ŞİLAN KOCADAĞ/EGEPOSTASI- Ülkede son zamanlarda art arda açılan soruşturmalar kamuoyunda tepkilere sebep olurken aynı zamanda hukuka olan güvensizliğe de yol açtı.
12 yıl önce yaşanan ‘Gezi Olayları’ nın tekrar gündeme getirilmesi ve bunun üzerine tekrar soruşturma açılarak birçok ünlünün ifadeye çağırılması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmalar ve gözaltına alınan gazeteciler hükümete karşı eleştirilere neden oldu.
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, son zamanlarda artan soruşturmalar ve gözaltılarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
HUKUKU MUHALİF KESİME KARŞI SOPA OLARAK KULLANIYORLAR
Yılmaz bu sürecin buraya nasıl evrildiğini anlamanın pek mümkün olmadığını söyleyerek, “Suriye’deki rejim değişikliğinden sonra Türkiye’de de bazı farklı durumların da yaşanmaya başladığını biliyoruz. Gelinen süreçte ‘Gezi’ ile ilgili gözaltılar ve tutuklamalar için farklı bazı anlatımlar, duyumlar var. Doğrulanmadan bunları konuşmak mümkün olmaz ama dünyanın her yerinde zaman aşımı denen bir konu vardır. Bunlar resen dikkate alınır. Resen dikkate alınması gereken bu konular, farklı boyutlarda muhalif kimlikleri olan insanlara karşı bir soruşturma sebebi olarak kullanılıyorsa, burada artık bir hukuk devletinden, adaletten bahsedilmez. Bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş bir yargıdan, siyasallaşmış bir yargıdan bahsedilir. Hukukun tüm muhalif kimliklere karşı bir silah olarak, bir sopa olarak kullanılmasından bahsedilir. Işte burada hukuk devletinden, hukukun üstünlüğünden bahsedemiyorsanız güçler ayrılığı dediğimiz; yasama, yürütme ve yargının denetim mekanizmalarının demokrasinin kurum ve kurallarıyla işlenebildiği bir devletten bahsedemezsiniz. Onun adı da demokrası olmaz.” dedi.
ÜLKEYİ HUKUKLA YENİDEN DİZAYN ETME ÇABASI
Şu an Türkiye’de yaşatılmak istenen rejimin adının demokrasi olmadığını vurgulayan Yılmaz, “Demokratik bir yapı olmadığı için ne yazık ki hukuk yöntemiyle ülkenin her kanadında muhalif olan kesimler, yaptıkları işler, isimleri, toplumdaki karşılıkları, hiçbir şeyi dikkate alınmaksızın, hukuk sopasıyla bu dizaynı yapmaya çalışıyorlar. Daha doğrusu ülkeyi hukukla yeniden dizayn etme çabaları var. Tüm insanlara, muhalif kimliği olsun olmasın, ‘Bakın böyle bir şeyi yaparsanız başınıza gelir. Ne zaman yapmışsanız yapın karşınıza gelecektir. Öncesi sonrası yok. Ister 20 yıl olsun. Biz yine bunu yapma gücüne sahibiz.’ diyorlar. Bu hukuka, adalete uygun değil. Ama bunları yapabilme iradesini gösteren hukuk dışı bir anlayış var şu anda. Bu anlayışın temelinde, siyasallaşmış yargı var.” ifadelerini kullandı.
DUYARLI KESİMLER KARŞILARINDA DURACAK
Bu sürecin devam etmeyeceğini belirten Yılmaz, “Bu sürece karşı ciddi hukuki dirençler gösterilecektir. Duyarlı kesimler buna karşı durmaya sözünü söyleyemeye devam edecektir. İzmir Barosu da bu kesimlerden biridir. Biz de korkmadan, yılmadan, umudumuzu kaybetmeden hukuksuzluklara karşı direncimizi göstereceğiz.” dedi.
DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BÖYLE BİR HUKUK DÜZENİ YOK
Dün Silivri Cezaevi’nde Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı’yla görüştüğünü söyleyen Yılmaz, “Hukuksuzluklar aldı başını gidiyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hukuk düzeni yoktur. Olsa olsa ancak Patagonya’da olur. Orada bile yoktur bunlar. İnsanlar aylarca tutuklanıp ne ile suçlandıklarını da bilmeden tutuklu olarak cezaevlerinde kalıyorlar. Hem de yüksek güvenlikli, koşulların çok kötü olduğu cezaevlerinde kalıyorlar. Oralarda insanlık dışı muamele çerçevesinde davranışlara tabi tutuluyorlar.” ifadelerine yer verdi.
İSTANBUL BAROSU’NA OPERASYON YAPILIYOR!
İstanbul Barosu, yönetim kurulu üyeleri ve başkanı hakkında ocak ayında başlatılan soruşturma ile ilgili Yılmaz, “Ocak ayının yedisinde de bildiğim kadarıyla ifadeye almışlardı. Biz de o ifadelerde hazır olduk. Sonra aynı savcılık Asliye Hukuk Mahkemesi'nde davaname düzenleyip onların görevden alınmaları için dava açtı. İstanbul Barosu üyesi Fırat Epözdemir tutuklandı. Bu neyi çağrıştırıyor? Bir operasyon yapılıyor İstanbul Barosuna karşı. Hukuken kapanmış bir soruşturma neden yeniden canlandırılıyor ve tutuklanıyor?” dedi.
BU KARANLIK BİR GÜN BİTECEK
Belli şeyleri okumanın çok basit olduğunu belirten Yılmaz, “Biz okuyabiliyoruz hukukçu olarak, neler yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bütün ülkenin görmesi lazım. Anlatıyoruz, bütün ülkenin anlaması lazım. Bu hukuksuzluklar elbet bir gün bitecek. Bu karanlık elbet bir gün bitecek. Mücadelemiz bunun için.” ifadelerine yer verdi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
