Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 40+1 tartışmasını, 'çaresizliğin dışa vurumu' olarak nitelendiren İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın “Yüzde 50+1 varsa bununla bir defa daha seçime gitmeliyiz. Bu kurdukları ucube sistemi millet yüzlerine yüzde 50+1’le çarpmalı” dedi.
Yeni kurulacak partileri 'Allah’ın lütfu' olarak değerlendiren Aydın, yeni oluşumların en büyük zararı da MHP'nin göreceğini söyledi.
Yerel seçimin ardından siyasetin nasıl şekilleneceği, ittifakların geleceğinin ne olacağı tartışmasında en çok konuşulan partilerden biri İYİ Parti oldu. Bunun nedenini, “Anahtar partiyiz”, “Dengeleri değiştirdik”, “İYİ Parti’nin olmadığı hiçbir denklem tutmuyor” sözleriyle anlatan İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın geleceğe dair iddialı…
İYİ Parti’nin AK Parti’yle bir yere konumlandırılmasının doğru olmayacağını söyleyen Aydın, “Mücadele devam ediyor. Tek adam rejimine dayalı bir Türkiye istemiyoruz” diyor. İttifak tartışmaları için de “Muhataplarımıza kırmızı çizgilerimizi hatırlatıyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.
40+1 tartışmasını “çaresizliğin dışavurumu” olarak nitelendiren Aydın, “Yüzde 50+1 varsa, altını çizerek söylüyorum bununla bir defa daha seçime gitmeliyiz. Bu kurdukları ucube sistemi bu millet yüzlerine yüzde 50+1’le çarpmalı” görüşünü dile getiriyor.
‘SEÇİM YÜZDE 1500 İKİNCİ TURA KALIR’
Yeni kurulacak siyasi partileri “Allah’ın lütfu” olarak değerlendiren Aydın, bu partilerin en büyük zararı da MHP’ye vereceği görüşünde. Yeni partilerin üçüncü bir ittifak alanı oluşturacağını söyleyen Aydın’a göre bu da Cumhurbaşkanlığı seçiminin yüzde 1500 ikinci tura taşınmasını sağlar.
İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın’ın ittifak tartışmaları, İYİ Parti’nin rolü, sistem tartışmaları ve yeni partiler başta olmak üzere Gazete DuvaR’ın sorularına yanıtları şöyle oldu:
AK PARTİ İMPARATORLUĞU YERLE BİR EDİLDİ
Sıcak gündemle başlayalım. Eski bakan Faruk Çelik, Cumhurbaşkanlığı seçim barajının yüzde 40’a çekilmesini önerdi. Parti yetkilileri “Böyle bir gündemimiz yok” dese de sizce bu öneri ne anlama geliyor'
Her şeyi Türk siyasetinde oluşan yeni dengeleri görerek değerlendirmek lazım. Türkiye’de 17 yıl sonra İYİ Parti ile beraber siyasi dengeler değişti. AK Parti, Cumhur İttifakı kaybetti, Millet İttifakı kazandı. Mahalli seçimlerde alınan sonucun ne manaya geldiği iyi sorgulanmalı. Kazanılan büyükşehir belediyeleri caddeye-sokağa hitap edilen, her alanda vatandaşla birebir ilişki kurulan çok temel bir alan. Bu alandaki AK Parti İmparatorluğu yerle bir edildi. Taş üstünde taş bırakılmadı. Bursa hariç hedeflenen yerlerde başarı sağlandı.
İYİ Parti’nin buradaki rolü ne oldu'
Şu bilinmeli, mahalli seçimle ilgili adımı genel başkanımız kurguladı. Bir çalışma yapıldı, ben de o işin içinde yer aldım. Daha sonra bunun hayata geçirilmesi yönünde adım atıldı. Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşme yaptık. Bu projeyi anlattık. Tarihi sorumluluklarımızı anlattık, devlet gücünü kullanan iktidara karşı güçlerin birleştirilmesi ile mesafe alınabileceğini söyledik. Sayın Kılıçdaroğlu da çok pratik bir insan ve orada karar verdi, benimle beraber çalışmak üzere görevlendirme yaptı. Teke tek bir ay kadar görüştük. Sonra iş aleniyet kazandıktan sonra kamuoyuna açık görüşme trafiği başladı. Sonuç olarak İstanbul, Ankara ve İzmir ile diğer büyükşehirlerin alınması AKP’nin halk nezdinde kurduğu yerel hakimiyetin yıkılması anlamına geliyor. Bana göre devlet gücünden daha önemli. Şimdi halkla birebir temas imkanını yakalamış, her an dokunma kabiliyeti kazanmış Millet İttifakı paydaşları bana göre kalenin burcuna zafer bayrağını diktiler. Bundan sonrası feraset, akıl istiyor. Daha doğru bir planlama, gelecek tasavvurunu daha güzel şekillendirme konusunda bizlere de yeni sorumluluklar yüklüyor.
40+1 ÇARESİZLİĞİN DIŞA VURUMU
O zaman 40+1 önerisine dönersek, bu iktidarın oy düşüşüyle mi ilgili'..
Cumhurbaşkanlığı seçiminde barajın yüzde 40+1 olması lafı çaresizliğin dışa vurumudur. Onları böyle çaresiz görmek de şahsen beni çok mutlu ediyor. Yüzde 50+1 varsa, altını çizerek söylüyorum bununla bir defa daha seçime gitmeliyiz. Bu kurdukları ucube sistemi bu millet yüzlerine yüzde 50+1’le çarpmalı. İktidarın değişeceğini ben mutlak görüyorum. Bu bir süreçtir ve artarak devam edecektir. Nitekim araştırmalar da bunun böyle olacağını gösteriyor.
İKTİDARA OY VERMEYECEK KİTLELERİN YÜZÜ BİZE DÖNÜK
KONDA’nın yaptığı araştırma çekirdek oylarda düşüşe işaret ediyor. Yüzde 30’un altına düştüğünü gösteriyor. Her şeyi o çekirdek oy belirliyor. Eskiden AK Parti çekirdeği çok büyüktü. Şimdi o çekirdeğin küçülüyor olması ilavelerle tamamlanacak durumdan çıkmış olması manasına gelir. Bir gerçeklik daha var o da biz aylık anketlerle görüyoruz. İYİ Parti yerine oturdu, kendini kabul ettirdi. Yüzde 10.6’yla 11.3 arasında bir yere keskin tabanını oturtmuş vaziyette. Araştırmalara göre iktidara oy vermeyecek kitlelerin yüzünün en dönük olduğu parti biziz. Müthiş bir avantajımız var. Her partiden oy alma avantajına sahip bir partiyiz.
ÜYELİKTE İLK SIRADA AK PARTİ’DEN İSTİFA EDENLER VAR
İYİ Parti olarak bir üye kampanyası başlattınız. Bu kampanyada bu ilgiyi görüyor musunuz'
Şu anda Yargıtay’da 186 bin kesinleşmiş, aşağı yukarı 17 bin de bekleyen üyemiz var. Hedefimiz haziran sonuna kadar üye sayısını 400 binin üzerine çıkarmak. Bunu da başaracağımıza inanıyoruz. Şu anda bize yeni üye olanlarda birinci sırayı AK Parti’den istifa edenler alıyor. İkincisi MHP’den ayrılanlar, üçüncüsü de CHP’den ayrılanlar. Bundan önce sıralama MHP, CHP ve AK Parti’ydi. Bu değişimden de anladığımız yeni arayış içinde olan kesimin yüzü bize dönük. Bunu GİK’te konuştuk. Diğer partilerden boşalan ve yer arayan insanları partimize üye yaparak kendi oturduğumuz zemini daha da güçlendirmek istiyoruz. Haziran ayına kadar bu hamuru en iyi şekilde yoğuracağımıza eminim.
BİZİ AK PARTİ İLE KONUMLANDIRMA ÇARESİZLİĞİNİ KİMSE YAZMASIN
Yerel seçim başarısının yeni bir planlama, sorumluluk yüklediğini söylediniz. Bu başarıyı yakaladığınız ittifak için “aramızda katolik nikahı yok” açıklamaları yapıldı. İttifakta tutumunuz nedir'
Herkesin şunu kabul etmesi lazım bizler ayrı partileriz. Her konuda ortak hareket edemeyebiliriz. Bunu doğal karşılamak lazım. Seçim dengelerinin değişmesi ve İYİ Parti’nin anahtar parti haline gelmesinden kaynaklanan bir süreci yaşıyoruz. Ben rakamlara meraklı biriyim. İYİ Parti rakamının olmadığı hiçbir denklem tutmuyor. Dolayısıyla Türk siyasetinin geleceğini belirleyecek kilit konuma gelmiş olan İYİ Parti olarak biz ne yaptığını bilen insanlarız. Biz hayal kovalamıyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu şartlara isyan etmiş insanlarız. Kendi partilerimizden ayrılarak bu isyanı somutlaştırmış ve hedefe yöneltmiş insanlarız. Bize böyle rastgele yorumlar yapmasınlar, haksızlıklar etmesinler. Biz hedeflendiğimiz demokrasi standartlarına, Türkiye’yi kavuşturana kadar bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. Bunu yaparken kendi hareket alanımızı kendimiz belirleriz. Kendi doğrularımızı ifade ederiz. Bu sözlerimiz ne birinin karşıtı ne de yandaşıdır. Hemen bizi alıp AK Parti’yle bir yere konumlandırmak gibi bir çaresizliği kimse yazmasın, çizmesin. Bu doğru olmaz. Çünkü biz hedeflediğimiz yerlere gelebilmiş değiliz. Mücadele devam ediyor. Tek adam rejimine dayalı bir Türkiye istemiyoruz. İnsanların kendi düşüncelerini rahatlıkla ifade edebildiği, terör dışı kalan bütün unsurların kendi düşüncelerini ifade edebileceği Türkiye özlemini sürdürmeye devam ediyoruz.
MUHATAPLARIMIZ KIRMIZI ÇİZGİMİZİ DİKKATE ALSIN
Burada bir kırmızı çizgi ifade ediyorsunuz sanırım'
Burada biz parti olarak kural koyuyoruz. Siyasi partiler terörle arasına mesafe koymayı becerebilmelidir. Hem parlamentoda olup hem de dağla iltisaklı bir görüntü içerisindeysen demokrasi konusundaki bütün sözlerin havada asılı kalır. Halkın sana verdiği bu imkanı ve fırsatı dağla arana mesafe koyarak kendi kararınla bunu bir demokrasi mücadelesine çevirirsen bu Türkiye’nin kazancına olur. Bu kırmızı çizgimiz. Yoksa biz ön kabullerle, savaş tamtamlarını çalarak birilerinin üstüne giden insanlar değiliz. Parti olarak kırmızı çizgilerimizi ortaya koyuyoruz ve muhataplarımıza bunları dikkate alarak, yeni Türkiye’yi dizayn ederken herkes eteğindeki taşları dökerek, üzerindeki fazlalıklardan arındırılmış bir şekilde temel demokrasinin hakim olduğu Türkiye idealini hep beraber yakalamanın mücadelesini vermeliyiz. Bana göre İYİ Parti duruşunu en net söyleyen, kıvırmadan kendini tanımlayan bir siyaset izliyor. Bu da halkta kabul görüyor. Biz büyüyen bir partiyiz.
YENİ PARTİLERDEN EN BÜYÜK ZARARI MHP GÖRECEK
İYİ Parti’nin büyüyen bir parti olduğunu söylüyorsunuz ama yeni kurulacak partilerin en çok sizin tabanınızı tehdit ettiği konuşuluyor. Bu yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz'
Biz siyasetin tam göbeğindeyiz. O partilerin analizini de en iyi yapan partilerden bir tanesiyiz. Yanılma payımız yok. Şu an kurulacak partiler belki de en büyük zararı MHP’ye veriyor. AK Parti içinde küsüp Millet İttifakı paydaşlarına oy vermeyip, kendi ittifakı içerisinde bir diğer partiye oy veren büyük bir kitle var. Bu kitle yeni kurulan partilere yüzünü dönmüş. Mantıken de çok yanlış değil. Bu işten en büyük zararla çıkacak parti MHP’dir. Bizim yüzde 10-11.3’lük kitle içinde “başka hiçbir partiye oy vermem” diyenlerin oranı yüzde 85. Mücadele kültürüne alışmış, mücadele ettikçe kazanmanın zevkine varmış ve İYİ’ler hareketinin bu işin sonunu da getirebileceğine inanmış taş gibi bir kitlemiz var. Ben bu partinin teşkilat işlerinden sorumlu bir kişi olarak buna yürekten inanıyorum. Daha önce üye olmaktan çekinen insanlarla karşılaşıyorduk. Şimdi insanlara bir güven geldi. Ben gece yatarken “oh” diyorum. Taş üstünde taş bırakmadık, o korku duvarlarını yıktık. Bu dönemde en çok tehdit edilen parti İYİ Parti’dir. Liderimize mahalli seçimde “seni hapse atacağım” dedi, daha ne desin. O tehdide karşı miting alanına çantasını alıp çıkan, “al, götür, bekliyorum” diyerek kafa tutan bir kadın siyasetçi bu korku duvarlarını yerle bir eden ilk balyozu vurdu. Bunu Türkiye’nin görmesi lazım.
YENİ PARTİLERİ CENAB-I ALLAH’IN LÜTFU OLARAK GÖRÜYORUM
Tecrübeli bir siyasetçisiniz. Yeni partiniz de bu ay 2 yılı dolduracak. Bu arada iki yeni parti kuruluyor. Yeni partilerin kuruluyor olması İYİ Parti’nin bu boşluğu dolduramadığı anlamına gelmez m? Ve bu iki partinin siyaseti nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz'
Bu işin analizini şöyle yapmak daha doğru olur. Yüzde 50 ile Türkiye’yi yönetmiş bir siyasi partinin başarısızlıktan sonra kendi içinde doğum yapmaması imkansızdır. Geçmişte de bunun örnekleri var. O memnuniyetsiz kitle mecburen kendi içinden bir parti çıkarıyor. Aslında iki parti görmüyorum. Tek parti. Sadece liderlik konusunda aralarında bir anlaşmazlık var gibi. İlerde belki tek partiye de dönüşebilirler. Ne olursa olsun. Ben bunu Cenab-ı Allah’ın bir lütfu olarak görüyorum.
3. BİR İTTİFAK DOĞUYOR
Neden'
Yeni bir alan açılıyor. 3. bir ittifak alanı daha açılıyor.
Cumhur ve Millet İttifakı dışında 3. bir ittifak mı doğuyor'
Bu alan içinde iki ittifak var. İki tane parti doğuyor. Bu yeni bir ittifak alanı oluşturabilir. Bugünden buna kesin diyemeyiz ama 3. alanı da oluşturabileceğini görmek lazım. İhtimal dahilinde. Bu da büyük bir şanstır.
50+1 sisteminde hedefiniz düşünülürse bu risk değil mi'
50+1 için risk değil tam tersine çok büyük bir avantaj. Bir taraf o kadar küçülüyor ki diğer taraf ikinci turda sonuç alır.
3. ittifak Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura mı bırakır'
Tabii yüzde 1500.
Yeni ittifak sizin ilgi alanınıza girer mi'
Bu benim vereceğim bir karar değil ama böyle bir üçüncü ayağın oluşacağını görüyorum. Bunun için de biz de olabiliriz, bizsiz de olabilir. Cumhur İttifakı’nın adayının karşısında herkes akli-selim olur tek aksta da birleşilebilir. Hepsi mümkündür. Bunlar siyasetin feraset kısmı ile alakalı. Onu zaman, şartlar gösterir.
AK PARTİ MUCİZESİ: HER ŞEYİN FİYATI ARTARKEN ENFLASYON DÜŞÜYOR!
Bu kombinasyonları iktidar da yapıyor. Belki 40+1 hesabı da böyle çıktı. Bu gelişmeler baskın erken seçimi tetikler mi'
Şu anda enflasyon rakamlarıyla kandırılan bir milletimiz var. AK Parti mucizesi diyebiliriz. Her şeyin fiyatı artıyor ama enflasyon düşüyor! Dünyanın hiç bir yerinde bunu başarmış ülke yok. Çok yakında dünya ekonomi çevreleri bunu başaran ilk ülke olarak bizi ödüllendirebilir. Bu ödülü de Sayın Albayrak boynuna bir zafer kolyesi olarak takacak diye düşünüyorum. Erken seçime gelirsek, yenilgi psikolojisi içinde bir iktidar bu şartlarda bir seçim istese de yapamaz. Çünkü psikolojik iklim aleyhlerine dönmüş durumda. Siyasetin sonuçlarını en çok tayin eden unsur psikolojik iklimdir. Şu anda o psikolojik unsur aleyhte oluşmuş vaziyette.
KULAK ÇEKMEYECEK, TOKAT ATACAK
Önümüzdeki süreçte siyasette bir uzlaşma, yumuşama bekliyor musunuz'
Zamanı kullanacak. Öncelikle ekonomi çok kötü. Sabahtan akşama zamlarla, yoksullukla mücadele eden insanları, her şey zamlanırken enflasyon düştü diye kandırmazsın. Onlar bilenmiş vaziyette. Şimdi tokat atmak için bekliyorlar.
Yerel seçimde kulak çekin dediniz, bu kez tokat mı atılacağını düşünüyorsunuz'
Tokat atılacak, daha şiddetli olacak. Anketlerdekinin bile altına düşecek.
Cumhurbaşkanlığı sisteminden geri dönüş olur mu'
Koray Aydın olarak söylüyorum. Bu sistemle bir Cumhurbaşkanı seçelim. Bunların kurduğu, davul zurnayla insanları peşlerine taktıkları, hiçbir uyarımızı dinleyip anlamak istemedikleri bu sistemle bir daha seçime gidelim. Bu 2023’e kalmaz zaten. Sonrasını cumhurbaşkanı seçtikten sonra hallederiz.
Bu arada İYİ Parti çeşitli istifalarla, teşkilatlarda kayyım tartışmalarıyla gündemden düşmüyor. Kurumsallaşma neden sağlanamıyor'
Seçimlerden dolayı yasal süreleri içinde kongre yapamadık. Bundan kaynaklanan sancılar var. Şubat ayından itibaren olağan kongre süreci işleyecek. Bir partiden istifa da olur yeni katılımlar da. Aşağı yukarı her gün katılım törenlerimiz var. Esas katılım törenleri de ileride. Yağmur gibi katılım törenleri geliyor. Haftada 3-4 gün katılım törenleri yapacağız.