POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

Kızılay'ın elindeki çadırları depremzedelere göndermek yerine AHBAP ve Türk Eczacıları Birliği’ne satmasına yönelik tepkiler sürüyor. İzmir Barosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, hem iktidara hem de Kızılay'a sert tepki gösterildi.

EGEPOSTASI- 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından AFAD ve Kızılay’ın elinde yeterli çadır olmaması tartışma konusu olmuştu.

Öte yandan çadır tartışmaları sürerken, Kızılay’ın iştiraki olan Kızılay Çadır ve Tekstil AŞ’nin, 11 ilde büyük yıkıma ve on binlerce can kaybına neden olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin üçüncü gününde sanatçı Haluk Levent’in kurduğu AHBAP Derneği’ne 46 milyon TL karşılığında 2 bin 50 çadır sattığı ortaya çıkmıştı. Kızılay’ın yine, Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB) de çadır sattığı gündem olmuştu.

Kızılay'ın çadırları satmasının yanıkları sürüyor. İzmir Barosu tarafından yazılı açıklama yapılarak, iktidara ve Kızalay'a sert tepki gösterildi.

İzmir Barosu, “Ranta dayanan çevre ve imar politikalarıyla, imar barışı adı altında topladığı paralarla, yaşamı değil ölümü kucaklayan siyasal iktidarın daha fazla kazanç hırsı, AFAD'ın acizliği ve Kızılay'ın şirketleşmesiyle daha da görünür hale gelmiştir. Bunu da yazıyoruz. Bunları unutmayacağız. Hesap soracağız” açıklamasını yaptı.

İşte o açıklama:

"Doymadınız! “Neoliberalizmin her şeyi, her değeri kazanca, kâra dönüştürme hırsının, adalet, sağlık, eğitim gibi kamusal hizmetlerin özelleştirilmesi furyasının son örneği, Kızılay'ın kendi ürettiği çadırları para karşılığında satması olmuştur. Türk Eczacılar Birliği'nin kendi kaynaklarıyla, AHBAP Derneğinin ise yapılan bağışlardan Kızılay'dan çadır satın aldığının ortaya çıkması yeni bir değerler iflasının ifşasıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan önceki tarihlerden beri, ülkemizde ve yurt dışında, afetlerden sonra insani ve tıbbi yardım hizmetlerini yerine getiren Kızılay, son 20 yıl içinde liyakate aykırı atamaların, yolsuzlukların, beceriksizliklerin merkezi haline gelmiş, yöneticileri hakkında açılan davalarla, depolarında çürüyen yardım malzemeleriyle anılmaya başlanmıştır. İlk elden ve hızlı bir şekilde depremzede yurttaşlarımıza ulaştırılması gereken çadırlar, bu görev ve sorumluluk sahibi Kızılay tarafından depremin 3. gününde para karşılığı satılmış, depolar boşaltılmıştır. Ranta dayanan çevre ve imar politikalarıyla, imar barışı adı altında topladığı paralarla, yaşamı değil ölümü kucaklayan siyasal iktidarın daha fazla kazanç hırsı, AFAD'ın acizliği ve Kızılay'ın şirketleşmesiyle daha da görünür hale gelmiştir. Bunu da yazıyoruz. Bunları unutmayacağız. Hesap soracağız...”