Ege Postası
Geri

İmamoğlu'ndan çok sert tepki: Bu neyin zulmü, neyin vicdansızlığı?

Tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, tetkiklerin yenilenmesi için sevk edildiği İzmir Şehir Hastanesi’nde, mahkum koğuşunun penceresinden görüntülendi. Annesi Gülümser Çalık ise hastane önünde bekleyişini sürdürüyor. Bu gelişmelere sert tepki gösteren tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bu neyin zulmü, neyin vicdansızlığı?” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'ndan çok sert tepki: Bu neyin zulmü, neyin vicdansızlığı?
Haberler / Güncel
19 Temmuz 2025 Cumartesi 11:48
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, daha önce iki kez yendiği kanser nedeniyle 21 kilo verdi...

Adli Tıp’ın kararıyla İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilen Çalık, mahkum koğuşunun penceresinden görüntülendi.

Oğlunun sağlığı için endişelenen Gülümser Çalık ise hastane önünde bekleyişini sürdürüyor...

Ortaya çıkan görüntülere sert tepki gösteren cezaevindeki İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, şu açıklamayı yaptı:

-Annelere hastane önünde bu eziyeti çektirenleri Allah da affetmez, millet de.

-Sn. Süleyman Çelebi ziyaretime geldi. Mehmet Murat Çalık kardeşimize yapılan eziyeti konuşurken, darbe dönemindeki kendi deneyimini anlattı.

-12 Eylül’de 4,5 yıl süren hapiste kalmış. O dönem babasını kaybetmiş, rahmet diliyorum. Babasının cenazesine katılırken yanında sadece bir asker olduğunu, darbe yönetimi olmasına rağmen kimsenin aklına ellerine kelepçe vurmak gelmediğini söyledi.

-Mehmet M. Çalık kardeşime yapılan zulme dair yazılacak, söylenecek söz bulamıyorum. Hastanelere götürülüyor, kelepçeli. Tedavi ve kontrol için gittiği hastanede kanser teşhisi konuyor. Ardından operasyon geçirdikten sonra anjiyo yapılmak üzere kelepçeli şekilde naklediliyor. Fotoğrafı medyada yer alıyor.

-Bu yetmiyor, İzmir’de hapiste kalması mümkün olmadığını belirten rapor veriliyor, Adli Tıp için İstanbul’a sevk ediliyor. İzmir’de Adli Tıp yok mu? Bu da yetmiyor, Adli Tıp’tan sonra Metris cezaevine, oradan da İzmir’e gönderiliyor.

-O da yetmiyor, Adli Tıp Kurumu, bütün tetkiklerin yeniden yapılmasına karar veriyor. Bu neyin zulmü, neyin vicdansızlığı? Allah aşkına, siz kimsiniz? Hangi amaçla görev yapıyorsunuz?

-Ne hırsla, kime yaranmaya çalışıyorsunuz?

-Bu görevleri yerine getiren muhterislere sesleniyorum: Bir araba modeli ile hatırlanan döneme mi özendiniz? İşkenceyi, zalimliği yaparken faili meçhul dönemlerinden mi ilham aldınız? Hangi kin, ihtiras ya da tutkuyla hareket ediyorsunuz? Ne adına, kime hizmet ediyorsunuz?

-Bunların hesabını, bu millet ve ülkenin yargısı, günü geldiğinde sizlere soracaktır.

-Hepinize Allah, fikirlerimiz, siyasi görüşümüz ayrı olsa da vicdanı ile konuşan Sayın Ergün Turan’ın vicdanını, erdemini, irfanını, ahlakını nasip etsin!

MURAT ÇALIK'IN ANNESİ HASTANE BAHÇESİNDE NÖBETTE!

İki kez kanser tedavisi gören ve cezaevinde sağlık durumu ağırlaşan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık için ailesi tahliye çağrısında bulundu. Hastane bahçesinde bekleyen annesi Gülümser Çalık, " Nöbet tutmaya devam edeceğim ve bu hastane bahçesinden hiç gitmeye niyetim yok. Burada kalmayı düşünüyorum" diye konuştu.

Mehmet Murat Çalık, 1999 yılında akut lösemi tedavisi görmüştü. Daha sonra kanser tedavisi iki kez tekrarlanan Çalık’ın sağlık geçmişi, tutukluluk koşullarında yeniden gündeme geldi. 

Cezaevinde sağlık durumu giderek kötüleşen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın durumu kamuoyunda endişe yaratıyor. Daha önce iki kez kanser tedavisi gören ve tutukluluğu sırasında lenfoma şüphesiyle ameliyat edilen Çalık, sonrasında cezaevinde fenalaşarak anjiyo olmuştu. Ailesi, doktor raporlarına rağmen tahliye edilmeyen Çalık için çağrıda bulundu. 

Mehmet Murat Çalık’ın ailesi, yaşanan sağlık sorunları karşısında seslerini duyurmak için kamuoyuna ve yetkililere çağrıda bulunuyor. Tutuklu bulunduğu süreçte rahatsızlanan ve hastaneye kaldırılan Çalık’ın, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tetkiklerinde lenfoma nüksü şüphesi belirlendi. Yapılan kemik iliği biyopsisinde ise değerlerin kritik eşik olan “4-5” düzeyinde olduğu belirtildi. Ancak hastanenin raporuna rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK), tüm tetkiklerin yeniden yapılmasını isteyerek Çalık’ın İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verdi. 

“O rapor nasıl değişti?” 

Çalık’ın ablası Sema Koçhan, hastanede detaylı tetkikler yapıldığını ve riskin ciddi boyutta olduğunun belirtildiğini hatırlatarak, ATK’nın raporunda değerlerin “3-4” olarak yazılmasına tepki gösterdi.

Koçhan, yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

“Biz Murat Başkan’la birlikte 15 gün kadar Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeydik. Her gün bir tahlil ve tetkik yapıldı. Kemik iliği biyopsisi alındı ve orada çıkan raporda kemik iliği biyopsisinin 4-5 olduğu, zaten sınırın 6 olduğu söylendi. 4-5’te nüksetme riskinin çok yüksek olduğu belirtildi. Zaten onu da biliyorsunuzdur; boynundan da bir kitle alındı. O da doktorların ifadesiyle 'başlangıç'mış. Yani ilerlemiş vakası farklı bir şeye evrilebilirdi. Hadi onu atlattık, kemik iliğinin sonucu da belliydi, raporda da yazıyordu. Fakat Adli Tıp’a giden raporda -sonradan bunu televizyonda, sosyal medyada gördüm- oradaki raporda değerin 3-4 olduğu yazıyor. Biz şok olduk, şaşırdık. Elimizde zaten hastanenin rapor bilgileri var. Neden bu 3-4 olarak yazıldı? Çünkü kardeşime orada herhangi bir muayene yapılmadı. Sadece Adli Tıp’a gitti, görsel olarak bakıldı. Tahlil, bir tetkik yapılmadı. Neye göre 3-4 yazıldı? Akıllara zarar. Ve biz de bunu soruyoruz. Neden bu tahlil burada değişti? Değeri değişti? 

Ve ben bu sefer diyorum ki;  bizi tekrar şehir hastanesine yolladılar, biz Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde neden o zaman yattık? Oradaki profesörlerin, hocaların yazdığı raporu yok saydığınız yerde o hastaneyi de yok saymış oluyorsunuz. Biz tekrar kemik iliği biyopsisinin alınmasını asla istemiyoruz. Çünkü çok ağrılı bir işlem bu. Kendi de zaten biz yanına girdiğimizde, bize bir görüş ayarlanmıştı hastanede, 'abla çok acıdı' dedi o kemik iliğinin alındığı yer. Onu istemiyoruz. Ve artık sesimizin duyulmasını... Ben hâlâ ve ısrarla soruyorum: Bu Adli Tıp’ta bu rapor nasıl 3-4 olarak kayda geçti, merak ediyorum. 

Biz bu sürece baştan beri 'hasta' diye değil, 'hastalığı nükseder' diye yaklaştık. Ve o aşamadayız. Hâlâ neyi araştırıyorlar, neyi soruşturuyorlar bilmiyoruz. Sadece vicdana sığınıyoruz. Vicdan diyoruz, merhamet diyoruz. Asla kötü bir şey söylemiyoruz. Diyoruz ki  'Allah’ım, sen dualarımızı kabul et.' Allah’a sığınıyoruz. Başka sığınacak hiçbir şeyimiz kalmadı artık.” 

Avukatlara sınırlama getirildi 

Aile üyeleri ayrıca, hastane odasına sadece iki avukatın girişine izin verilmesine de tepki gösterdi. Yeşim Koçhan, “Biz şu anda gerçekten çok aciz bir durumda kaldık, oradan oraya, oradan oraya sürüklenmekten... Allah’ın adaletine güveniyoruz, tıp doktorlarına da güveniyoruz. Adalet Bakanı’na merhamet diyorum. Onu doğru kararlar vermeye davet ediyorum. Çünkü kardeşimin İzmir Araştırma Hastanesi’nde çıkan ve 4-5 sınırında olan kemik iliğinden alınan tetkik değeri, Adli Tıp raporunda 3-4 olarak değiştirilmiş. Aklımız almıyor. Yani böyle bir şey nasıl yapılır? Bu hangi vicdana sığar? Herkesi merhamete davet ediyorum. Bu yaşadıklarımızı Yüce Rabb'im kimseye yaşatmasın diyorum. Çünkü bizler vicdanlı insanlarız, merhametli insanlarız, ahlaklı insanlarız. O yüzden kardeşimin bir an önce doğru şekilde, doğru kararla evine gelmesini istiyoruz. Kardeşim çok zayıfladı. Her tarafı morarmıştı, perişan bir vaziyetteydi. Ve 18 değil, 25 kilo... 25 kilo kaybetti benim kardeşim. Sağlığıyla beraber bir an önce evine dönmesini diliyorum Yüce Rabb'imden. Avukatlar da dediler ki, iki avukat sınırlaması getirmişler. İkiden fazla avukat da giremiyor yanına. Bu neyin kısıtlaması? Kardeşimin ne suçu var onu da bilmiyoruz. Bu neyin kısıtlaması? Biz kardeşimi görürsek ne yapabiliriz?  Allah’ın adaletine sığınıyorum” ifadelerini kullandı. 

"Feryadımı duyun" 

Murat Çalık’ın annesi Gülümser Çalık ise hastane önünde nöbet tutmaya devam edeceklerini belirtti. Gülümser Çalık, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Durumla ilgili şaşkınım. Birdenbire görüş günümüzde alıp götürdüler onu. Üzgünüm, şaşkınım. Neden yani? Daha önce yattığı hastanede olan işlemleri tekrar burada yapmanın bir anlamı yok ki. Oğluma sadece acı veriyorlar. İstemiyorum. Oğlum günden güne zayıflıyor. Bu da bir anne olarak bana dokunuyor. Yani ben ne yapacağımı da şaşırmışım. Adalet Bakanı’na yalvarıyorum, vicdan diyorum, insaf diyorum. Bu oğlumu bir an önce inceleyip cezasını kesip eve göndersinler. Çocukları var, günah. Ben bir anne olarak çok üzgünüm. Çok üzgünüm, çok üzgünüm. Feryat ediyorum, başka da bir şey demiyorum. Görmem engellendi. Göremeyeceğim onu daha. Bir ümit, buralarda bekliyordum, görüyordum onu. Şimdi görme de yok, göremeyeceğim. Görüş günüm de yok. Ne zaman göreceğim de belli değil. Tabii ki bir anne olarak bu beni çok üzüyor. Bugün 11’inci kata çıktım ama görme imkanımın olmadığını söylediler. Yani bu da beni çok fazla üzdü ve indim o hastanenin bahçesine. Feryadımı duysunlar. Nöbet tutmaya devam edeceğim ve bu hastane bahçesinden hiç gitmeye niyetim yok. Burada kalmayı düşünüyorum, çıkana kadar... Çıkana kadar buradayım. Onların da anneleri var, evleri var, aileleri var. Bak, gelinim rahatsızlandı, gelemedi. 12 yaşında bir torunum var. O da babasını istiyor yanında. Onların da çocukları var. İnsaf diyorum, vicdan diyorum, feryadımı duyun diyorum.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası