MUSTAFA AKBAŞ/EGEPOSTASI- İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Çeşme’den, Seferihisar, Menderes, Bayındır, Foça ve Menemen’e kadar İzmir’in 13 ilçesinde yer alan 25 jeotermal sahasını kiraya vermek için ihaleye çıktı. İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, kararın çiftçi için kara haber, İzmir'e vurulmuş büyük bir darbe olduğunu vurguladı.
Toplam 59 bin 461 hektarlık yüz ölçüme sahip 22 sahada jeotermal kaynak aranacağı, 5 bin 870 hektar büyüklüğe sahip mevcut 3 jeotermal sahasında ise işletme haklarının devredileceği duyuruldu. Açık teklif artırma usulüne göre yapılacak ihalelerin 4 Aralık 2018 tarihinde İzmir Valiliği’nde gerçekleştirileceği bildirildi.
BAYINDIR KADAR BÜYÜK ALANDA
Jeotermal aranacak 22 saha için toplam 2 milyon 660 bin 585 TL, işletme hakları devredilerek ruhsatlandırılacak mevcut 3 jeotermal sahası için ise 1 milyon 380 bin TL muhammen bedel belirlendi. İzmir’in Bayındır İlçesi’nin yüz ölçümü kadar bir alanı kaplayan jeotermal arama planı tarım kesiminde büyük endişe yarattı.
ATIKLARI VE HAVA KİRLİLİĞİ KORKUTUYOR
Bölgedeki çiftçiler, binlerce yıldan beri üretilen, kutsal ürün olarak kabul edilen incir ve zeytinin, dünyaca ünlü sultaniye üzümünün, kestanenin üretiminin jeotermal enerji santrallerinin bıraktığı atık ve yarattığı hava koşullarından olumsuz etkileneceği korkusunu yaşıyor.
"ÇİFTÇİ İÇİN KARA HABER"
İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, kararın çiftçi için kara haber, İzmir'e vurulmuş büyük bir darbe olduğunu vurguladı. Çiftçi, jeotermal işletmelerinin Aydın tarımını bitirmek üzere olduğunu hatırlatırken, "Ege çok özel bir bölge. İzmir, Aydın, Manisa, çok özel tarım bölgesi. Özel ürünleri, zeytini, sultaniyesi, inciri, pamuğuyla, narenciyesiyle öne çıkan bölge. Bu ürünler jeotermalden kesinlikle etkilenecek. Manisa Alaşehir bölgesi bunu yaşıyor" dedi.
KANSER TEHLİKESİ
Bu işletmelerin insan sağlığı açısından da ciddi sıkıntılar yarattığını belirten Çiftçi, "Kanser vakalarında artış söz konusu. İzmir'e yayıılmasını hiç istemeyiz. Hiç bir yerde istemeyiz. Jeotermal kaynak içindeki akışkanın, topraktan ne getirdiğini bilmiyoruz. Ama ağır metaller geliyor. Ciddi kanserojen etkisi var. Ayrıca yaygın su buharıyla da dengeyi bozarak ciddi zarar meydana getiriyor. Çiftçi zaten küresel iklim değişikliğine bağlı zor koşullarda üretim yapıyor. Üstüne üstlük jeotermalin getirdiği sıkıntılardan tarımın, çiftçinin, tüketicinin de bundan olumsuz etkilenmesi anlamına gelir. Ekonomi olumsuz etkilenir. Bu kaynaklar belli yıllarda tamamlanacak ama zararları artık orada devam edecektir. Tarım bitme noktasına gelmiş olur. Geri dönüşü belki imkansız olacak. Mücadele sadece çiftçilerin ya da köylülerin mücadelesi değil, tüm kesimlerin mücadelesi olmalı." diye konuştu.