HSYK Başkanvekili Yılmaz, FETÖ soruşturmasında etkin pişmanlıktan yararlanan ve itirafçı olan hakim ve savcılar arasında eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri Kerim Tosun ve Mustafa Kemal Özçelik'in de bulunduğunu belirterek, "Yargıtay'da gelen dosyaların örgüt elemanlarınca fotokopisinin çekilip ilgili kişiye iletildiği, yine önemli kişilere, önemli iş adamlarına ait dosyaların Pensilvanya'ya götürülüp, Pensilvanya'nın talimatıyla kararlar verildiği açıkça bildirilmişler" dedi.
İtirafçı HSYK üyelerinin tahliyesi
Mehmet Yılmaz, etkin pişmanlıktan yararlanan ve itirafçı olanlar arasında eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri Kerim Tosun ve Mustafa Kemal Özçelik'in de bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Her üç isim de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuşlar ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediklerini söylemişler, verdikleri ifadelerde de örgüte nasıl girdiklerini, örgütün nasıl çeteleştiğini ve mevcut yargısal yetkilerin örgüt elemanlarınca nasıl örgüt lehine kullanıldığını açıkça bildirmişler. Yargıtay'da gelen dosyaların örgüt elemanlarınca fotokopisinin çekilip ilgili kişiye iletildiği, yine önemli kişilere, önemli iş adamlarına ait dosyaların Pensilvanya'ya götürülüp, Pensilvanya'nın talimatıyla kararlar verildiği açıkça bildirilmiş. Tüyleri diken diken edecek itiraflar dediğim hususlar bunlardı. Biz her seferinde söyledik, 'hakim, savcı tarafsız olmalı' dedik ama gördüğümüz şu ki yüksek yargıda ve ilk derece yargıda bu işler böyle olmamış. Dosyalar, kararlar örgütün talimatlarıyla verilmiş.
Pensilvanya'ya götürülen dosya mevcut. Bir ara hatırlarsanız eski Adalet Bakanlarından Mehmet Ali Şahin'in beyanında da geçen bir dosya vardı. Evet, aynıyla vaki, dosya Yargıtay imamı tarafından Pensilvanya'ya götürülmüş ve Pensilvanya'nın onayıyla dosyada hareket edilmiş. Yargıtay'da 2011 ve 2013 döneminde Pensilvanya'nın onaylamadığı hiç kimse daire başkanı olamamış. Bu gerçekler kamuoyunca bilinmiyor. Bizzat bu işi yaşayanların ve bu işin içinde olanların beyanı bu. Yine 2010'da Yargıtay üyeliği seçimleri Pensilvanya ile pazarlık halinde kararlaştırılmış, örgütün isimlendirmesiyle, onların diktesiyle Yargıtay üyesi seçilmiş. Türk yargısı gerçek anlamda kuşatılmış, tarafsız ve bağımsız yargıdan söz etmek mümkün değil. Türk yargısı maalesef bu durumdaymış."
HSYK seçimlerinin ardından 2014'te görevi devraldıklarında, önlerine gelen ilk derece yargısında kumpas, uydurma delillerle ilgili dosyalarda bu konuları kamuoyuna anlattıklarını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Oda TV, Hüseyin Kurtoğlu, Fenerbahçe dosyası gibi içinde artık kumpasın, uydurma delillerin bulunduğu dosyaların aynısı yüksek yargıda da mevcut olmuş. Yargıda FETÖ dediğimiz o terör örgütünün dedikleri olmaya başlamış. Her önemli soruşturmada muhakkak örgüt direktifleri ve talimatlarıyla hareket edilmiş. İlk derece hakim ve savcıların bazılarının beyanlarını okuyunca insan karşı karşıya bulunduğu sorunun ciddiyetini daha iyi kavrıyor."
İtiraflarda, bazı Yargıtay üyelerinin, 2014 HSYK seçimleri öncesi hiç işleri olmamasına rağmen, örgütün talimatı ve finanse etmesiyle Türkiye'nin dört bir tarafına yayıldıklarını ve ilk derece hakimlerinin seçimlerinde bizzat propaganda görevi yaptıklarını söyledi.
İtirafçıların ifadelerinden örnekler veren Yılmaz, hakimlerden birinin ifadesinin çok ilginç olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"Hakim ifadesinde, Yargıtay üyesi bana, 'Fetullah Gülen rüyasında Peygamberimizi görmüş. Peygamberimiz onun çok üzgün olduğunu görünce 'Seni üzüyorlar değil mi'' diye sormuş. O da evet manasında başını sallamış. Peygamberimiz de 'Üzülme, üzülme, 2014 HSYK seçimini bağımsızlar kazanacak, Türkiye'nin de yüzü gülecek.' demiş, bunu anlattı. Bu hakim, 'Seçimi bağımsızlar kaybedince anladım ki bunlar yalan söylüyor.' diyor. Bunun yalan olduğunu ancak seçimi kaybedince anlayabilen bir hakim bu ülkede 10 yıl hakimlik yapmış. Bu hurafenin yalan olduğunu ancak seçim kaybedince anlayabilen bir hakimden söz ediyoruz."
Mehmet Yılmaz, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin ifadesinde, "Altın nesil yetiştireceğiz.' diye ortaya çıktılar, katil nesil yetiştirdiler." dediğini aktardı.
"Mutlak tarafsız, vicdanı hür, beyni özgür hakim ve savcılar"
Sadece Türk milletinin yarınlarının güven içinde olmasını istediklerini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:
"FETÖ meselesi hallolmadan Türk yargısının, Türk siyasetinin, Türk ekonomisinin rahatlamayacağı ortada. Eğer yarın huzur içinde, güvenli, adaletli, adil bir ülke hayal ediyorsak bu ancak tarafsız ve bağımsız bir yargıyla mümkün. Mutlak tarafsız, hiç kimseden talimat almayan, vicdanı hür, beyni özgür, bilgili hakim ve savcılarla mümkün. Bizim tek amacımız 2014'ten beri Türk yargısını bu içine düştüğü garabetten kurtarmak oldu. İsimlerle hiç işimiz yok. Sadece ve sadece hakim ve savcının hakkındaki delillere bakıyoruz. Örgüt ilişkisi mevcutsa KHK'daki yetki gereğince ihraç kararları veriyoruz."
Yılmaz, itirafçıların ifadelerinde, örgüte nasıl girdiklerini, örgütte işlerin nasıl döndüğünü, yaptıkları toplantıları anlattıklarını aktararak, "Mesela çok ilginç, itirafçı olan mevcut HSYK üyeleri, buradaki disiplin dosyalarında kullandıkları oyları da örgütün talimatıyla verdiklerini beyan ediyorlar. Kendi özgür iradeleriyle değil, örgütün HSYK yetkilisinin kendilerine dayattığı talimatla burada oy kullandıklarını beyan ediyorlar." dedi.
Başkanvekili Yılmaz, Strazburg'a giderek, Avrupa'ya da bunları aktardığını, Türk yargısının tarafsızlıktan uzaklaştığını, bir suç çetesinin, şebekesinin, terör örgütünün Türkiye'deki yargıyı ve diğer kamu kurumlarını ele geçirdiğini ve mevcut yetkilerini örgüt menfaatleri doğrultusunda kullandıklarını anlattığını söyledi.
Bunun açık delillerinin de bizzat örgüt elemanlarının pişmanlık yasasından faydalanarak verdiği ifadelerde açıkça görüldüğünü Avrupa'ya aktardığını ifade eden Yılmaz, "İnşallah önümüzdeki dönemlerde bunlar bize büyük ders olur, Türk devleti, yargısı bir daha böyle bir olayla karşı karşıya kalmaz." diye konuştu.