Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan mübadele anlaşmasının 99’uncu yıldönümü İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği “İzmir Uluslararası İki Yaka Sanat Günleri” ile anılmaya başlandı. Ege’nin iki yakasının değerleri, ortak kültürü ve geçmişinin sanat günleri ile yeniden hatırlanmasını sağlamak için 29-30 Ocak tarihleri arasında Basmane'deki tarihi Bıçıkçı Han'da düzenlenen etkinlikler dizisi Banu Tansuğ’un “Rebetika-Haz ve Hüzün” sergisinin açılışı ile başladı. Sergi İzmirliler tarafından büyük beğeni topladı.
Sergi açılışının ardından etkinlikler dizisinin ilk günü “99. Yılında Mübadele ve Yemek Kültürü” başlıklı söyleşi ile devam etti. Yrd. Doç. Dr. Nuri Adıyeke'nin moderatörlüğünde düzenlenen söyleşiye Prof. Dr. Nükhet Adıyeke ve Doç. Dr. Oya Durmuş konuşmacı olarak katıldı.
Adıyeke: “Aynı acılar bir daha yaşanmasın”
Prof. Dr. Nükhet Adıyeke, “Anadolu coğrafyası, tarih boyunca göçlere sahne olmuş. Bu yaşanan göçler Anadolu kültürüne daima katkıda bulunup iz bırakmış. Bu kültürel izleri topraklar üzerinde yaşayan bizler sahiplendik ve bugüne getirdik. Bu Anadolu'nun çok kültürlü yapısı, coğrafyamız için zenginlik. Anadolu'nun bir köşesinde, iletişim kaynakları olmayan dönemde yaşanan savaşlardan haberi olmayan insanların yerinden sökülmesi büyük bir dramdır. Ancak diğer taraftan uzun yıllardan beri çatışma içinde yaşayan malını, mülkünü ve hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya olanlar için mübadele kurtuluş olmuştur. Mübadelenin dram taşıyan ikinci boyutu yolculuk boyutudur. Günlerce limanlarda gemi beklemek, alabileceği değerli eşyalarını taşımak, en önemlisi de geride bıraktıkları için bu dramın en büyük boyutlarıdır. Geride bıraktıkları en önemli hazine; atalarının ve dedelerinin mezarları, kültürleri, birlikte yaşama tecrübeleriydi. Aynı acılar bir daha yaşanmasın” diye konuştu.
Durmuş: “Sadece yemek değil, anılar ve onlarla gelen acılar...”
Mübadele ve yemek kültürü hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Oya Durmuş, “İnsan bir anda bütün büyüklerini kaybedince o koku ve dokuyu takip etmek istiyor. 'Damağımın Tadı Yüreğimin İzi' adlı bir program yaptım. Her seferinde başka bir koku ve dokunun üzerine gittik. Enginar dolması ne zaman yapsam annemin kokusu... Sadece yemek değildi, yemeklerle birlikte anılar ve onlarla gelen acılardı. Bizim için yapbozun parçalarının birleşmesinde çok değerliydi. Biz bu topraklara farklı farklı yerlerden geldik. Taşınmaktan, yolculuk ve gurbetten belki de nefret etmemin en büyük nedeni bu yüreklerimizdeki gölge. Ben konuştuğum bütün mübadil, göçmenlerde şunu yaşadım; bizler büyüklerimizin ortak bir hareketini fak ettik. Hepimiz gittiğimizde, anne, baba ve büyüklerimizin mezarlarına toprak getiriyoruz. Onlar memleket toprağı” dedi.
Söyleşinin ardından Sinafi Trio konser verdi. Programa katılanlar şarkılara alkışlarla eşlik etti.
Etkinlikler Ege Üniversitesi Türk Halk Oyunları Bölümü öğrencilerinin dans gösterisiyle sürdü.
“Güle Güle Parga”
Etkinlikler dizisi 30 Ocak Pazar günü Yeşilyurt Mustafa Necati Kültür Merkezi’nde Tiyatro Mahal “Güle Güle Parga” isimli tiyatro oyunuyla sürecek. 20.00’de Agora Minör konseri olacak. Aynı gün Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde 20.30’da Evrim Ateşler şefliğinde “Mübadelenin 99. Yılı Anafandon ve Okeanos Orkestrası” sahne alacak
“Dedemin İnsanları”
“Mübadeleyi Anıyoruz” başlığı ile yönetmenliğini Çağan Irmak’ın yaptığı “Dedemin İnsanları” filmi 30 Ocak’ta ise Buca Tarık Akan Gençlik Merkezi’nde 19.30’da gösterime girecek.