Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan çevreciler ellerinde "Zeytinime dokunma" "Maden yönetmeliğine zeytin dalı yok", "Kömüre inat, yaşasın hayat" yazılı dövizler taşıyıp, "Zeytinler madenden değerlidir", "AKP elini doğamızdan çek", "Madene inat yaşasın hayat" sloganları attı.
ÇAKICI: "TALANI KABUL ETMİYORUZ"
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, mücadeleyi sürdüreceklerini vurgularken, "Son 20 yıldır doğal kaynaklarımıza, tarım alanlarımıza saldırılar ve talanlar hız kesmeden devam ediyor. Tarım ve gıda krizi yaşadığımız bugünlerde tarım alanlarına ve zeytinliklere yapılan talanı kabul etmiyoruz" dedi.
Ortak açıklamayı ise Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Fatih Özden yaptı. Açıklama şöyle:
"Maden Yönetmeliği’nin 115. maddesine, 1 Mart 2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan değişiklikle eklenen fıkra zeytinliklerimizin ölüm fermanıdır. Yönetmelik değişikliği ile tarım alanlarını, meraları, zeytinlikleri, ormanları korumak yerine enerji amaçlı kömür ve jeotermal faaliyetlerde belli şirketlere yönelik yeni imtiyazların gündeme getirilmesi kabul edilemez.
Değişiklikte yer alan 'Kamu yararı' kavramı geçmişteki olumsuz uygulamalar ortada iken zeytinliklerin geleceği adına ciddi bir tehlikedir. Faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getirme taahhüdü, geçmiş uygulamalar dikkate alındığında işlevsizdir.
Asırlık zeytinliklerin belli şirketlerin kârı için taşınmaya çalışılması ya da şekilsel yeni zeytinlik dikilmesi taahhüdünün bilimsel hiçbir açıklaması yoktur. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın temel görevi zeytinlikleri koşulsuz korumak, zeytin ve zeytinyağı üretimini artırmak iken, bu görevini yok sayarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın doğayı ve tarım alanlarını yok edecek uygulamalarına rıza göstermesi, aracılık yapması kabul edilemez." (ANKA)
İZMİR'DEN ZEYTİNLİK VE SİT ALANI YÖNETMELİKLERİNE TEPKİ: "BU DEĞİŞİKLİKLİKLER 20 YILLIK TÜKENİŞİN İFADESİ"
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine, birinci derece doğal sit alanlarının ise kullanıma açılmasına ilişkin yönetmelik değişikliklerine tepki gösterdi. TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, "Tüm bunlar 20 yıllık tükenişin ifadesi. Tükenirken şimdiye kadar 20 yılda kanuna dönüştürmedikleri her şeyi gece yarısı yapmaya başladılar" dedi.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu üyeleri, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Lokal ve Eğitim Merkezi'nde basın açıklaması yaparak söz konusu yönetmelik değişikliklerine tepki gösterdi.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, alınan kararlarla ilgili hükümeti eleştirerek şöyle konuştu:
"İzmir'de İnciraltı'nın tarım alanı vasfının, Çeşme Projesi üzerinden de tüm tarım alanları ve korunması gereken alanların vasıflarının değiştirilmesi söz konusu. Bu kararlar hükümetin ranta dair, rantçı politikaları için her türlü fütursuzlukları ve kanunsuzlukları yapabileceğinin işaretidir. Bu son çıkan yeni yönetmelik 'İhtiyaç olan ne varsa her türlü vasfını biz değiştiririz' demek anlamına geliyor. Kadim kültürümüzün, zeytin ağaçlarına karşı fütursuz şekilde çıkarılmış, gerekçesi son bir iki ayda yaşadığımız enerji krizi bahane olsa da bu talan değişikliğidir. Bu yönetmelikler 20 yıllık tükenişin ifadesi. Tükenirken şimdiye kadar 20 yılda kanuna dönüştürmedikleri her şeyi gece yarısı yapmaya başladılar."
"SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI MÜCADELESİ"
Çevre Mühendisleri Odası İKK Temsilcisi Helil İnay Kınay ise şunları söyledi:
"Anayasa'nın en temel ilkesi olan koruma, sürdürülebilirlik ve yaşam hakkı dengesinin aslında mevzuat değişiklikleriyle kamu eliyle korumaktan çok ranta açıldığı, peşkeş çekildiği bir noktadayız. Kamunun temel görevini hatırlatıyoruz. Yeni yönetmeliklerin hepsinin ortak noktası kamu yararı, bakanlıklar ya da bilimsel komisyonlar tarafından karar verilebileceği ilkesi. Yeniden rehabilite etme, yerinden taşıma gibi sihirli kavramlar, alanlardaki talanın önünün açılmasının göstergesidir. Sözlerle eylemlerin farklı olduğu noktada bu mücadele sadece zeytin değil, sağlıklı bir yaşam hakkı mücadelesidir."
"ÖLMEZ AĞACIMIZI RANTA TESLİM ETMEYECEĞİZ"
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı da, TMMOB İKK adına yazılı açıklamayı okudu. Açıklamada şöyle denildi:
"Son 20 yıldır doğal varlıklarımızın talanı hız kesmeden devam etmektedir. Son günlerde aç gözlülerin kanun tanımaz hırsları ile geleceğimizi yok ettiğini dehşetle izlemekteyiz. Yapılan bu değişiklik tüm ülke çapındaki zeytinliklerimizin ölüm fermanıdır. Bu yasadışı düzenleme ile ülkenin farklı yerlerindeki zeytinliklerin yağmalanmasına kılıf hazırlanmaktadır. Yönetmelik değişikliğinde yer alan “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetleri” ifadesi, kömür ve jeotermal amaçlı faaliyetlere kolaylık sağlanacağını göstermektedir. Değişikliğin belli şirketlere yönelik olarak düzenlendiği kısa sürede ortaya çıkacaktır. Kazdağları örneğinde de görüldüğü gibi, değişiklikte yer alan “madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla” ifadesinin koruyucu hiçbir etkisi yoktur.
"TALANA AÇILMASI İÇİN DAYANAK OLARAK KULLANILACAK"
'Zeytinlik' taşınmaz tarım arazisi vasfıdır. Üzerindeki Zeytin ağaçlarının taşınarak vasfının değiştirilmesi bilimsel kriterlere uygun bir uygulama değildir. Bu uygulama kabul edilemez bir zorlamadır. Tarımsal üretimi desteklememiz gerekirken, zeytinliklerimiz maden ve enerji sermayedarlarına kurban edilmek isteniyor. Yönetmelik değişikliği bundan böyle zeytinliklerimiz ranta ve talana açılması için dayanak olarak kullanılmaya çalışılacaktır. Türkiye 188 milyonluk zeytin ağacı sayısıyla İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra dördüncü sıradadır. Türkiye’nin toplam tarım alanının yüzde 3'ünü zeytinlikler oluşturmaktadır. Yetiştirme alanı bu kadar sınırlı ve yüzlerce yıl ürün verebilen, kutsal, bilge, barış sembolü, sağlık iksiri ölmez ağaç zeytin ranta kurban edilemez. Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı tüketimi hızla artarken 500 bin zeytin üreticisi ailenin işsizler ordusuna katılması kabul edilemez. Bizler “madencilik” göz boyaması ve kandırmacasıyla aç gözlü şirketlerin zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Biz mevzuat değişiklikleri ile kamu yararı adı altında tarım, orman, doğal sit alanları , zeytin alanlarımızın ranta kurban edilmesine izin vermeyeceğiz."