İzmir’de gece saatlerinde meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki deprem korku yarattı. İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, İzmir’in depreme hazırlıklı olup olmadığını değerlendirdi. Ulutaş, halen duyulan endişenin nedeninin yapı stoğundan kaynaklı olduğunu belirterek, “30 Ekim depremi sonrasında çok insanımızı kaybettik, birçok bina yıkıldı. Çok sayıda hasarlı bina söz konusu oldu. Halen konteynerlerde yaşayan vatandaşlarımız var ama yaralar henüz tam anlamında sarıldı diyemeyiz” diye konuştu.
30 Ekim depreminden sonra yapılan çalışmaları anlatan Ulutaş, şunları söyledi:
“YAPILARIMIZI HENÜZ GÜÇLENDİRME YA DA YENİLEME AŞAMASINDA DEĞİLİZ”
“Yapılan çalışmalar var elbette. Yıkılan apartmanların yerine yenileri inşa edildi. Bunun yanı sıra Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen afet öncesi yapılması gereken çalışmalardan biri olan mevcut yapı stoğunun çıkarılması ve deprem riski açısından değerlendirilmesi çalışması devam ediyor. Bayraklı’da tamamlandı, Bornova’da devam ediyor. Ancak yapılan çalışmalar biri afet sonrası yapılan çalışma, biri de uzun soluklu bir sürecin başlangıcı diyebiliriz. Bu süreçlerin sonunda aslında yapılarımızı henüz güçlendirme ya da yenileme aşamasında olmadığımızı ifade edebiliriz. Geçen 2 yıla rağmen yürütülen çalışmalar mevcut. Burada bir takım bilinç düzeyinin yükselmesine yönelik çalışmalar da yürütülüyor. Ancak dün sabah saatlerinde yaşadığımız deprem halen bizi endişelendiren bir pozisyonda. Beklediğimiz bir deprem var. İzmir merkezinde bir deprem bekliyoruz. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünde 2018 yılında oluşturulan bir senaryoya göre, 7 büyüklüğünde bir deprem yaşadığında çok sayıda binanın hasar göreceğinden ve yıkılacağından bahsediyor. Dolayısıyla sorun gerçekten de çok büyük bir sorun. Sadece İzmir’in değil aslında ülkemizin bir sorunu olduğu bir gerçek.
“SİYASET ÜSTÜ BİR KAVRAM OLARAK YAKLAŞILMASI GEREKİYOR”
Burada bu büyük soruna gerçekten siyaset üstü bir kavram olarak yaklaşılması gerekiyor. Sürekli bu söylem ifade ediliyor ama bu söylemin eyleme geçmesi gerekiyor. Bizim beklentimiz de bu yönde. 30 Ekim sonrası bir TBMM araştırma komisyonu oluşturuldu, bunun bir raporu yayınlandı. Her kesimi dinledi bu komisyon. Birçok kesim birçok uyarılarda bulundu. İMO’nun söylemiyle de ortaklaşan, aslında birçok tespit yapıldı ve çözüm önerileri de ifade edildi. Bundan sonrası yapılacak yapıların güvenli yapı olarak adlandırabilmemiz için değişmesi gereken mevzuat açısından baktığımızda hala o noktayı yakalamış durumda değiliz. Buradan çağrımız, iktidar sahiplerinin Meclis’te oluşturulan bu komisyon raporu doğrultusunda bir irade göstermesidir. Kamu kurum kuruluşlarının, belediyelerin, meslek odalarının sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde çalışması gerekiyor bir an önce.”