CHP Genel Başkan Aday Adayı İlhan Cihaner, bugün 38. Kocaeli Olağan İl Kongresi'ne katılarak konuşma yaptı. Cihaner, özetle şunları söyledi:
“Bu salonda olanların belki de tamamının desteklediği bir Gezi hareketini yaşadık biz. Türkiye siyasetine damgasını vuran bir süreçti. Niye damgasını vurmuştu? Bugüne kadar ülkeyi yöneten sağ iktidarların Türkiye'ye dayattıkları adeta kabul ettirdikleri birtakım fay hatları vardı. Gezi bu fay hatlarının tamamının yurttaş nezdinde çok da öyle olmadığını ispatlamıştı. Toplum kendi kimliğiyle bir arada kendi iradesini ortaya koyabilmişti. Maalesef başta CHP olmak üzere siyaset bundan ders alamadı. Böyle büyük bir pratik, hareket kriminalize edildi. Asrın en büyük komplo davalarından birine dönüştü. Buna dair bir şey yapamadık. CHP olarak yapamadık. Geldiğimiz noktada dün maalesef belki dünya hukuk tarihine kara leke olarak geçecek bir karar çıktı Yargıtay'dan. Ben buradan bu süreçte Gezi tutsaklarıyla dayanışma içerisinde olduğumu ve sizlerin de olması gerektiğini belirterek en kısa sürede özgür olmalarını diliyorum.
“CESARETİ VE CÜRETİ GERİDE BIRAKTIĞIMIZ 15 YIL İÇERİSİNDE GÖSTEREMEDİK”
Parti ne yapar? Öncelikle partimiz maalesef bu süreçte iktidarın tek bir majör projesine bile engel olamadı. Böyle giderse engel de olamayacağız. Partimizi yeniden kurmazsak. Partimizi tanımlarken en çok hoşuma giden kavram, kurtuluşun ve kuruluşun partisi... Çünkü hem cesareti hem cüreti ima ediyor. Maalesef bu cesareti ve cüreti geride bıraktığımız 15 yıl içerisinde gösteremedik.
“BU HEZİMET VE YENİLGİ, ŞİMDİLERDE GENEL MERKEZ VE DEĞİŞİMCİLER DİYE İKİYE, FRAKSİYONA AYIRANLARIN BİR DÖNEM İZLEDİKLERİ POLİTİKALARIN YENİLGİSİ”
Bu yaşayacağımız kurultayın anlamı ne? Bir geride çok büyük bir hezimet bıraktık. İki, önümüzde bir yerel seçim süreci var. İkisi de birbirinden önemli. Bir, hezimetin hesabını görmemiz lazım. Bir de acaba başarıya nasıl ulaşılır? Onu tartışmamız lazım. Hepimiz öfkeliyiz. Ama öfkenizi unutmayın. Sadece o öfkeyi kararınızla onaylayın. Öfkeniz kararınıza dönsün. Önümüzdeki yerel seçimlerde eğer bu öfke dirence dönerse belki de o başarısızlığı yaşamayız. Çünkü, bu hezimet ve yenilgi sizin yenilginiz değil. Bu hezimet ve yenilgi, şimdilerde Genel Merkez ve değişimciler diye ikiye, fraksiyona ayıranların bir dönem izledikleri politikaların yenilgisi. Kadro tercihlerinin yenilgisi. İzledikleri ideolojik tutumun yenilgisi. Yenilmek için önce bir yarışmak lazım. Yarışan kadroları siz belirlemediniz.
“BU SOL KORKUSUNU MUTLAKA AMA MUTLAKA ATMAMIZ LAZIM VE HESABINI DA SORMAMIZ LAZIM”
Değişim, değişim diyoruz. Partide yenilenmeden bahsediyoruz. Benim partiye dair eleştirilerim, hem değişimcileri hem Genel Merkezcileri kapsıyor. Çünkü, seçimde üç dört gün sonrasına kadar tüm politikalarda ortak sorumlulukları var. Değişim ve Genel Merkezciler önce başka bir değişimin hesabını vermek zorundalar. Biliyorsunuz bir ara yeni CHP çok söylenirdi. Ne oldu o yeni CHP? Sonra CHP, 1930'ların CHP'si değil denildi… Onayı sağdan almak, öteden beri CHP'ye bir virüs gibi bulaşmış durumda. Zihnimizi sağ ele geçirmiş. Sağ kalıplar ele geçirmiş. Hatta giderek bunu meşrulaştırmak için sağ kalmadı, sol kalmadı demişiz. Objektif sağcılıktır. Çünkü, dünyada hiçbir yönetim tarzı, kendiliğinden tarafsız değildir. Parti örgütü bir kambur gibi görülmeye başlandı. Hesabı verilmesi gereken bu değişim, partide bir sol korkusu yarattı. CHP'de sol diyenlere, sosyalizm diyenler tasfiye edildi. Partinin lanetlileri hale getirildi. Bu sol korkusunu mutlaka ama mutlaka atmamız lazım ve hesabını da sormamız lazım. Bizim bir kere bu lümpen siyaset anlayışını da terk etmemiz lazım.
“SAĞLAM BİR ŞEKİLDE YENİDEN İNŞA ETMEMİZ LAZIM. BU DEĞİŞİMLE FALAN OLACAK DEĞİL”
Partimizin üç sütun üzerinde sarsılması ve yeniden inşa edilmesi lazım. Bunlardan birisi ideoloji. Artık adeta bir siyasi bulamaca dönüşmüş, kişiliksiz bir şeyden çıkıp kendi ilkelere üzerinde yürümesi lazım. İkincisi, kadro meselesi. Mevcut o bulamacın içerisindeki kadrolardan doğru bir yemeğin yapılması mümkün değil. Bu kadrolardan da partinin kurtulması lazım. Üçüncü sütun da parti içi hukuk. Sadece tüzük ve program değil. Tüzüğün uygulanmasını garanti edecek mekanizmalar içermesi lazım. Mutlaka ama mutlaka sağlam bir şekilde yeniden inşa etmemiz lazım. Bu değişimle falan olacak değil.”