TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Türkiye’nin yaklaşık 3 yıldır mücadele ettiği koronavirüs salgını henüz son bulamazken maske kullanımının kaldırılması ve toplumsal hareketliliğin artmasıyla birlikte vaka sayılarında yeniden kritik artış meydana gelmişti.
Aşılamada henüz hedeflenen oranlara ulaşılamazken özellikle Haziran ayının ardından test pozitiflik oranı yüzde 5’ten yüzde 50’ye çıkan İzmir'de büyük bir görkemle kutlanan 9 Eylül’ün 100. Yılının ardından kentteki vaka sayılarının ne yönde seyredeceği de merak konusu olmuştu.
İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada 2 milyon kişinin katıldığının iddia edildiği Tarkan konserinin etkilerinin ilerleyen dönemde ortaya çıkacağını söylemişti.
Konserden yaklaşık bir ay sonra, İzmir’in vaka sayılarında mevcut durumu merak edilirken Başkan Kaynak, PCR testi yapılma oranının azalması nedeniyle net verilere ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi.
“PCR TESTİYLE TEYİT EDİLME ORANI DÜŞÜK”
Salgın konusunda bilimsel verilerin ellerinde olmadığına dikkat çeken Kaynak, “Covid konusunda 2 önemli husus var. Bunlardan biri, PCR testleri. Tarama şeklinde yapılmıyordu artık hiç yapılmıyor. Hatta Halk sağlığı Labaratuvarı’nın kapatıldığına ilişkin de bir bilgi geldi. Bu nedenle toplamda Covid-19’un yaygınlığı hakkında testlere dayalı bilimsel bir verimiz yok. İkincisi… hastanelerde gerek acil servislerde gerekse yoğun bakımlarda Covid-19 hastalığıyla ilgili ciddi bir doluluk hissedilmiyor. Ancak halk arasında, bunun daha hafif seyrettiği ve ayakta geçirilen bir hastalık tablosuna dönüştüğü de yaygın olarak görülüyor. Fakat bu hastalığın PCR testleriyle teyit edilme oranı oldukça düşük. Çünkü hastalar kendileri bunu talep ettikleri takdirde yaptırıyorlar ama onun dışında hastalık belirtisi veren ama bunu hafif geçiren hastaların miktarı hakkında bilimsel bir veri maalesef elimizde yok. Ama genel olarak şunu söyleyebilirim; Covid-19 artık hafif seyreden bir klinik tablo haline geldi. Risk grubu dışında hastaneye müracaatı gerektirmeyecek bir tabloyla karşı karşıyayız. Toplumda gözlemsel verilere bakacak olursak hala yaygınlığı sürüyor. Buna karşılık risk grubundaki hastalarda hala ağır seyretme olasılığı da var. Bu nedenle, maske kullanımının hala tavsiye edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mesafe korunamıyorsa mutlaka maske kullanılmalıdır” dedi.
“BAKANLIK DAHA HASSAS VE KONTROLLÜ DAVRANMALI”
Sağlık Bakanlığı’nı kontrolsüz kalabalıkların oluşabileceği alanlarda etkili önlemler almaya davet eden Kaynak, “Bu konuda mutlaka alınması gereken 3 önemli tedbir var. Birincisi, Sağlık Bakanlığı’nın mesafenin korunamadığı durumlarda mutlaka maske kullanılması gerektiği. Ulaşım araçlarında, toplu olarak hareket edilen yerlerde, kapalı ortamlardaki kalanlıklarlada, devlet daireleri, hastane ya da restoran gibi yerlerde ya mesafe kollanmalı ya da maskeyi kullanmaları yönünde bakanlığın uyarı ypaması gerekiyor. Ama bu yapılmıyor. İkincisi de, PCR testlerinin yaygın olarak hala kullanıma açık tutulması gerekiyor. Üçüncüsü de… Okul çağındaki 5-11 yaş grubu hala aşırız. Biz bu yaş grubundaki enfeksiyon sıklığıyla ilgili bir fikir sahibi olamıyoruz. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda daha hassas ve kontrollü davranması gerekiyor” diye konuştu.
“POLİTİK AÇIDAN BAKILDIĞINDA…”
Test sayısının azalmasının salgının toplumsal etkisini yitirdiği izlenimi oluşturduğunu ifade eden Kaynak, salgının hala bitmediği konusunda vatandaşları uyararak tedbirli olma çağrısında bulundu ve; “Politik olarak bakıldığı zaman test yapılmadığı ve elimizde bilimsel veri olmadığı için salgın bitmiş gibi bir tavır içerisine girebiliyoruz. Bu politik açıdan böyle. Ama tıbbi açıdan salgın bitmedi. Elimizde sadece Sağlık Bakanlığı, gerek PCR gerekse diğer istatistikleri vermediği için net bir bilgimiz yok. Ama tıbbi olarak hastalığın hafif seyirli de olsa yaygın bir şekilde devam ettiğini hissediyor ve görüyoruz” ifadelerini kullandı.
POLİTİKA
Sayfa başına git
