Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında 30 Ekim'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem, yıkıma yol açtı. 100’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği depremde, onlarca bina zarar gördü.
Yıkılan binaların dışında 'ağır', 'orta' ve 'hafif' seviye birçok yapıda hasar meydana geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) DAUM (Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yapılan incelemeler sonucu deprem sonrası zeminin yapısında da değişim gerçekleştiğini söyledi.
Prof. Dr. Sözbilir, zemin yapısındaki değişimi şöyle anlattı:
"Her büyük depremden, özellikle büyüklüğü 7.0'ye varan depremlerden sonra yer kabuğunun yüzeyinde farklı değişimler olur. Yanal yönde bir hareket olmuşsa mesela 1999 depreminden sonra 4,5 metre bir atım oluştu. Fayın üzerindeki 2 blok 1'i 4.5 metre öne, diğeri geriye gidiyor. Normal faylarda 30 Ekim'deki depremde ise düşey yönde bir hareket gerçekleşti. Yaklaşık 10 kilometre derinlikte bu harekette, 1,5 metre yer değiştirme oldu. Yüzeye ise 15 santimetre yansıdı. Samos Adası 15 santimetre yükseldi, bizim kıyılarımız Gümüldür ve Menderes tarafları bölge olarak 15 santimetre çökmüş oldu. Bizim yüksekliğimiz değişmiş oldu. Bu durum jeodezik yöntemlerle belirlendi" dedi.
Bölgede 4 binin üzerinde artçı depremin olduğunu belirten Prof. Dr. Sözbilir, "Bölgedeki artçı deprem hareketliliği sürüyor. Belli yerlerde depremlerde kümelenmeler olduğunu görüyoruz. Bu durum, ana faya komşu diğer fayların da tetiklendiğini gösteriyor. Denizin içindeki fayların tetiklendiğini görüyoruz. Karadaki faylarımız henüz bu depremden tetiklenme anlamında etkilenmedi" diye konuştu.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgedeki artçı depremlerin 1 yıl sürebileceğini de sözlerine ekledi. (DHA)