BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- Alsancak'ta kaçak elektrik faciasına ilişkin davanın ilk duruşması 2 gün sürdü. Savcı mütalaasının ardından hakim 13 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Tutuksuz yargılanan ve adli kontrol tedbiri bulunan sanıklar için de tedbir kararının devamı yönünde karar çıktı.
Duruşmanın sona ermesinin ardından Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın ailesi ve avukatları İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
Duruşmaya ilişkin bilgiler veren Özge Ceren Deniz'in avukatı Ayşe Sarıçiçek, " Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın 12 Temmuz'da ölümüyle ilgili olarak 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan davamız dün başladı. 42 sanık olması sebebiyle dün ve bugün toplamda 13'ü tutuklu, 9'u tutuksuz, 22 sanık dinlendi. Duruşmaya bu saat itibariyle ara verildi. Dinlenen sandıklar açısından 13 tutuklulunun tutukluluk halinin devamında, diğer adli kontrol kararlı tüm sanıkların da aynı kararla adli kontrollerinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşmamız 3 güne yayılarak 13-14-15 Kasım tarihlerine ertelendi" ifadelerine yer verdi.
"ADELETE GÜVENİYORUM"
Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi ise, "Adalete güveniyorum. Cezalarını alacaklar" dedi.
"TÜRK ADALETİNE GÜVENİYORUZ"
İnanç Öktemay'ın yeğeni Berfin Öktemay ise konuşmasında, "Acımızı biliyorsunuz. Söylememe gerek yok. Türk adaletine güvenimiz sonsuzdur. Babaannnemin ve dedemin durumu belli. Çok kötüyüz. Ama adalete güvenimiz sonsuz" diye konuştu.
"EN ALTTAN EN ÜSTE KADAR YARGILANSINLAR"
İnanç Öktemay'ın avukatı ise açıklamasında, "Sosyal medyayı her zaman çok kötülüyoruz. Ancak bu davada sosyal medya bize çok faydalı oldu. İnsanlar bu dava ile çok ilgilendi. Adalet tecelli edecektir. Biz de avukatları olarak elimizden geleni yapacağız. Suçluların bulunması, ihmalleri olanların en alttan en üste kadar herkesin yargılanıp ceza almasını istiyoruz" ifadelerine yer verdi.
"HUKUKSUZ BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ"
İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz ise özelleştirmelere tepki göstererek, "İki gün süren bir duruşma oldu. Koşullar çok olumsuzdu, herkes rahatsız olmasına rağmen üzerinde durulmadı. İlk duruşma sonucunda tutuklu sanıkların tutuklulukların devamına, birtakım tedbirlerin de devamına karar verildi.12 Temmuz’dan iki gün sonra olay mahalinde bir açıklama yapmıştık. Dedik ki kamuya ait alanların özel şirketlere peşkeş çekilmesi bu sonuçları doğuruyor, özellikle özel sektörün vasıfsız eleman, malzeme kullanarak sadece kar hırsı ile çalışıyor. Bu hırs ile yapılan bütün çalışmalarda bu cinayetleri görmeye devam edeceğiz. Tıpkı Soma’da Amasra’da olduğu gibi… O kadar niteliksiz işler yapılıyor ki iki gündür kim sorumlu sorusunun cevabı aranıyor ve kimse sorumluluk kabul etmiyor. Ne yazık ki böyle hukuksuz bir ülkede yaşıyoruz. 10. Ağır Ceza Mahkemesi, maddi gerçeğe gerçekten ulaşabilecek mi bilmiyoruz onlarında işi zor. Gördüğümüze göre bilirkişi raporları, iddianame bize göre yetersiz. Önce sorumluların kim olduğunu bulmak lazım. Oraya kazma kürek vuran mı, onu oraya gönderen mi, şirketleri özelleştirenler mi sorumlu olduğunu düşünmeliyiz. Yoksa Ali ile Veli ile uğraşırsak bu hukuksuzluklar devam edecektir. Bu ülke bu insanlar bu hukuksuzlukları hak etmiyor. İzmir’in insanı bunları hak etmiyor. Yarın yağmurlar başlayacak, hangimiz Alsancak’ta olabileceğiz? Hangimiz mazgala bastığımızdan ölmeyeceğimizden emin olacağız? Nasıl yaşayacağız? İnsanlar bu hukuksuzluklara daha fazla tahammül gösteremez. Buradan tüm yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: Gelin kamu alanlarını özelleştirmeyin, özelleştirenler hakkında dava açın. Asıl suçlu onlardır. Anayasa’nın en önemli hakkıdır yaşam hakkı, yaşam hakkının olmadığı bir yerde başka bir haktan bahsedemezsiniz" dedi.