CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Hiçbir partiyle seçim ittifakına kapalı değilim çünkü bu yerel seçim. Yerel seçimin yerel dinamikleri var ve ben partim için en iyi sonucu almak istiyorum. Türkiye bizden fedakarlık, iş birliği, yeni adımlar bekliyor. Hala daha umudumu kaybetmiş değilim. İttifak geniş kapsamda olmayabilir ama yerele yetki verebiliriz" dedi. Özel ayrıca, "Bu seçim herhangi bir seçim değil. Bu seçimde eğer Ekrem İmamoğlu Allah göstermesin kaybederse helikopter geliyor. Recep Tayyip Erdoğan'ı İstanbul'un üstünde kupon arsa pazarlarken görmek isteyenler buyursunlar. Ankara'da da parsel parsel satanların tekrar dönme isteği var. O yüzden İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'na oy vermek, İstanbul'un geleceğine sahip çıkmaktır. Ankara'da Mansur Yavaş'a oy vermek, Ankara'daki talanın karşısındaki bu dürüst yönetime sahip çıkmaktır" açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı Özür Özel, bugün, TV100 canlı yayınında "Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum" programına konuk oldu. Özel, programda gündemi değerlendirerek, soruları yanıtladı.
"KURULTAYIN TÜRKİYE'YE DE KAZANDIRAN BİR KURULTAY OLDUĞU İDDİASINDAYIZ"
Özel, "CHP Genel Başkanı olarak uyandığınız ilk sabah nasıl bir sabahtı" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Güzel bir sabahtı ama omuzlarımda çok ağır bir yük olduğunu fark ettim. Tabii kazanacağımı düşünüyordum, biliyordum. Yayında da sordunuz. Kazanacağıma emindim ama kazandıktan sonra sevinmeye, mutlu olmaya vakit olacak bir iş olmadığının da farkındaydım. Çünkü seçimi kazandık hemen arkasından çok kritik bir yerel seçim gündemimiz vardı. Hatta öncesinde önümüzde, üç hafta sonra yapmamız gereken bir Tüzük Kurultayı gündemimiz vardı. O yüzden ağır bir sorumlulukla uyandım. Ama tabii bir seçimi başarıyla tamamlamış olmak her zaman iyi bir şey. Çok klasik olacak belki ama bu seçimde belki önde bitiren, fazla oy alan taraf bizdik ama kazanan CHP’ydi. Kaybedeni olmayan bir kurultay yaptığımızı düşünüyorum. Hatta bu kurultayın Türkiye'ye de kazandıran bir kurultay olduğu iddiasındayız. Ama bunu önümüzdeki günler gösterecek."
Özel, "Sizi eleştirenlerin de en çok söylediği şey, seçilmiş olmanıza rağmen yaptığınız listenin partide bilinen isimlerden oluşması. ‘Bu nasıl değişim’ diye soruyorlar. O zaman bu nasıl değişim" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu kamera şakası mı? Çünkü seçimden önce konuştuğumuzda bu soruyu yanıtlamıştım. Ve demiştim ki ‘Parti Meclisi (PM) listesine baktığınızda, geçmişten hiçbir isim görmeyeceksiniz’ ve yok. Benim dışımda hiçbir başka isim yok. Belki istisnası Selin Hoca ama o birkaç kez geldi gitti. Kamuoyunda çok tartışılan isimler vardı. 25 tane çok dönemdir görev yapan arkadaş vardı. Bunların 18’i bizi desteklemiyordu. 7’si bizi destekliyordu. Bu 7 kişinin ismi devamlı soruluyordu. O 7 arkadaşımız, büyük bir fedakarlık göstererek aylar öncesinden hiçbir görev talep etmeyeceklerini, değişime kendilerinden başlayacaklarını söylemişlerdi. Ben de bunu teyit etmiştim. Listemde de hiç böyle bir isim yok."
"BABA OCAĞIYLA İLGİLİ ÇAĞRIMI KİŞİYE ÖZEL DEĞİL, BÜTÜN TÜRKİYE'YE YAPIYORUM"
CHP lideri Özel, "Muharrem İnce’yi tekrar baba ocağına davet edecek misiniz" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Ben, baba ocağıyla ilgili çağrımı kişiye özel değil, bütün Türkiye'ye yapıyorum. Çağrı aslında siyaset yapmaktan çok, baba ocağına gelmek ve orada hangi işin ucundan tutulacaksa o işin ucundan tutmak. Benim dediğim, gelip partimizde tekrar şu görevi, bu görevi alın demek değil. Burası baba ocağı. Kim kendini bu eve ait hissediyorsa bu evin kapıları açık. Bu eve gelinir. Bu evin kapıları kimseye de şartla açılmaz. Yani 'Şu görev için gel' ya da 'Şunu yapmayacaksan gel'. O yüzden böyle pazarlıklar, taahhütler, makamlar, mevkiler değil; baba ocağı Atatürk'ün evidir, CHP’nin tüm üyelerinin evidir. (Bu davete) herkes dahil. Bana zaten hiç böyle bir talep iletmedi. Muharrem Başkan'la bir telefon mesajlaşması yaptık. Ekrem Başkan'dan bir randevu istemiş. Bizim Ekrem Başkan ile aramızda şöyle bir ilişki var: Birbirimizin bilmesi gereken ne varsa birbirimize söylüyoruz. Çünkü öbür türlü o kadar çok dezenformasyon, kirli bilgi var ki. Sağlıklı bir iletişimimiz var. Ekrem Başkan dedi ki ‘Muharrem İnce bir randevu istiyor.’ Ben de dedim ki ‘Siz kamu görevlisisiniz. Bir partinin genel başkanı. Mutlaka konuşacağı önemli şeyler vardır'."
"İMAMOĞLU'NA OY VERMEK, İSTANBUL'UN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMAKTIR. YAVAŞ'A OY VERMEK, ANKARA'DAKİ TALANIN KARŞISINDAKİ DÜRÜST YÖNETİME SAHİP ÇIKMAKTIR"
Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 31 Mart yerel seçimleri için desteğini dile getirmesine ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
"Çok doğru bir şey yapmış. Hem Muharrem İnce'ye bu yakışır. Cumhuriyet'i seven, İstanbul'u seven, Türkiye'yi seven herkese bu yakışır. Bu seçim herhangi bir seçim değil. Bu seçimde eğer Ekrem İmamoğlu kazanacak ama Allah göstermesin kaybederse helikopter geliyor. İstanbul'un üstünde uçup, kupon arsaları, birtakım zenginlere, birtakım yabancılara, körfez sermayesine pazarlayan helikopter geliyor. Recep Tayyip Erdoğan'ı İstanbul'un üstünde kupon arsa pazarlarken görmek isteyenler buyursunlar. Helikopter sesini dinlesinler. Ankara'da da parsel parsel satanların tekrar dönme isteği var. O yüzden İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'na oy vermek, İstanbul'un geleceğine sahip çıkmaktır. Ankara'da Mansur Yavaş'a oy vermek, Ankara'daki talanın karşısındaki bu dürüst yönetime sahip çıkmaktır."
Özgür Özel, "CHP'nin İstanbul'da resmi adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara'da resmi adayı Mansur Yavaş diyebilir miyiz" sorusunu şöyle cevapladı:
"Resmileşmesi için bir prosedürü tamamlayacağız. Benim iradem bu yönde. Parti Meclisimize (PM) benim ve Merkez Yönetim Kurulumuzun (MYK) uygun görüşüyle teklif edilecek. PM’miz salt çoğunlukla bu önergeye katıldığı takdirde resmen adaylaşacaklar."
"BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞINI, BİR BAŞKA PARTİNİN GENEL BAŞKANINA TEKLİF EDECEK NOKTADA DEĞİLİM"
Özel, Muharrem İnce’nin İzmir Belediye Başkan adayı gösterileceği yolundaki iddialara ilişkin ise şunları söyledi:
"İzmir meselesini Ekrem Bey de söyledi, ‘Hiç böyle bir şey konuşmadık’ diye. Zaten ben şunu büyük bir saygısızlık olarak kabul ederim: Bir partinin genel başkanına, bir başka partinin genel başkanı, belediye başkan adaylığı teklif edecek. Bu olacak bir şey değil. ‘Böyle bir nezaketsizlik olur mu’ denir. Ben belediye başkan adaylığını, bir başka partinin genel başkanına teklif edecek noktada değilim. Muharrem Bey'in de böyle bir talebi olduğunu düşünmüyorum. Ekrem Bey ile yapılan görüşmeden sonra o tartışma kim tarafından ne şekilde ortaya atıldı, inanın bilmiyorum."
"MUHARREM İNCE'YE KUMPAS KURAN TARAF CHP’YMİŞ GİBİ BİR ALGI YARATMAYA ÇALIŞTILAR. TAKİP ETSİNLER, ÇIKARSINLAR BAKALIM. O KUMPASI KİM KURMUŞ"
CHP Genel Başkanı Özel, "Ciddi bir kumpas kurularak son seçimin mağdurlarından bir tanesi olarak Muharrem İnce, CHP’nin Genel Başkanı olarak bir adımı, daha sıcak bir daveti hak etmiyor mu" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Muharrem Bey'in yaşadığı sürece geriye dönüp bakıldığında o süreçte en büyük mağdurlardan bir tanesi de CHP’dir. Çünkü bizimle hiç ilgisi olmayan bir konuda sanki Muharrem İnce'ye kumpas kuran taraf CHP’ymiş gibi bir algı yaratmaya çalıştılar. Hadi gidin üstüne. Sonuna kadar gidin. Devletin bütün imkanları elinizde. Kim yapmış, kim çıkarmış, kim yaymış, kim paylaşmış? Yapın bunları. Seçim atmosferi geçtikten sonra hadi bu ipin ucunu sonuna kadar çeksinler, görelim. Bir kumpas kurulduğu doğru. Ben Muharrem Başkan'a o zaman da dayanışma duygularımı ifade ettim, her zaman ifade ederim. Hiç burada bir sıkıntım yok. Ona karşı yapılanlar evet kumpas ama kumpasın bir tarafı CHP’ymiş gibi göstermeye çalışmak -ki bunda kesinlikle ne İnce'yi ne partisini suçluyor değilim- Hadi Süleyman Soylu yapmıyordu, Ali Yerlikaya belli şeyleri sonuna kadar takip ediyormuş. Hadi takip etsinler, çıkarsınlar bakalım o kumpası kim kurmuş, niye kurmuş?"
"İKİ PARTİNİN BİRLEŞMESİ, BİR PARTİNİN TARİHİNDE ÖYLE ÇOK SIK BAŞVURULACAK BİR YÖNTEM DEĞİL"
Özel, "Muharrem İnce'nin Memleket Partisi ile birlikte, CHP’ye katılmasına sıcak bakıyor musunuz" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Partinin partiye katılması başka bir prosedür. Bu bir CHP-SHP arasında oldu, tüzüğümüzde yazar. İki partinin birleşmesi, bir partinin tarihinde öyle çok sık başvurulacak bir yöntem değil. Mesela Muharrem İnce şunu dese -ki demesini tavsiye ediyorum diye de anlaşılmasın-: ‘Ben artık siyaset arenasında varlığımı sona erdiriyorum. Ve kendimi yakın hissettiğim, geçmişte de siyaset yaptığım partiye dönme iradem var’ o zaman bu soruya ben ‘Kapılar açık’ diyebilirim. Ama bir başka siyasi parti, daha hükmü şahsiyetini sürdürüyorken, genel başkan sıfatını taşıyorken, il/ilçe başkanları varken, bir genel merkezi varken benim böyle bir şey söylemem hakikaten kibirlilik olur, burnu büyüklük olur. Böyle bir niyet varsa bu niyet beyan edilir. Ondan sonra gerisi konuşulur. Belki de kim biliyor bir sonraki seçimde o partinin iktidar adayı partilerden bir tanesi olmayacağını. Buradan, bir seçim kaybettiler diye de kimseyi küçük görmenin, iddiasız görmenin manası yok."
"PARTİNİN KAPILARI ARDINA KADAR AÇIK. ‘GELECEĞİM’ DİYENE DE ‘GELME, SENİ İSTEMİYORUM’ DEMEYİZ"
Özel, "Bahsettiğiniz açıklama Muharrem Bey'den gelirse bu sizi mutlu eder mi" sorusunu üzerine de şöyle dedi:
"Bunu ben niye konuşayım? Memleket Partisi'ne gitmiştik, Muharrem Başkan bana genel başkan katının bir kat altında cep telefonlarından üye kaydı yapan, 15-20 tane genci bize gösterdi. Heyecan içinde o parti için çalışan gençler şimdi beni duysalar rahatsız olurlar. ‘Memnun olurum’ desem ‘Partimiz kapanırsa memnun mu olacakmış Özgür Ağabey’ derler. O gençlerin her birine, bizim her aşamada, bundan sonraki 50 yılda ihtiyacımız var. Onlar cumhuriyetçi gençler, Atatürkçü gençler, ülkesini seven gençler, bu saray rejimine itiraz eden gençler. O yüzden benim partimin de Türkiye Cumhuriyeti'nin de ihtiyacı var. Kimseyi üzmek, kırmak istemem. Ama partinin kapıları ardına kadar açık. ‘Geleceğim’ diyene de ‘Gelme, seni istemiyorum’ demeyiz."
"SEÇİLDİĞİNDEN İLERİDE OLANLAR, PARTİSİNİ YUKARIYA ÇEKENLER DEVAM EDECEKLER"
Ankara’da Mansur Yavaş, İstanbul'da Ekrem İmamoğlu, Aydın'da da "Topuklu Efe" diye anılan Özlem Çerçioğlu'nun başarısına vurgu yapan Özgür Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Partinin üç değeri ve gerçekten de anketlerde iyi durumda olduğunu bildiğimiz, sokaklarda da gördüğüm.... Ben Aydın'ın sokaklarında görüyorum Topuklu Efe'nin (Özlem Çerçioğlu) karşılığı var mı, yok mu? İnanılmaz karşılığı var. Mansur Yavaş'ın ne demek olduğunu Ankara'da, Ekrem İmamoğlu'nun karşılığını İstanbul'da; Türkiye'nin her yerinde görüyorum. Bunun dışındaki CHP’de olan belediyeler için memnuniyet anketleri yaptırıyoruz. Memnuniyet anketlerinin sonuçlarına göre bakacağız. İzmir'in dahil olmaması, İzmir'den benim memnun olmam olmamamdan değil. Genel Başkanımızın kapsamına aldığı üç ilden biri olmadığı için bana sorulmadı. Bu aşamada benim bir taahhüdüm var örgüte: Milletin, halkın gönlünde olan benim de gönlümde; olmayan değil. Seçildiğinden ileride olanlar, partisini yukarıya çekenler devam edecekler. Bu performansı gösterememiş olan arkadaşlarımızın yerine, bu performansı göstereceğini umduğumuz yeni isimler gelecek. Bu cevap, Tunç Bey'e özel bir cevap değildir. Birkaç hafta içinde memnuniyet anketleri tamamlanır."
"İZMİR'DE MEMNUNİYET ANKETİNİ YAPARIZ. ANKET OLUMLUYSA, BAŞKANIMIZLA DEVAM EDERİZ"
Özgür Özel, Candaş Tolga’nın "İzmir'de sizin Sayın Özlem Çerçioğlu'nu, Ekrem Başkan'ın da Büyükşehir Belediyesi'nde birlikte çalıştığı Buğra (Gökçe) Bey’i istediği, aranızda bununla ilgili bir anlaşmazlık olduğu söyleniyor. Bu doğru mu" sorusu üzerine de şunları söyledi:
"Doğru değil. Şöyle ki Ekrem İmamoğlu'yla biz İstanbul konuşuyoruz ve İstanbul'u da yeterince konuşamıyoruz. Çok üzerinde çalışmamız gerekiyor. Zaman yaratmamız gerekiyor. İstanbul'a seçilmiş İl Başkanı Özgür Başkanımızla, ilçe başkanlarımızla ve Ekrem Başkanımızla oturup İstanbul üzerinde titizlenmemiz gerekiyor. Çünkü en iyi sonucu almak istiyoruz. Biz İstanbul'da, büyükşehir belediye meclisinde çoğunluğu sağlamak; hatta kıl payı değil, belli bir farkla sağlamak istiyoruz. Bazen Ekrem Başkan'dan şöyle telefonlar geliyor: ‘Filanca ilden bir eski milletvekili benimle görüşmek istiyor. Başkanım ne yapalım?’ Dedim ki ‘Siz belediye başkanısınız. Şimdi İstanbul'dadır, görüşmek istiyordur. Elbette görüşün.’ ‘Ben genel merkez var. Buraya niye geliyorsunuz diyorum ama kırılıp bozuluyorlar’ diye de kendisi söyledi. Öyle İzmir için Ekrem Başkan'ın bir şey söylediği yok. Bizim bir şey söylediğimiz yok. Biz İzmir'de memnuniyet anketini yaparız. Anket olumluysa, başkanımızla devam ederiz. Ankette tereddüt varsa tekrar ederiz. Anket olumsuzsa aday değiştirmeye karar veririz. O zaman profil anketi yaparız. Aday adaylarını ankete koyarız. Milletvekillerimizi, 40 ile yolladık. 40 ile daha yollayacağız. Rapor yazıp geliyorlar. Kanaat önderleriyle görüşüyorlar. Geçen hafta 658 birimde, örgütümüze: ‘Adayı bul. Tekse ve uygunsa bize söyle. İlan edelim. Çoksa temayül yoklaması yap. Bize bildir. İlan edelim’ diye yazı yolladık. Yani Türkiye'deki her iki adaydan biri için örgüt denetiminde ön seçim yetki verdik. Parça parça yetkiyi örgütümüze devredip, oradan sonuç alıp adayları ilan etmeye başlıyoruz. Bizim bu seçimlerde başarılı olmak dışında bir seçeneğimiz yok."
"BİR DAHAKİ YEREL SEÇİMLERE GİDERKEN HERKES KENDİ BAŞARISINI, KENDİ CEP TELEFONUNDAN TAKİP EDİYOR OLACAK"
"CHP’li belediye başkanları için başarı kıstasınız nedir" sorusuna da Özgür Özel7in yanıtı şu oldu:
"Bir dahaki yerel seçimlere giderken herkes kendi başarısını, kendi cep telefonundan takip ediyor olacak. Mesela elektronik yolla ulaşan teşekkür ve şikayetler, şikayetlerin çözülme hızı, çözülmüş şikayetlere yapılan geri bildirimler, bunun yanında yeşil alanı ne kadar metrekare artırdığı, atık suyla ilgili sorunları nasıl çözdüğü, iyi şehircilik uygulamasıyla ilgili ölçülebilir neler yaptığı üzerinden bir elektronik karneye ihtiyaç var. Bu çağda bu mümkün. Bugün pek çok meslek, elektronik karneyle anlık olarak performans takibini yapabiliyorken biz de yapabilmeliyiz. Hatta millet görmeli, hatta ayda bir sefer oy vermeli, ona göre ilerlemeli süreç. Bugün buraya gelirken Bilim ve Teknolojiden Sorumlu Gölge Bakanımız Pınar Hanım'dan bildirim geldi. Dedi ki ‘Djital demokratik katılım (DDK) hazır. Store’a yükledik. Onay geldikten sonra sizin kullanımınıza açacağız.’ ‘Dijital Demokratik Katılım.’ Kongreden beri çalışıyorlar, son halini vermişler, testini de yapmışlar, eksikler görmezsek kullanıma sunacağız.
"DİJİTAL DEMOKRATİK KATILIM DEVRİMİNİ CHP OLARAK BAŞLATIYORUZ"
Bizde kurultay delegeleri, il kongresinden seçilirler. Kurultaya kadar partinin en aranan insanlarıdır. Sonra onlar bir gün genel başkanı, bir gün parti meclisini seçerler. O kurultay delegeleri unutulur. Dijital Demokratik Katılım ile ilk aşamada, her PM’nin gündemindeki kritik konular, bütün kurultay delegelerinin önüne düşecek. 'Bu konuda ne düşünüyorsun?', 'PM’ye Genel Sekreterin şu sunumuyla başlayacağız'. Örneğin; yüzüncü yıl affı. Bu konuyu bin 200 seçilmiş kurultay delegemize sorduk. Yüzdesel olarak cevapları bunlar. Cinsiyete göre kırılım, bölgelere göre kırılım, yaş skalasına göre kırılım... Onu görmeden müzakereye başlamayacağız. PM, MYK'ya; MYK, Genel Başkan'a anlık ve süresi soran tarafından belirlenen; ‘İki gün içinde cevaplar mısın’ kurultay dergisine. ‘Bana bu soruyu bir saat içinde görüş verir misin’ Genel Başkan’dan MYK üyelerine. 1 Nisan’ı hedefliyoruz, sonrasındaki adımımız şu: 1 milyon 400 bin CHP üyesi, kurultay delegelerine, PM’ye ve Genel Başkan’a görüşlerini söyleyecekler. Örnek veriyorum: Bütçe konuşması yaptım dün akşam. Soracağım. Dün akşamki bütçe konuşmamın şehrinizde nasıl yankılandığını, şu aşağıdaki soruları cevap vererek iki gün içinde yanıtlayın. 1 milyon 400 bin üyenin ne düşündüğünü alacağız. Dijital Demokratik Katılım devrimini CHP olarak başlatıyoruz. Göreceksiniz peşimizden tüm partiler gelecek."
"HATAY'DA VERDİĞİMİZ KARAR ÇOK TARİHİ BİR KARAR OLACAK"
Özgür Özel, "Depremlerden etkilenen 6 şehirden biri olarak Hatay Belediye Başkanı'nı başarılı buluyor musunuz? Bir sonraki dönem aday olacak mı" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Geçtiğimiz günlerde memnuniyet anketi çalışılırken ‘Hatay'ın anketini oldukça detaylı; siyasi kırılımlara göre, ilçe kırılımlarına göre ve elinizde bulunan, bulunmayan bütün kırılmalara göre detaylı alalım. Hatay'da verdiğimiz karar çok tarihi bir karar olacak. Çünkü depremden sonra Hatay, Başkan hakkında ne düşünüyorsa o karara biz uymak zorundayız’ dedim. Zaten eğer vatandaş bir şey söylüyorsa, onunla inatlaşıyorsan onun bedelini sana sandıkta ödetir. Ben depremden 12 saat sonra Malatya'daydım, 3 gün sonra da Hatay'daydım. Orada, ‘Geç kaldılar. Gelmediler. Ayrımcılık oldu’ diyerek hükumete müthiş bir tepki vardı. O tepki hâlâ sürüyor. Hatay'da iki duygu birbiriyle yarışıyor: ‘Oyu iktidardan yana verelim, yoksa bunlar CHP'li belediye oldu diye bizi yine bırakırlar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden Hatay Büyükşehir Belediyesi, Hatay'a 2 buçuk milyarlık yardım ve yatırım yaptı. Hatay Büyükşehir Belediyesi CHP'de olmasaydı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yardımına koşmasaydı biz perişandık. Biz buna karşı doğrusunu yapmalıyız. Ve bu yönetimi devam ettirmeliyiz.’ Bunda Hatay'ın ne düşündüğünü ben de gerçekten çok merak ediyorum."
"‘YEREL YÖNETİMLERİN HİÇ KUSURU YOKTUR’ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL"
CHP Genel Başkanı Özel, "Hatay’da yaşanan yıkımda Hatay Belediyesi'nin de sorumluluğu var mı" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bir şehirde yıkım yaşanıyorsa, o şehirde herkesin sorumluluğu vardır. ‘Dirençli kentler’ diye bizim radarımıza yeni giren bir kavram var. Bir kentin her türlü doğal afete karşı ve depreme karşı dirençli olarak inşa edilmesi lazım. Bunun büyük planlarının büyük otorite tarafından yapılması lazım. Ama daha küçük planlarının kenti yönetenler ve daha küçük belediyeler ve büyükşehir belediyesi tarafından yapılması lazım. Burada bir kusur biçilecekse ‘Yerel yönetimlerin hiç kusuru yoktur’ demek mümkün değil. 10 belediyeden 1’i bizim, ben o kusuru alırım. 9 kusurun da Adalet ve Kalkınma Partisi'ne ait olduğunu dikkatlerinize sunarım."
"ÖZGÜR ÖZEL'İN ANAHTAR LİSTESİ DİYE BİR ANAHTAR LİSTE VAR AMA EKREM İMAMOĞLU'NUN ANAHTAR LİSTESİ DİYE BİR ANAHTAR LİSTE YOK"
Özel, "PM’de Ekrem İmamoğlu’nun mu ağırlığı var" sorusuna karşılık şunları söyledi:
"PM’de kimsenin ağırlığı olduğu iddia edilmez. CHP’lilerin ağırlığı var. Bizim PM, Recep Tayyip Erdoğan'ın dolma kaleminden ya da Sayın Devlet Bahçeli'nin söyleyip de yanında özel kaleminin yazdığı bir şeyle oluşmuyor. Delegelerin karar vermelerine katkı sağlamak için 'anahtar liste' uygulamaları var. Özgür Özel'in anahtar listesi diye bir anahtar liste var ama Ekrem İmamoğlu'nun anahtar listesi diye bir anahtar liste yok. Ama en çok kim etkili oldu derseniz, il başkanları. Ben seçildikten sonra 81 il başkanını davet ettim. Ertesi gün de il başkanları, kendi aralarında bir araya gelerek anahtar listeler hazırladılar. O bileşkeye en büyük katkıyı il başkanlarımız yaptı. Ama CHP’nin PM’sinde, CHP’lilerin ağırlığı var, kimsenin ağırlığı yok. Ne benim ne Ekrem Bey'in ne bir başkasının."
"SELVİ HANIM BANA ‘ÇOK BAĞIRDIN’ DEMEDİ. ‘SEN DE ORADAYDIN’ DEDİ"
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda 7. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun kendisine ne söylediğini ise Özgür Özel şöyle anlattı:
"Onu yanlış çözümlemişler. ‘Özgür niye çok bağırdın’ gibi bir şey değil. Zaten Selvi Hanım'a da sorulursa doğrular. Şöyle diyor: ‘Özgür, sen de oradaydın ya.’ Millet ‘çok bağırdın’ dedi öyle kaldı. 39 milletvekilinden bahsettim ya ondan sonra, ‘Özgür bu olmadı. Sen de oradaydın ya’ dedi. O sırada da Kemal Bey de söz istemişti. Selvi Hanım ile el ele duruyoruz. Kemal Bey de kalkmak üzere. ‘Anlatacağım efendim’ dedim, yerime geçtim. Sonra ben sol elimle Selvi Hanım'ın sağ elini tuttum, ‘Efendim ben yoktum” dedim. ‘Sen 8'li komisyonda yok muydun’ dedi. ‘Yoktum, Engin Özkoç vardı. Ayrıca ben, 39 milletvekili verildiğini sabah 08.00’de öğrendim efendim’ dedim. ‘Öyle mi, bilmiyordum’ dedi. Ben de Selvi Hanım'ın elini öptüm ve o dakikada helalleştik."
"LİDER DEDİĞİN, DOĞRUSUNU YAPMAK İÇİN DOĞRU YERE DANIŞANDIR"
Özel, "Kılıçdaroğlu ile yaklaşan yerel seçimler öncesi, aday isimlerini konuştuğunuz oluyor mu" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Son görüşmemizde ne bir şehir ne bir aday ismi geçti. Genel olarak Filistin üzerine uzun konuştuk. Ben işte Kıbrıs, Bosna Hersek, Almanya ziyaretleriyle ilgili bilgi verdim. Genel Başkan, Batı'nın Filistin meselesine yaklaşımıyla ilgili birtakım tahlillerde bulundu. Genel durumla ilgili, 'Koşturuyorsunuz, yoğunsunuz. Takip ediyorum' dedi. 'Aktif siyasetten biraz uzak kalmaya çalışıyorum, daha çok farklı şeyler okumaya çalışıyorum' dedi. Samimi, hoş bir sohbet oldu. Kurultayı Sayın Genel Başkanı evinde ziyaret ettiğimde ve devir teslimde konuşmuştuk. Başbaşa kalınca o süreci sağlıklı bir şekilde geçirdik.
Benden önce CHP Genel Başkanlığı yapmış 4 kişi var, elbette danışırım. Tanju Özcan Genel Başkan'a sert eleştirilerde bulunmuş, partinin önünde koltuğu aşağı atmış, bunun üzerine partiden ihraç edilmiş. Doğrudan Genel Başkanı hedef almış. Mevcut Genel Başkan olarak benden önceki Sayın Genel Başkan'ın hukukunu gözetmezsem bu koltuğun hakkını vermemiş olurum. Lider dediğin, doğrusunu yapmak için doğru yere danışandır."
"HİÇBİR PARTİYLE SEÇİM İTTİFAKINA KAPALI DEĞİLİM ÇÜNKÜ BU YEREL SEÇİM"
Özel, "DEM Partisi (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) ile görüşmenizde herhangi bir şehirde aday göstermeye dair konuşma planlamanız var mı" sorusu üzerine şöyle konuştu:
"DEM Parti'nin seçimi bizden önce olduğu için partiler arası ilişki gereğince doğru olan benim gitmem. Yarın her iki Eş Genel Başkanı da ziyaret edeceğim ve kendilerini kurultaydan sonra üstlendikleri görevden sonra tebrik edeceğim. Taraflardan biri DEM Parti olursa bu ziyarete bambaşka anlamlar yüklüyorlar ama AKP giderse sorun yok ama CHP bayramlaşsın DEM Parti'yle, 'Vay efendim öyle mi oluyor?', 'Böyle mi oluyor?' Siyaset yapmaya çalışıyorlar, bırakın siyaset yapsınlar. Siyaset alanını kapatırsanız o toplum kendini başka yerde temsil edilmek mecburiyetinde hisseder."
"CHP GENEL BAŞKANI'NA BİR İTTİFAK İHTİMALİ VARSA BUNU ZORLAMAK DÜŞÜYOR"
Özel, İYİ Parti'nin ittifak önerisini reddetmesiyle ile ilgili şunları söyledi:
"Hiçbir partiyle seçim ittifakına kapalı değilim çünkü bu yerel seçim. Yerel seçimin yerel dinamikleri var ve ben partim için en iyi sonucu almak istiyorum. Ben üstüme düşenin yapmanın rahatlığı içindeyim. Seçimlerle CHP Genel Başkanı'nın değiştiği süreç sırasında İYİ Parti, ittifaklara kapalı olduğunu söylüyordu. Biz, Türkiye açısından en doğru olanın birbirimize kaybettirmek yerine, kazandırmak olduğunu düşünüyoruz çünkü biz kazanmazsak Tayyip Erdoğan kazanıyor. Bu yüzden CHP Genel Başkanı'na gidip bir ittifak ihtimali varsa bunu zorlamak düşüyor. İYİ Partililer, iyi insanlardır. Ben onun için üzerime düşeni yaptım, gittim. Her iki karara saygılı olarak gittim. Türkiye bizden fedakarlık, iş birliği, yeni adımlar bekliyor. Hala daha umudumu kaybetmiş değilim. İttifak geniş kapsamda olmayabilir ama yerele yetki verebiliriz."
"BELEDİYE MECLİSİNDE ÇOĞUNLUĞU ELDE ETMEK İÇİN İTTİFAK ÖNEMLİ"
Özgür Özel, seçimlerdeki ittifak tartışmaları üzerine de şöyle konuştu:
"Partilerin bir sonraki seçime kadar sürecek bir sürekli diyalog halinde ve ülkenin bugünkü gündemi dışında, geleceğe dair bir iş birliği üzerinden uzun müzakereler yürütmesini sağlıklı bulmuyorum. Genel seçimlerde her parti kendi kulvarında, kendi anlayışına uygun olarak siyasetini yapmalı. İş birliği zaruretini görüyorsa konuşmalılar. Belediye Meclisi'nde çoğunluğu elde etmek için ittifak önemli. Ekrem İmamoğlu seçimi kazanıp Meclis'te çoğunluğu yakalayamayınca verdiği hizmet kısıtlanıyor. Gördüğüm anketler, Ekrem Beyin emeklerinin Cumhur İttifakı'na oy vermiş seçmen tarafından ciddi şekilde beğenildiğini gösteriyor."
"BİR ÜLKE KENDİ EVLADINA, DEĞERİNE BUNU NASIL YAPAR, İNANAMIYORUM"
CHP Genel Başkanı Özel, hakem Halil Umut Meler'in uğradığı saldırıya ilişkin şunları söyledi:
"Bir ülke kendi evladına, değerine bunu nasıl yapar, inanamıyorum. Gerekli güvenlik tedbirleri alınmamış, çok önemli bir zafiyet var. 'Hocam siz sakın utanmayın, sizin utanacak hiçbir şeyiniz yok. Herkesin başına gelir bu ama ben utanıyorum' dedim. Belki Dünya Kupası finalı yönetecek hocamızın başarılarıyla övüneceğimiz yerde dünyadaki bütün televizyonlardaki haberler bizim hocaya yumruk atışımızı... Bu mu yani Türkiye? O yumruk atanı Ankaragücü'ne mal edemezsiniz. Ankaragücü'ne yakışan tavır, bugün yazılı açıklamadaki tavırlarıdır. Çok üzülüp utandıklarını düşünüyorum."
"HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANI DEĞİŞİMCİ DEĞİL DİYE CEZALANDIRILMAYACAK, DEĞİŞİMCİ DİYE ÖDÜLLENDİRİLMEYECEK"
Ögür Özel, yerel seçimlerde belediye başkan adaylarının belirlenme şekil ve CHP'nin yerel seçim stratejisi ile ilgil şöyle konuştu:
"Hiçbir belediye başkanı değişimci değil diye cezalandırılmayacak, değişimci diye ödüllendirilmeyecek. Objektif kriterlerle, memnuniyet anketleriyle ilerleyeceğiz. Yerel seçimlerde bir tane kriter var: CHP 1 fazla oyu, 1 fazla belediye meclis üyeliğini, 1 fazla belediyeyi nasıl kazanır? Onun için doğruları yapacağız. Kongre şartlarına ve sathına dönmek doğru değil. Doğru olan iyi hizmet. Başta kendi memleketim Manisa olmak üzere; Denizli, Balıkesir, Bursa gibi... Kıyı şeridine bir hat daha atmayı, Uşak'ı, Afyon'u katmayı istiyoruz. Mevcutları koruyup haritamızı genişletmek en büyük hayalimiz."