İntegral açıkladı: İşte 30 Mart’ın kaybedeni!
İzmir’de yaptığı kamuoyu yoklamalarıyla adından söz ettiren ve 30 Mart öncesi ‘nokta atışı’ anketlerle dikkat çeken, özellikle YSK takvimindeki ‘anket yasağı’ ilkesini dikkate alarak kamuoyu ile paylaştığı CHP’nin ‘Urla ve Konak’ kadın adaylarıyla ilgili yaptığı araştırmalarla 12’den vuran İntegral, herkesin tartıştığı ama hala kimsenin bulamadığı 30 Mart genel seçimlerinin kaybedenini açıkladı.
İntegral Araştırma Genel Müdürü Feride Adıgüzel, günlerdir devam eden ‘seçimi kim kaybetti, kim kazandı'’ sorusuna farklı bir boyut kazandırarak, “Görünen o ki bu seçimde herkes sonuçlardan memnun… Herkes başarılı. Hangi partiye sorsanız kendilerinin başarılı olduğunu söylüyorlar. Ama her seçimi bir yarış olarak düşünürsek her yarışın bir kazananı bir de kaybedeni olmak zorunda. Bu garip ve tezat durum nereden bakıldığıyla ilgili elbette... Bu seçimi partiler kaybetmediyse kim kaybetti, ”diye sordu.
SİYASET VE TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ
Kendi sorusuna içinde bulunduğu sektörün gerçekleri üzerinden yanıt veren Adıgüzel, “Bu seçimi biz kaybettik. Yani anket şirketleri… Etik kurallara uymayan, YSK takvimindeki yasakları bilerek ya da bilmeyerek delen, seçim öncesi masa başı işlerle toplum mühendisliğine soyunarak, çalışmalarında yüzde 60 olarak gösterdikleri adayların oy oranlarının seçim sonuçlarında yüzde 6’ları geçmediği görülen anket şirketleri… İktidarın ya da iktidarların güdümüne giren, siyaset mühendisliği oyununa gönüllü ya da zoraki ortak olan araştırma şirketleri… Ne yazık ki ama ne yazık ki gerçek budur. Anket şirketleri, kamuoyu şirketleri bu süreçte çok kötü bir sınav vermişlerdir” diye konuştu.
GÜVEN EROZYONU YAŞANDI
Siyasi partilerin güdümünde, yanlı ve tamamen kamuoyunu yönlendirip, kararsız seçmeni etkilemeye dönük, maksatlı araştırma sonuçlarının araştırma sektörüne büyük darbe vurduğunu söyleyen Adıgüzel, son dönemde güven kaybı yaşayan kurumlar arasında anket şirketlerinin de yükselen bir ivme yakaladığını ifade etti. Adıgüzel, “Maalesef bu süreçte İzmir’de bazı akademisyenler ve basın kuruluşları da sağlıklı bir sınav verememişlerdir. Masa başı, sipariş üzerine oluşturulan sözde araştırma sonuçlarını gerçek bir kamuoyu yoklaması gibi göstermekten kaçınmamışlardır. Bu durum hem yerel hem de genel siyasette, seçmen düzeyinde ciddi bir güven erozyonuna neden olmuştur” diye konuştu.
SADECE YASAĞI DEĞİL ETİK KURALLARI DA DELDİLER
İntegral olarak uluslararası etik kuralların dışına çıkmamaya özen gösterdiklerini söyleyen Adıgüzel, “Yanlı, yanlış sonuçlarla para kazanmayı tercih etmedik. Bu türden ahlaksız ve de etik dışı tekliflerden uzak durduk. Son olarak YSK’nın belirlediği tarih olan 20 Mart’ta bir araştırmamızı kamuoyuna ilan ettik. Ve araştırmada da CHP’li iki kadın adayın da zorlanmadan seçimi kazanacaklarını çok az yanılma payıyla bildik. Ama ülke çapında isim yapmış kurumlar yasakları delerek son 48 saatte yönetilmek istenen algıyı destekleyecek sonuçlar açıkladılar. Yasağı delerek sadece hukuku değil aynı zamanda etik anlayışımızı da yerle bir ettiler” dedi.