İZMİR - Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile binlerce kamu çalışanının görevden alınması, belediyelere kayyum atanması ve Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyona tepki göstermek üzere, İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin çağrısı üzerine Cumhuriyet Meydanı'nda yüzlerce kişi bir araya geldi. Gruptakiler, "Baskılar son bulsun OHAL kaldırılsın", "Özgür basın susturulamaz" sloganları attı, "Susma Sustukça sıra sana gelecek" yazılı pankart taşıdı. Açıklamayı Emek ve Demokrasi Örgütleri adına TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın yaptı. Darbecilerin başarılı olması halinde atılması muhtemel olan neredeyse tüm adımların, hükümet tarafından atıldığını savunan Yalçın, şunları söyledi:
"Yıllardır hayalini kurduğu tek adama dayalı faşizan iktidarının inşası için darbe girişimini fırsata çeviren AKP, iktidarına biat etmeyen, demokrasi, barış ve özgürlük talep eden tüm kesimleri hedef alan saldırılarına her gün bir yenisini eklemektedir. 20 Temmuz tarihinde ilan edilen ve şimdilik ikinci bir üç ay için uzatılan OHAL ile türlü hukuksuzluğun önünün açıldığı, mevcut uygulamalara bakıldığında net bir şekilde görülmektedir. Bu hukuksuzluklarla, bir yönetim biçimi olarak faşizme iyiden iyiye yaklaşan yolun taşları döşenmektedir. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile aralarında cemaat ile hiçbir şekilde ilişkilendirilemeyecek KESK üyelerinin de olduğu binlerce çalışanı memuriyetten ihraç ederek amaç ve niyetini bir kez daha ortaya koymuştur. İktidarın amacı, muhalif olmak bir yana, AKP'li olmayan hiçbir yurttaşı devlet kademelerinde çalıştırmamak, bir 'Parti devleti' kurmaktır. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı da tutuklananlar arasına eklendi. Seçim yoluyla ele geçiremediği belediyeleri darbe hukukuyla gasp etme yolunu seçen siyasi iktidar, Kışanak ve Anlı'yı tutuklayarak Kürt sorununda demokratik, barışçıl çözüm seçeneğinden ne kadar uzak olduğunu göstermiştir"
15 Temmuz'dan bu yana, darbeye karışan cemaatle ilgisi olsun ya da olmasın, onlarca televizyon, radyo, haber ajansı ve gazetenin yayınına son verildiğini belirten Yalçın, "Bu basın-yayın organlarının kapatılmaları için sadece iktidara yakın olmamaları ya da Kürtçe çizgi film yayınlamaları yeterli görüldü. Bu yayınlara, 29 Ekim Cumartesi günü yayımlanan KHK ile 10 gazete, 3 dergi ve 2 haber ajansı eklendi. Son olarak 31 Ekim Pazartesi sabahı Cumhuriyet gazetesine yapılan baskınla birçok yazar ve çalışan gözaltına alındı. Gazeteye yönelik suçlama iki ayrı örgütün propagandasını yapmak olsa da biliyoruz ki, cihatçılara silah taşıyan MİT TIR'larını ortaya çıkaran haberde olduğu gibi, esas baskın ve gözaltı nedeni iktidarın kirli işlerinin basın yoluyla kitlelere teşhiri ve iktidar yanlısı bir yayın çizgisinin tercih edilmemesidir. Bizler emek ve demokrasiden yana kurumlar ve yurttaşlar olarak, buradan bir kez daha ne OHAL yasaklarına, baskılarına ne de 'Ya başkanlık ya bölünme' gibi en üst makamlardan savrulan tehditlere boyun eğmeyeceğimizi, sivil darbe karşısında diz çökmeden emeğin, barışın ve demokrasinin Türkiye'sini kurma mücadelesini sürdüreceğimizi, OHAL sopasıyla terbiye edilmeye çalışılan kişi ve kurumlarla omuz omuza duracağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz" diye konuştu. (DHA)