Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz'ın FETÖ/PDY'ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen yıl 1 Ağustos'ta düzenlediği operasyonda, Semih S., Ahmet İ. ve Furkan Ç.'yi gözaltına aldı. 3 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Operasyonda aranan firari şüphelilerden Mehmet Eldem'e ait Eldem Kuyumculuk isimli işyerinde de yüklü miktarda has altın ele geçirildi. Tutuklanan 3 şüphelinin, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in bulunduğu Pensilvanya'ya parça parça has altın sevkiyatı yaptığının tespit edildiği belirtildi. Ekiplerin 1.5 kilo has altına sevkiyat sırasında, 30 kilogram has altına ise işyeri aramasında el koyduğu açıklandı.
İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün yapılan ilk duruşmaya 3 tutuklu sanık, avukatları ve yakınları katıldı.
Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanıklardan Semih S., FETÖ ile hiçbir bağının bulunmadığını, altın kaçırma işiyle ilgisinin olmadığını, sadece çalıştığı kuyumcunun Buca'daki şubesinden Bornova'ya altın götürdüğünü söyledi. Fetullah Gülen'e ait kitaplarla bir ilgisinin olmadığını söyleyen Semih S., "Bana ait olduğu iddia edilen kitap ve dergilerin bulunduğu adreste oturmuyorum. İşten geç çıkıp, eve geç vakitte gittiğim için ailemle aram bozuktu. Alkollü araç kullanırken, ehliyetime el konuldu. Ailemle aram daha fazla açılmasın diye ben de adresimi Mehmet Eldem'e ait yeri gösterdim. Bu eşyalar kime ait hiç bilmiyorum. Benim bu yapıyla hiç bir bağlantım yok. Gazetelerine, dergilerine hiç abone olmadım. Okullarında ve yurtlarında kalmadım. Hiçbir şekilde örgüt için hareket ederek altınları yurt dışına kaçırmak için eylemde bulunmadım" diye ifade verdi.
Çocuk giyimi üzerine ailesine ait İzmir'de 5 ayrı mağazanın bulunduğunu, bu işyerlerinin tadilat işleriyle kendisinin uğraştığını ve Mehmet Elden'in eşinin de bu durumdan haberdar olduğunu, evlerinin tadilatı için kendisinden yardım istediğini söyleyen Furkan Ç. ise "Mehmet Eldem'in kızı Esma ile bu süre içerisinde sık sık görüştüm evlerine gittim. O gün kuyumcuya uğradığımda; Barış bana, 'masa üstündeki poşette şahsi eşyalar var bunu Esma'ya verirmisin' dedi. Arabanın bagajını uzaktan kumandayla açtım, torbayı içerisine koyuyorlardı. O sırada aklıma Esma'nın yurt dışına çıkacağını söylediği geldi. Eşyaları kendisine teslim edemem diyerek kendilerine geri teslim ettim. Bu sırada polisler geldi. 'İhbar var' dediler. Gözaltına aldılar. FETÖ ile hiç bir bağım bulunmamakta, yurt dışına altın kaçırılmasıyla ilgili bir bilgim yok" dedi.
Sanık Ahmet İ. ise kendisinin de geçmiş dönemlerde kuyumculuk yaptığını, Mehmet Elden'in 2 dükkanının bulunduğunu ve kendisine yardımcı olması noktasında talebi olduğunu belirtti. Operasyonun gerçekleştiği tarihte Armutlu'daki devre mülküne gittiğini ve olayın ardından yoldan döndüğünü anlatan Ahmet İ., yurt dışına altın kaçırılmasıyla bir ilişkisinin olmadığını söyledi.
Mahkeme heyeti tanıkların dinledikten sonra verdikleri kısa bir aranın ardından 3 sanığı adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN AYRINTILAR
Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY'nin 'hurafeler' ile 'haber sitesi' üzerinden gizli bilgi, belge ve dosyaları ele geçirmesine dair ayrıntılar yer aldı. İddianamede, örgüte üyelik için herhangi bir kriterin olmadığı, her türlü etnik kökendeki kişinin, yapıya uzak gibi duran grupların, ateist, Yahudi ya da Hristiyanların da yapılanma içerisinde yer bulabileceği belirtildi. Örgüt mensuplarınca 'insanüstü bir varlık' olarak kabul edilen Gülen'in, FETÖ'yü ve kendini, devlet düzeninin üstünde gördüğü dile getirilen iddianamede, "Öyle ki, bu 'insanüstü varlığın' yarım bıraktığı yiyecek atığı veya suyu, içeceği bile olağanüstüdür. Örgüt üyeleri onun içtiği çay veya suyun artığını içmek için sıraya girer ve ona kutsiyet atfederler. O, Peygamberler, evliyalar ve diğer din büyükleriyle mana aleminde buluşan ve görüşen onlarla istişare eden bir kimsedir. Ev ve yurtlardaki dini olduğu söylenen sohbetlerde işlenen önemli temalardan biri budur. Bir kimse bu temaya iman etmediği müddetçe gerçek bir üye olamaz ya da onların ifadesiyle iman etmiş sayılmaz. Örgüt, üyelerine onu bir 'Mehdi', 'Mesih' veya 'Muhterem' olarak tanıtmaktadır" ifadelerine yer verildi.
Buna benzer hususların örgütün hızlı bir şekilde büyüyüp FETÖ elebaşına mutlak bir bağlılık duymasına vesile olduğuna işaret edilen iddianamede, "Çocuğu olmayan örgüt mensupları, sözde liderlerini görmek için ABD'ye gidip Pensilvanya'da kendisinden aldıkları 'okunmuş hurma'yı yiyerek çocuk beklemektedir. Söz konusu haletiruhiye, yüksek tahsil yapmış örgüt üye ve mensupları için de geçerlidir" değerlendirmesi de yer aldı. (DHA)