İYİ Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu, kişisel X hesabından yaptığı paylaşımda partisinden istifa ettiğini açıkladı. Ensarioğlu’nun istifasına ilişkin açıklaması şöyle:
"3. OLAĞAN KONGRESİ’NDEKİ OMURGA DEĞİŞİMİ BİR KAN TAZELEME DEĞİL, MERKEZ SAĞ İDDİASINDAN VE DEMOKRATİK KİMLİĞİNDEN VAZGEÇTİĞİNİN AÇIK BİR GÖSTERGESİYDİ”
“Sayın Genel Başkan Meral Akşener’in davetiyle 2018 yılında, ülkede ciddi bir merkez sağ boşluğu olduğu gerçeğinden hareketle İYİ Parti ailesine katıldım. DYP iktidarlarında üç dönem bakanlık yaptığım süre zarfında, ülke tarihimizin kara lekelerinden biri olan 28 Şubat sürecinde ‘Baş örtüsü Allah’ın emridir’ ifadem dönemin gazetelerinde manşetlere taşınmış ve Çevik Bir’lerin hazırladığı meşhur Andıç belgesinde birinci sıraya konarak hedef haline getirilmiştim. Ancak askerin siyaseti dizayn ettiği ve birçok siyasinin ve bürokratın onlara el pençe durduğu süreçte, asla geri adım atmadım. Bölgenin saygın ailelerinden birinin lideri ve bölgenin bir evladı olarak bölgeye dair sorunlarda ve yönelimlerde sorumluluk almaktan asla kaçınmadım. Bölücülüğün ve şiddettin her daim karşısında durdum. Merkez sağ amacı doğrultusunda geçen 6 yıllık süre zarfında merkez sağ iddiamız için partide mücadele verdiğimiz süre içerisinde, demokratik olmayan birçok aşırı söylemler, başta kendim olmak üzere, beni sevenler tarafından sineye çekildi. Ancak seçim sonrasında partinin 3. Olağan Kongresi’ndeki omurga değişimi ve dönüşümüyle bir kan tazeleme değil, merkez sağ iddiasından ve demokratik kimliğinden vazgeçtiğinin açık bir göstergesiydi.
"BENİM AÇIKLAMALARIMI DİSİPLİNE SEVK KARARI, İYİ PARTİ’NİN MERKEZ SAĞ İDDİASINI ARTIK TAŞIMADIĞININ DA VESİKASIDIR”
Oluşan yeni yönetimle ufukta görünen görüş ayrılıklarımız çok geçmeden Siyonist İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçuna karşı net bir tavır göstermemekle ortaya çıktı. İyi bilinmelidir ki Filistin, biz Müslümanlar için bir onur meseledir. Ancak görüş ayrılıklarımız bununla kalmamış olup bölgenin önemli şahsiyetlerinden Şeyh Said’e dönük hadsiz çevrelerin hakaretlerine karşı verdiğim cevapta, İskilipli Atıf Hoca da olduğu gibi naaşlarının ailelerine teslim edilmesini belirttiğim makul ve insani taleplerden sonra kendi partidaşlarım başta olmak üzere, faşizan odaklar tarafından sosyal medyada lince uğradım. Bu çevrelerin linç kampanyasına karşı partinin yetkilileri, şahsıma bırakın destek vermeyi, linç odaklarından daha fevri bir şekilde beni disiplin kuruluna sevk etmişlerdir. Bu konuda da iyi bilinmelidir ki Şeyh Said, Bediüzzaman Said Nursi ve Seyid Rıza bölgemin önemli değerlerindendir. Benim açıklamalarımı disipline sevk kararı, İYİ Parti’nin merkez sağ iddiasını artık taşımadığının da vesikasıdır. Bu tutum partinin kuruluş felsefesi olan milliyetçi, kalkınmacı ve demokratik kimliğinden saptığı ve farklı görüşlere ve demokratik kimliğine tahammülü kalmadığını göstermektedir.
"İYİ PARTİ İLE BENİ BİR ARAYA GETİREN SİYASAL GEREKÇELER ORTADAN KALKMIŞTIR”
Bu nedenle İYİ parti ile beni bir araya getiren siyasal gerekçeler ortadan kalkmıştır. Ben, inandığım doğruları savunmaktan bedeli ne olursa olsun asla geri durmayacağım. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin de ifade ettiği üzere: ‘Haksızlığa karşı sükut etmek, hakka karşı bir hürmetsizliktir.’ Hakka olan hürmetimden dolayı bugün itibarıyla İYİ partiden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgisine sunarım.”