İzmir'deki "askeri casusluk" soruşturması kapsamında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasıyla açılan davada, 13'ü tutuklu 90 sanığın yargılanması sürdürüldü.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki oturumuna bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Tutuksuz sanık eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay "askeri casusluk" soruşturmasının 30 Eylül 2010'da İzmir İl Emniyet Müdürlüğüne gelen "fuhuş" ihbarıyla başladığını, soruşturmanın 2011'de "askeri casusluk" dosyasına dönüştüğünü, bu tarihlerde Sakarya Emniyet Müdürü olduğunu, İzmir'de göreve 21 Kasım 2011'de başladığını söyledi.
"Askeri casusluk" soruşturmasında yer alan bazı bürokratların hayat kadınlarıyla irtibatlı olduğunu ileri süren Bilkay, "Bu bürokratlar İçişleri Bakanlığında görevli müfettişlerdi. Benim hakkımda 'Ali Bilkay bu telekızlarla irtibata geçen müfettişleri deşifre etti ve bakanlığa isimlerini verdi' iddiası vardı. Gelen müfettişler kin almak amacıyla beni dosyaya dahil ettiler. 8 ay boşuna hapis yattım. Ben aslında benden önce başlayan soruşturmayı durdurmamakla suçlanıyorum." şeklinde savunma yaptı.
Bilkay, "FETÖ içerisinde olup, bağlılığı ve sadakati olan ancak bazı konuları sorgulayan ve zaafları olan" anlamına gelen B4 kategorisinde fişlendiğini belirterek, "Birileri beni zorla FETÖ'cü yapmaya çalışıyor. Benden FETÖ'cü çıkmaz. Hiç kimse yasal dayanağı olmayan yetki kullanamaz. Ben de yasal dayanağı olmayan yetki kullandığımı hatırlamıyorum. Benim soruşturmadan haberim yoktu. Neden bunlarla suçlandığımı anlamıyorum." dedi.
Duruşma savcısı, Bilkay'a "Bana demagoji yapıyorsunuz gibi geliyor. Emniyette yürütülen bir soruşturmadan müdürün neden haberi olmaz. Bir il emniyet müdürü, personelinin yürüttüğü soruşmadaki yanlışlıkları bilmez mi'" diye sordu.
Mahkeme Başkanı'nın "Soruşturma hakkında size bilgi verildiği, soruşturmanın sizin bilginiz dahilinde olduğu iddiası var." sözleri üzerine Bilkay şunları söyledi:
"Benim bu soruşturmadan operasyonun yapıldığı gün bilgim oldu. Bu dosyayla ilgili bana brifing verilmedi. Operasyona kadar verilmedi. Operasyondan sonra verildi. Hiçbir operasyon öncesinde bilgi istemedim. Bilgim de olmadı."
Duruşma savcısının "Bilginiz olsaydı müdahale eder miydiniz'" sorusuna Bilkay, "Etmezdim, savcı etmeliydi. Görevimi ihmal etmedim." yanıtını verdi.
Bilkay savunmasının devamında şunları kaydetti:
"Sülalemde ByLock yok. Ali Bilkay'ın sülalesinden cemaate yakın biri çıksın, her şeye razıyım. Devletin bu kadar nimetlerinden faydalanan bir adam 2 çakalın peşinden gidecek, mümkün değil. Hayatımda bir çay içmediğim insanlarla beni bir araya getiriyorlar. Bu örgütün ne sohbetlerine katıldım ne himmet verdim. Bu örgütle hayatımın hiçbir döneminde iletişimim olmadı. İzmir Emniyet Müdürü de bizim elemanımız diye kendilerine pay çıkarmak için beni kodlamış olabilirler. Benim hakkımda terör örgütü iltisakını geçin, 'sempati duyar' diyen bir kişiyi bile duyamazsınız. Beraatimi talep ediyorum."
Duruşmaya öğlen arası verildi.
Tutuksuz sanık Hanifi A, "askeri casusluk" soruşturması kapsamındaki ev aramalarında herhangi bir suç işlemediğini savunarak hakkındaki iddiaları reddetti.
Ev aramalarında bir kişiyi kamera çekmeyle görevlendirdiklerini dile getiren Hanifi A, şunları söyledi:
"Arkadaşımız kesintisiz yapmıştır. Ben de kesintisiz hiç kamera açısından çıkmadan görevimi yapmışımdır. Delillerin arama sırasında konulabilmesi iddiaları var, reddediyorum. Kamera açısında bulunan ben ve kamera açısında bulunmayan Ali Bekar'ın görüntüleri medyada yer aldı. Kişiliğimize saldırıdır. ByLock kullanmadım. ByLock tutanaklarında çelişkiler var. Kayıtlarda tutarsızlık var. ByLock'a bilirkişi incelemesi yapılması lazım."
Gizli tanık "Garson"un Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim ettiği fişleme listesinde SAY V (FETÖ mensubu olup zaafları olmayan, herşeyiyle kendini örgüte teslim etmiş, yöneticilik vasfı, grubu olan, sohbet hocalığı yapan polis memuru) kategorisinde yer aldığını belirten Hanifi A, fişleme listesini kabul etmediğini ve listede çelişkiler olduğunu savundu.
Mahkeme heyeti duruşmanın yarın devam edilmesini kararlaştırdı.
Dava ve iddianame
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan soruşturmada, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı.
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda Şubat 2016'da tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.
Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada ise 25 şüpheli tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
Dava dosyasındaki sanık sayısı, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya'ya kurulduğu iddia edilen kumpas davasının da birleştirilmesiyle önce 83'e, başka dosya nedeniyle de 91'e yükselmişti.
Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in dosyasının ayrılmasıyla sanık sayısı 90'a düşmüştü. (AA)