İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde düzenlenen toplantıya İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi ile birlikte hastane sınıflarında görevli öğretmenler, Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) müdürleri, İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ve sorumlu hekimler katıldı.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi toplantıda yaptığı konuşmada, özel eğitim alması gereken tüm öğrencilerin hukukunun kendilerine emanet olduğunu söyleyerek çocukların gençliğe geçiş sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı olarak üstlendikleri sorumlulukların bilincinde olduklarını kaydetti. Yahşi, sağlık sorunları nedeniyle uzun süre hastanede kalan çocuklar için İl Sağlık Müdürlüğü ile koordineli olarak hastane sınıfları oluşturduklarını dile getirdi. İzmir'de tek bir öğrencinin dahi evinde kaderine mahkum olmadığını anlatan Yahşi, bu konuda çok hassas olduklarına dikkat çekerek, "Hiçbir anne ve babanın çaresizce hayatını sürdürmesini istemiyoruz. Bu anlamda RAM müdürlerimizin sayılarını arttırdık. İzmir'de engelli öğrencisi bulunan çevre ilçelerin de RAM'lara ulaşabilmesi için çalışıyoruz. Anaokullarının çoğalmasını istiyoruz. Bilimsel olarak verilere bakıldığında otistik bireylerin sayısında artış var. Kınık'ta işitme engelliler okuluna gittim. O çocukların hepsinin mutlu olduğunu hissettim. Tıbbın ilerlemesiyle bunların minimize olması isteğimizdir. Fakat otistiklerin çoğalması bizi üzüyor. Velilerin erkenden çocukları kaynaştırmaya yönlendirmesi için gerekli desteği veriyoruz" diye konuştu.
Üstün yetenekli çocuklar için Bilim ve Sanat Merkezlerinin (BİLSEM) sayısını da arttırdıklarını anlatan Yahşi, bütün çocukların eğitim haklarından geri kalmamaları için hastanelerdeki eğitimi de önemsediklerini dile getirdi. İzmir'de hastanelerde görevlendirilmek üzere norm kadro fazlası öğretmenler bulunduğunu belirten Müdür Yahşi şunları söyledi:
"Başvurular olursa eve öğretmen de gönderiyoruz. Çünkü yeteri kadar öğretmenimiz var. Raporu olduğu sürece çocuk evinde ya da hastanede eğitim alabilir. Alt yapımız var. Hastanelerdeki öğrencilerimize yönelik tüm personelimize teşekkür ederim. Hastanelerimizdeki öğrencilerimizin sayısı bugün 81. Bu sayının artmasını istemiyoruz ama varsa tüm çocuklarımıza gerekli eğitimi vermek zorundayız. Benim kapımı çalan ve yapılması gerekenlerin altını çizen eğitimcilerimize teşekkür ederim. Hastanelerde verilen tedavinin yanında ailenin taşıdığı endişeyi azaltmak önemli. Onlar çocuklarının geleceğiyle ilgili endişe yaşıyor. Bu kaygıları minimize edecek çalışmalar yapıyoruz."
KARNE ALIYOR, BAYRAMLARI KUTLUYORLAR
Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Yiğit de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Ege Üniversitesi Hastanesi, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, gerek onkoloji servisinde gerekse yanık tedavisi alan çocukların bazen sınıflarda bazen de odada yatağı başında eğitim aldığını belirtti. Ailelerin, çocuğun hastanede eğitim alması gerektiğini belirten bir rapor ile birlikte RAM'a başvurması gerektiğini anlatan Yiğit, "Bu öğrencilerimiz alması gereken eğitimi temel düzeyde alıyor. Muaf tutuldukları dersler var ama hastanede aldıkları eğitim sayesinde sınıf atlamaları mümkün. Çocuğun tedavisi devam ettiği sürece eğitim alabiliyor" dedi.
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 5 yıldır öğretmenlik yaptığını dile getiren Selma Akın ise şunları anlattı:
"Hastane sınıfımız Konak Mimar Sinan İlkokulu'na bağlı. Öğrencilerimiz arasında Diyarbakır, Uşak, Ağrı gibi farklı illerden gelenler var. Öğrencilerimizin önce İzmir'e sonra hastaneye uyumunu sağlıyoruz. Onların hem anneleri hem öğretmenleri hem psikologları hem oyun terapistleri oluyoruz. Her şekilde onların rahat etmeleri için mücadele ediyoruz. Çocukların diploma törenlerini, karne törenlerini yapıyoruz. Ulusal bayramları kutluyoruz. Çocuklar kemoterapi görüp şiirlerini okuyor. Veliler de sürecin içine çekiliyor. Okul ve sınıf ortamını hastaneye getiriyoruz." (DHA)