30 Mart yerel seçimlerinin üzerinde en çok konuşulan konularından biri ilk defa adında komünist olan bir partinin, Türkiye Komünist Partisi'nin Tunceli’nin Ovacık ilçesinde belediye başkanlığı seçimini kazanması oldu. Tunceli varlığını siyaset ile ifade eden bir kent. Devletin Dersim'i Tunceli yapmasından bu yana hep en sıkı güvenlik rejiminin muhatabı olan kent için siyaset, gündelik hayatın önemli bir parçası. "İlk komünist belediye başkanı" Mehmet Fatih Maçoğlu, Tunceli ve sol siyaset ilişkisini "Sol siyaset burada kültür haline gelmiş. Burada Alevi kimliği Alevilere yönelik ayrımcı uygulamalar yüzünden bazen öne çıkıyor. Ama burada yaşamın her yönü idelojidir, siyasallaşmadır" sözleriyle anlatıyor. MAOCU-TKP İTTİFAKI Maçoğlu, DHF (Demokratik Haklar Federasyonu) ile TKP'nin yaptığı ittifakla seçimi kazandı. DHF, TİKKO'nun kurucusu İbrahim Kaypakkaya çizgisinde legal alanda siyaset yapan Maocu bir yapı ve Tunceli'de hatırı sayılır bir güce sahip. Tunceli'de çatışmada yaralı yakalanan ve işkenceyle öldürülen Kaypakkaya zaten kentte bir efsane. Her adımda kasketli fotoğrafının yer aldığı bir afiş, poster görmek mümkün. DHF'nin adayları ilçelere göre farklı partilerin listelerinden aday gösterildi. ÖDP listesinden Mazgirt'te belediye başkanlığını kazanan Tekin Türel de DHF'nin adayı idi. TKP adayı seçimi kazanıp, "ilk komünist belediye başkanı" olarak ses getirince Ovacık bir süredir sosyalist solun ilçe belediyelerini kazandığı Tunceli’de farklı bir yere oturdu. KARADENİZ AŞIĞI BİR DERSİMLİ İlçenin "komünist" belediye başkanı Maçoğlu, sürekli gülümseyen yüzü, sıcak ve samimi tavırlarıyla Ovacık'ta sevilen bir isim. Sağlık memuru olarak Konya, Pertek ve son olarak Tunceli'de çalışan Maçoğlu, kendisini şöyle anlatıyor: "25 yıl sağlık memurluğu yaptım. Tunceli Devlet Hastanesi'nde acil serviste çalışıyordum. Laborantlık ve 2 yıllık Veterinerlik bölümlerini de bitirdim. Sevilmemin bir nedeni de hastaların evine gidip ücret almadan iğne vuruyor, pansuman yapıyor ve serum takıyordum. Evliyim, 2 kızım var. Eşim ev çalışanı. Bir kızım İstanbul'da hemşire, biri Fen Lisesi'nde okuyor. Doğada gezmeyi çok seviyorum. Balık tutmayı çok severdim ama Munzur'da balık azaldığı için tutmama kararı aldık. Eski futbolcuyum. 3. Lig'de Bingöl Gençspor'da oynadım. Konya'da ve Tunceli'de amatör ligde oynadım. Atletizmde de Türkiye derecelerim var. Karadeniz’e özel bir düşkünlüğüm var. En çok Karadeniz türkülerini severim. Kazım Koyuncu'yu, Grup Munzur ve Grup Yorum'u dinlerim. Özgün müzik yani daha çok..." KOMÜNİZM ÖZGÜRLÜK UMUDU OLDU Maçoğlu'nun sorularımıza verdiği yanıtlar da şöyle: - Komünizm nedir sizce'
Ötekileştirmenin, ayrımcılığın olmadığı, sömürünün kaldırıldığı bir dünyadır komünizm. Ama çok ideolojiye boğmadan 'İnsanların ve bütün canlıların birlikte yaşabileceği, paylaşabileceği toplumsal bir yaşam biçimi' olarak da tanımlayabiliriz. - Sizi başkanlık koltuğuna hangi dinamikler taşıdı'
Demokratik Haklar Federasyonu ile TKP'nin oluşturduğu ittifak, Ovacık Halk Dayanışması var. Halk Dayanışması'na farklı görüşteki arkadaşlarımız da katıldı. - Size neden bu kadar ilgi gösterildi'
Türkiye'de sosyalist, komünist kelimeleri geçmişte ucube gibi görünüyordu ama gelinen noktada baskıların, faşizan yapının güçlenmesi ile birlikte komünizm toplumun gözünde yine bir özgürlük umudu oldu. - Seçildikten sonra gösterilen ilgiyi bekliyor muydunuz'
Ovacık'ın ülkenin gündemine oturması bizi mutlu etti. İnsanların burayı tanımasına vesile olsun. Doğası çok güzel bir yer burası. Belki bu coğrafya birkaç yüz kilometre batıda olsaydı turizmin en canlı olduğu bölgelerden biri olurdu. DAYANIŞMA MESAJLARI ÇIĞ GİBİ - Destek ve dayanışma mesajları geliyor mu'
Ülkenin her yerinden, Karadeniz'den, Akdeniz'den, köylerden insanlar arıyor, mutluluğunu belirtiyor. Hatta bize iş düşerse gelip çalışacağına dair sözler veriyorlar. İstanbul Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç arayıp destek olacağını söyledi. Birkaç işadamı ile görüşmemiz oldu. Bu ilgiyi Ovacık'a kanalize edebilirsek çok iyi olur. Buraya yüzünü dönenlerin Ovacık'a gelmeleri, dayanışmalarını göstermeleri gerekir. Bu yapılmadığı sürece, biz evet özgücümüzle bir şeyler yapmaya çalışacağız ama hak edilen yerde olmayacağını düşünüyoruz. Birlikte bir yaşamın örülebileceği bir coğrafyada tarihsel bir örnek olarak çıktık. BELEDİYEYİ DEVRİMCİ HALK MECLİSLERİ YÖNETECEK - Komünist belediyenin farkı ne olacak'
En önemli iddiamız halkın kendini yönetmesi. Devrimci halk meclisleri, mahalle komiteleri, gençlik komisyonları ve kadın komisyonlarından oluşacak. Belediye başkanı burada bir koordinatör ya da bir memur olacak. Halk meclislerinde, muhtarlar , toplumun ileri gelenleri, dileyen kamu kuruluşları, partiler, dernekler vs yer alacak. 20-30 kişi arasında bir meclis oluşturulacak. Bunu ilk 6-7 ayda hayata geçirmemiz gerekiyor. Çünkü 3 yıl içinde bu sistem tam kurumsallaşmazsa halkın oyunu geri çekerek bizi belediye başkanlığından alma hakkına sahip olduğuna dair söz verdik. - Projeniz var mıydı'
Biz hiçbir proje sözü vermedik. Zaten halkın da bize ne yapacağımızdan çok, ne yapmamamız gerektiği konusunda önerileri vardı. 'Yalan söylemeyin, adam kayırmayın, grupçuluk yapmayın, belediyenin bütçesini şeffaf olarak topluma açın' dediler. 1 MİLYON BORÇ, 600 BİN LİRA BATIK ALACAK - Sizden çözüm bekleyen sorunlar neler' İşsizlik sorunu büyük. Belediye'nin 1.2 milyon borcu, 600 bin lira alacağı var ama alacakların tahsil edilmesi çok zor. Borçlu genelde esnaf. İnsanlar burada 3 ay, 4 ay para kazanıyor. 200-300 liralık kirasını bile ödeyemiyor. İller Bankası'ndan aylık 70 bin liranın geldiği bir ilçe burası. O da personele gidiyor. Başka geliri yok. Bizden önce Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve SODES üzerinden projeler yaparak bir şeyler yapmaya çalışmışlar. Biz de bu projeleri takip edeceğiz, ayrıca dayanışma gösterecek dostlarımızın katkısıyla gelir elde etmeyi umuyoruz. Bu dayanışma olursa, özellikle turizm ve tarım üzerine çalışmayı önereceğiz halk meclislerine. "ÇADIRINIZI KAPIN, OVACIK'A GELİN" - Halkçı belediye uygulamaları neler olacak' Belediyenin tek bir ulaştırma hattı var. 1 liraya yolcu taşınıyordu artık ücretsiz olacak. Mevzuat engel olursa sembolik olarak 25 kuruş da diyebiliriz. Su zaten ucuz. Tonu 75 kuruş ama onu da düşüreceğiz. TKP Küba'ya her yıl 3 öğrenciyi eğitim için gönderiyor. Bu öğrenciler artık Ovacık'tan seçilecek. Buraya çok sayıda insan gelecek. Sıkıntımız yok. Vadilerde, dağların arasında kamplar kuralım diyoruz. İnsanlara 'Çadırınızı kapın gelin' diye çağrı yapacağız. Bunun alt yapısını oluşturmamız lazım. Buraya yerleşmek isteyenler için de herkesin rahat rahat yaşabileceği yer burası. Alevilik kültürüne ilişkin araştırmalarımız hizmetlerimiz olacak. Cemevi bitme aşamasında, onu açacağız. İnsanımızın ana dili olan Zazaca konusunda kurs açacağız. Çünkü Zazaca bitmek üzere. Bizim kuşaktan sonra gelen gençler dillerini bilmiyor. - Kadınlara özel bir politikanız olacak mı'
Biz cins ayrımı yapmıyoruz. Kadınların da erkeklerin de eşit olduğunu, bütün haklara sahip olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu ülkede kadının durduğu yerden kaynaklı bir adım öne çıkma hakkı var. Kültür evleri tarzında şeyler yapabiliriz ama aslolan biz omuz omuzayız, birlikte hareket ediyoruz. - Sizin başarınız bir modelin başarısı olacak. Ama başarısız olursanız da "komünist belediyecelik" yenilecek. Bu ağır bir sorumluluk değil mi'
Biz haddimizi ve omzumuzdaki yükü biliyoruz. Asıl başarımız söz, yetki ve kararın halkta olmasıdır. Onu yapmadıktan sonra dışarıdan gelen kaynaklarla şehir değişse bile, psikolojik olarak toplumun algısı değişmeyecek ve bu çok anlamlı olmayacak. FATSA ESİN KAYNAĞIMIZ - Esinlendiğiniz bir örnek var mı'
Fatsa'da Dev-Yol deneyimi var. Fikri Sönmez'in yapmaya çalıştıklarını devam ettireceğiz. DHF'nin Hozat'ta ve Mazgirt'teki deneyimi var. Oralarda halk meclisi tam hayata geçmedi ama halk toplantıları ile belediye yöneltildi. MAKAM ARACI YATACAK Belediyenin önündeki makam aracı yerine kendi özel aracını kullanmayı tercih eden ve zorunlu olmadıkça makam aracını kullanmayacağını söyleyen Maçoğlu, maaşının bir kısmını da öğrencilere burs verecek. TKP İL BAŞKANI: "KOMÜNİZMİ GETİREMEYİZ AMA…" TKP Tunceli İl Başkanı Faysal Azamlı Ovacık'ta TKP'nin kazanmasının sosyalist belediyeciliğin gösterilmesi bakımından bir umut olduğunu belirterek "Biz söz, yetki, karar halka sloganıyla seçime girdik ve şimdi bunu yapmak zorundayız. Ranta dayalı yerel yönetim algısını değiştireceğiz. Halkı yönetime katacağız. Taşeronlaştırma, özelleştirme olmayacak. Belediyenin kaynaklarını tamamen halka ayıracağız. Evlerinin damını tamir edeceğiz, öğrencilere burs sağlayacağız. Ulaşımı, suyu ücretsiz ya da sembolik bir ücret karşılığı sunacağız. Komünist ismiyle İlk defa bir belediye başkanın seçilmesi, sadece TKP'lilerde değil, Türkiye'nin her tarafında solcu, ilerici, demokrat insanlara umut oldu. İnsanlar olanakları ölçüsünde yardım etmek istiyor. Bunun için bizi arıyor. Maaşının yarısını vermek isteyen, iki evinden birini satıp parasını göndermek isteyenler var. 'Gelip karşılıksız çalışayım' diyen var. Mimarlardan mühendislerden yoğun bir ilgi var. 'Belediye otobüsünün bir yıllık benzin parasını karşılayayım, ulaşımı ücretsiz yapın' diyen oldu. Hali vakti yerinde olan, ama solcu insanlar var. Küba'dan, Yunanistan Komünist Partisi'nden tebrikler geldi. KAPİTALİZM KOŞULLARINDA KOMÜNİST BELEDİYE Bu kadar ilgi görmemiz yüzünden gözler üzerimizde olacak. Bunun getirdiği sorumluluğun farkındayız. Ovacık'ta halk meclisleri ile yönetim başarılı olursa bu yeni bir model olacak. Bu yükün altından kalkacağımızı düşünüyorum. Sonuçta Ovacık geliri çok az olan küçük bir ilçe. Kapitalizm koşullarında buraya sosyalizmi, komünizmi getiremeyiz. Ama halkın kendine ilişkin tüm kararları aldığı bir belediye yaratabiliriz." TUNCELİ HEP OHAL’DE: "KİMSİN Kİ FOTOĞRAF ÇEKİYORSUN'" SORGUSU Ovacık 5 bin nüfuslu küçük bir ilçe. Tunceli'den Ovacık'a giderken Munzur nehrini takip eden dar ve virajlı bir yolculuktan sonra adıyla uyumlu olarak küçük bir ova içinde kurulu ilçe sizi karşılıyor. Yoksulluğun, işsizliğin her adımda kendisini hissettirdiği ilçede, bir dönem yoğun yaşanan şiddet olaylarının çözüm süreci nedeniyle durması halka biraz olsun nefes aldırmış. Ama yine de devletin Tunceli'ye bakışındaki farklılık kentin içinde sürekli gezen Akrep aracıyla ve sıkı kontrollerle kendini göstermeye devam ediyor. Öyle ki, ilçede fotoğraf çekerken bir polis, kim olduğumu, neden fotoğraf çektiğimi, sorarak ayak üstü bir sorguya aldı. "Gazeteciyim" yanıtı ile tatmin olmayıp basın kartımı görmek isteyen polis sorgunun nedenini "herhangi bir sakıncalı vatandaş da gelip fotoğraf çekebilir sonuçta" diye açıklamaya çalıştı. HALK KOMÜNİST İLGİDEN MEMNUN
"OVACIK DEVRİM YAPTI" Ovacık'ta özellikle DHF'li gençlerin seçim kampanyasındaki enerjileri önemli bir rol oynamış. Gençler büyük ölçüde TKP'ye oy vermiş. Ovacıklılar, beklemedikleri ilgiden memnunlar ve bu ilginin sorunlarına çözüm getireceği umudunu taşıyor. Ovacık çarşısı kalabalık, çünkü işsizlik had safhada. 90'lı yıllarda boşaltılan köylere dönemiyorlar çünkü devletten aldıkları tazminatla ne artık harabe olmuş evlerini onarabilirler ne de geçinmelerini sağlayacak kadar hayvan alabilirler. Kahveler dolu. Halk, Belediye'nin işsizliğe tamamen çözüm bulamayacağını, köye dönüşü sağlayamayacağının farkında ama "bazı şeylerin değişmesi" beklentisi de var: "Ovacık halkı bir devrim yaptı. Bakalım bundan sonra ne yapacaklar'" LENİN'İ DUYMAYAN, RUSYA'YI HALA "KOMÜNİST" SANAN KOMÜNİST GENÇLER… Yaşlılar, devrimciliği, solculuğu çok duymuşlar ama "komünizmi" pek de bilmediklerini söylüyorlar. Gençler için komünizm "İbrahim Kaypakkaya" demek. İkiz kardeşler Savaş ve Özgür kardeşler üniversiteyi kazanmışlar ama Zonguldak'ta yurtta yer bulamadıkları için kayıtlarını dondurmuşlar. İkiz kardeşlerin komünizmle ilgili fikirleri şöyle: "Komünizm fakirin, fukaranın yanında olmak demek. En büyük komünist İbrahim Kaypakkaya'dır. Dünya'da da Che Guevera var. Marx'ı duydum ama bilmiyorum. Lenin'i pek duymadım. Komünist ülke olarak halen Küba ve Rusya var."