AKP - CHP koalisyon görüşmelerindeki ‘yanlış anlamaları tamir etme’ görevi verilen CHP Sözcüsü Koç, ikinci tur temaslarındaki yol haritasını BUGÜN'e açıkladı. Koç, Türkiye’yi 7 Haziran öncesinin baskıcı ortamından kurtaracak adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Koç, müzakere sürecinde alt komisyonlar kurulacağını vurguladı. “İlk 100 günde atılacak adımlar protokole yazılacak” diyen Koç, yargı bağımsızlığı, emekli ikramiyesi, asgari ücretin yükseltilmesi gibi maddelerin yapılma süreçlerinin takvime bağlanacağını ifade etti.
AKP-CHP koalisyon temaslarında Kemal Kılıçdaroğlu ile Ahmet Davutoğlu iki partinin irtibat noktasını belirledi. AKP’den Ömer Çelik ile CHP Sözcüsü Haluk Koç diplomasi trafiğini yönetecek. CHP’nin izleyeceği stratejiyi BUGÜN’e açıklayan Koç, “Koalisyon için bir süreç yaşıyoruz ama 33 günün sonunda görevlendirme yapıldı. ‘Peşrev çekerek vakit geçirmeyin’ diyen kişi 33 gün peşrev çekti” dedi.
HUKUK DEVLETİNİ İNŞA ETMELİYİZ
Gecikmeye rağmen Türkiye’nin çözümsüz, hükümetsiz kalmasını hiç kimsenin istemediğini dile getiren Koç, CHP’nin 14 ilkesini toplumun talebi olduğunu kaydetti.
Koç, “Talimatla karar alan yargı mekanizması, hakimin verdiği kararlardan dolayı cezalandırması gibi alanları onaracak hukuk devletini yeniden inşa edecek adımlar atmak zorundayız. İki partinin yapıları çok ters de olsa ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için bir ortak yol arayabilmeli” dedi.
CHP’nin seçim öncesi olumlu siyaset dilini şimdi de sürdürdüğünü aktaran Koç, “İlk tur görüşmelerindeki CHP ve AKP’nin tavrı Türkiye’de çok geniş kesim tarafından olumlu algılandı. Ama ille de iktidar olacağız diye AKP’nin 7 Haziran öncesini 7 Haziran sonrasına taşıyacak bir sürecin aktörü olmayız” tespiti yaptı.
ALT KOMİSYONLAR KURULACAK
AKP'li Ömer Çelik ile kendisinin görüşmelerde irtibat noktası olacağını dile getiren Koç, “Koalisyon görüşmeleriyle ilgili yanlış anlama, ters ifade olursa bunları dengeleme irtibatta bulunma vazifesi göreceğiz. Eğer bir müzakere süreci olursa ilişkileri sürdüreceğiz” diye konuştu.
Müzakere aşamasında uzmanlarından oluşacak alt komisyonların oluşturulacağını söyleyen Koç, “Müzakere aşamasını çeşitli alt başlıklara yazdığımızda bahsettiğimiz konuların irdelemesine geldiğinde takvimlenmesi yapılacak. İlk 100 gün içinde şunların olması lazım diyeceğiz. Protokole bağlanması gerekiyor ve bağlandıktan sonra milletin önüne çıkıp ‘Söylediklerimizin şu kısımlarını hayata geçirecek anlaşmanın yapıldığı bir hükümeti kuruyoruz’ diyeceğiz” dedi.
"KABUL ETMEDİLER DİYECEĞİZ"
“Koalisyon olacaksa, koşullar ve şartlar kabul edilebilecek, ülkeyi rahatlatabilecek bir sonuç çıkarsa tabii ki yükümlülüğümüzü yerine getiririz” diyen Koç, hükümet kurulamadığı taktirde ise “Hukukun bağımsız olmasını, adil yargılanma hakkının olmasını, hakim yargıç teminatının olmasını önerdik kabul edilmedi.
AÇIKLAYACAĞIZ
Refahın tabana yayılması için emekliye 2 bin TL ikramiye, asgari ücreti 1.500 TL olmasını istedik kabul etmediler” çerçevesinde kamuoyuna açıklama yapacaklarını söyledi.
CHP MUTLU OLUR
7 Haziran öncesindeki Türkiye tablosunun toplumun ve insanların vicdan kayıtlarında tazeliğini koruduğunu aktaran Koç, “Süreç sonunda Türkiye’ye ve insanlarımıza 7 Haziran öncesi yaşadığımız karmaşık tablonun düzeltilebileceğine dönük adımlar atıldığında CHP’liler mutlu olur. CHP kendisini başarılı kabul eder” değerlendirmesi yaptı.
SEÇİM YAPILIRSA 2016 DA KAYIP OLUR
Haluk Koç, 7 Haziran sonrası çıkan tabloya rağmen erken seçim isteyenlere de şu yanıtı verdi: "Bir seçimin ülkeye maliyeti 500 milyon TL. Benim istediğim olana kadar, istediğim milletvekili çoğunluğuna ulaşana kadar seçim olsun demek, çocukların oyunlarında ‘gol olana kadar penaltı vardıra’ döner. Seçim yapılırsa 2016 da kayıp olur. Ekonomi, Suriye olayı derinleşir.”
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU NET KONUŞTU
CHP Sözcüsü Koç, AKP ile yapılan ilk tur görüşmelerinin nabzını şöyle anlattı: “Başbakan Davutoğlu toplantının içeriğiyle ilgili son derece düzgün, net açıklamalar yaptı. Türkiye’nin içte ve dışta ciddi sorunları var.
Masada da geniş tabanlı, güçlü bir hükümet profiliyle karşılıklı güven üzerine oluşturulacak bir yapı ile yola devam edilebilir, olabilir anlayışı var.” Hükümet kurma sorumluluğunda olduklarını belirten Koç, “Türkiye’yi bunalımda, tekrar birilerinin kurtuluş simidi olarak sarılabileceği ve her türlü baskı uygulayabileceği erken seçimle baş başa bırakmak istemiyoruz dedik. Ruh halimiz ve davranışımızın arkasındaki siyasi ilke buydu” dedi.
3'LÜ KOALİSYON PEŞİNDE DEĞİLİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süreçlere dahil olmasıyla ilgili Koç, “CHP olarak biz sarayın dahil olduğu 3’lü koalisyon görüşmesi yapmı-yoruz. Bir partiyle koalisyon görüşmesi yapıyoruz. AKP karşımıza ilk turda tek parça olarak geldi. İkinci turda da iki parça olarak gelmeyecek herhalde” diye konuştu.
KİMSE AYAR VEREMEYECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koalisyon tarafıymış gibi sürece müdahil olan konuşmalarını eleştiren Haluk Koç, “Kimse bu süreçte ayar vermeye kalkmayacak. Koalisyon görüşmelerini ayarlamak, yön vermek, koalisyon görüşmelerinde ‘şu olsun bu olmasın’ demek, 3. tarafın görev kapsamında değil. Tek bir görevi var görevlendirme yapmak. Ama baktığımızda mantık aynı. 7 Haziran öncesini 7 Haziran sonrasına ışınlayarak nakletmek istiyor” ifadelerini kullandı.
UZLAŞMA KÜLTÜRÜNE İHTİYAÇ VAR
Görüşmelerde bu krizin aşılıp aşılamayacağına ilişkin soruya Koç, “Eğer müzakere yapılacaksa o boyutta AKP yetkilileri tarafından getirilecek, değerlendirilecek. Siyaset bir uzlaşma kültürüne ihtiyaç gösteriyorsa o zaman her iki partide tek başına iktidara gelmiş gibi davranamaz” dedi.
İRAN'DAKİ ŞEFFAFLAŞMA 17 ARALIK'I ÇÖZECEK
Haluk Koç, İran’ın nükleer programını dünyaya açma anlaşmasından sonra değişecek tüm dengelerde Türkiye’nin kendisine yeni bir yol haritası çizmesinin hükümet kurmaktan geçtiğini söyledi. Çözümsüzlüğü sahiplenerek yol alınamayacağını vurgulayan Koç şöyle konuştu:
“İran şimdi yepyeni bir güç olacak. Senin hareket alanın iyice daralıyor. İran’da şeffaflaşmayla beraber, ambargolu dönemde yaşanan para trafiğinin sorgulanmasının yargıya intikalinin Türkiye’ye yansımaları ne olaca? 17 Aralık hani hayald? Bunun bağlantıları çıkacak. Bütün bunları göğüsleyebilecek, hesap verebilen, hakim ve yargıç teminatı da dahil bir evrensel normlara göre hukuk sisteminin getirilmesi lazım.”