir.
Ben bugün, tüm baskılara, hedef göstermelere ve şiddete rağmen her sabah iyi gazetecilik yapmak için uyanan arkadaşlarımla karşınızdayım.
Korkmuyoruz çünkü korkarak gazetecilik yapılmaz.
Gazetecilik yapmazsak sizlerden 67 yıllık Hürriyet’inizi almış oluruz.
Terör ve şiddetin tırmandığı, çocukların yetim kaldığı, birçoklarımızın yalnız, bıkkın ve umutsuz hissettiği bugünlerde kimsenin sizin elinizden Hürriyetinizi alma hakkı yoktur.
Gazetecilerin görevi doğru haber vermek ise, devletin görevi de vatandaşlarının canını, malını ve namusunu korumaktır.
Bizim tek güvencemiz hukuktur, demokrasidir.
Biz bugün, Doğan Grubu, Hürriyet çalışanları ve milyonlarca okurumuzun, izleyicimizin desteğiyle...
Şiddetin tuzla buz yaptığı işte bu kapının önündeyiz..
Birlikteliğimize, kardeşliğimize kasteden, huzurumuzun ve hürriyetlerimizin kapısını paramparça eden şiddeti sonuna kadar kınıyoruz.
İlkelerimizden ödün vermeden doğru ve objektif biçimde gazetecilik yapmaya devam edeceğimizi de bir kez daha kararlılıkla belirtiyorum.
Terör bir insanlık suçudur.
Hepimizin tek yürek olarak bu terör belasına karşı dimdik ayakta durması gerekir. Terörün yaratmak istediği kaos ve kardeş kavgası tuzağına düşmemeliyiz.
Son dönemde tırmanan şiddet ve terör olayları nedeniyle hayatını kaybeden tüm şehitlerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, onların yakınlarına, yetim kalan çocuklarına ve bütün milletimize baş sağlığı ve sabır diliyorum..