İZMİR - Anadolu Birliği Derneği, İzmir'deki sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katıldığı basın toplantısıyla son dönemlerdeki terör olayları ve koalisyonla ilgili açıklamalar yaptı. Suruç'ta insani yardım amaçlı bir araya gelen gençlere yapılan saldırıyı şiddetle kınadıklarını belirten Anadolu Birliği Derneği Başkanı Erhan Kahraman, ardından yaşanan süreçte Doğu ve Güneydoğu'da birçok ilde şehit düşen güvenlik güçlerinin kederli ailelerine, yakınlarına ve tüm halka başsağlığı diledi. Terör nedeniyle kaybedilen şehitler ve vatandaşların ardından yapılan kınamadan sonra hep sessizlik yaşandığını belirten Kahraman, "Bizler artık bu sessizliğe son vermek istiyoruz. Son olayı değil, ilk günden bu yana tüm terör kurbanlarının hatırlanmasını ve herkesin çözüm üretmek için yılardır geç kalındığını bilmesini istiyoruz. Maalesef terörü sonlandırmak için demokratik çözüm sürecini derinleştirmek, genişletmek yerine, salt askeri operasyon yapılarak çözüm aranması doğru değildir. Suruç'ta hain saldırıyı gerçekleştirenleri ve azmettirenleri, o bombanın oraya girmesini engelleyemeyenleri, ülkemizin özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleştirilen terör olaylarını gerçekleştirenleri, faillerini azmettirenleri, bu ülkede her türlü kin ve nefret söyleminde bulunanları, terörü çıkarlarına alet edenleri, kaos ve karmaşa ortamı yaratmaya çalışan odakları, lobileri, olayların arkasındaki tüm güçleri, şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz" dedi.
ORTAK DEKLARASYON YAYINLAMAMAYA TEPKİ
Son yaşanan terör olaylarının, kabullenme ölçülerini çoktan aştığını, karanlık bir tablonun ortaya çıktığını belirten Kahraman, bu olaylara karşın Meclis'te var olan siyasi partilerin ortak bir deklarasyon yayınlamamasının ise utanç verici olduğunu söyledi. Kahraman, "Toplumda karamsarlık, kaygı her gün artmaktadır. TBMM'yi oluşturan siyasi partilerin, olayları kendilerine göre yorumlamaları ve sadece kendi düşüncelerine ve çıkarlarına uygun söylemlerde bulunmaları, tam anlamıyla küresel güçlerin istediği gibi bir tablo sergilemeleri son derece acı ve üzüntü vermektedir. Siyasi partileren ortak akıl ile olaylar karşısında tek bir ses olmaları gerekirken, kendi siyasi geleceklerine ve seçim hesaplarına göre olayları yorumlayarak, gerek kendi tabanlarını gerekse tüm kamuoyunu siyasi gelecekleri uğruna yönlendirmeleri kabul edilebilir bir durum değildir.Terörün çözüleceği ve sonlandırılacağı yer sokaklar, dağlar değil , Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Son seçimlerde halkımız bunun için 550 milletvekilini görevlendirmiştir. Halkımız, siyasi görüşlere göre sayısal dağılımını yapmış ve ortak akıl ile çözüm aranması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir" diye konuştu.
"MİLLETİN VEKİLLERİ SİYASİ İHTİRASLARINDAN KURTULMALI"
7 Haziran'dan sonra ortaya çıkan meclis tablosu ile iki ay içinde hem sınırlarımızda hem de ülkemiz içinde terörün bir anda hız kazanmasının son derece düşündürücü bir tablo olduğunu belirten Kahraman, "Acaba, seçim sonucu oluşan tablo farklı olsaydı, terör olayları bu kadar hız kazanır mıyd? Barış süreci bir anda adını terör süreci olarak değiştirir miyd? Seçilerek gelen siyasi partiler, ortada duran terör gerçeği için sadece kınama mesajı yayınlamak yerine, çözüm için çalışırlar mıyd? Tüm siyasi partilerimizi artık kınama yazısı yazan değil, birbirlerini suçlayan değil, kendi görüşlerine yandaş bulmaya çalışan değil, cenazelerde baş sağlığı dileyen değil; tek bir ses, tek bir akıl ile teröre karşı birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Birlikte hareket ettiklerinde çözüm üretebileceklerine inanıyoruz. Ancak bunu yapabilmeleri için milletin vekillerinin; milletin aslı gibi düşünmeleri, siyasi ihtiraslarından kurtulmaları, terörün bitirilmesi gerektiğine inanmaları gerekmektedir" dedi.
MECLİSTEKİ PARTİLER AKIL TUTULMASI İÇİNDE
Kahraman, 7 Haziran seçimlerinin üzerinde iki ay geçmesine karşın seçim sonucuna göre çıkan tabloya bakıldığında milletin tek başına yönetim onayı vermediği bir hükümetin halen görev başında olduğunu söyledi. Mecliste'ki siyasi partilerin bir akıl tutulması içinde bu süreci sorgulayan hiçbir söz sarf etmediğini, hükümet kurma sürecinin hızlanması için hiçbir çaba göstermediğini belirten Kahraman şöyle devam etti:
"Bugün ortada olan terör gerçeği ile öncelikle kendilerinin mücadele etmesi gerektiğini unutmuş görünen 550 milletvekilimize sesleniyoruz. Gerçeği kabul ederek, bu gerçekle mücadele etmesi gereken öncelikli kişilerin kendileri olduğunu, bunun için seçildiklerini, millet tarafından bunun için görevlendirildiklerini bilmelerini, anlamalarını istiyoruz. 550 vekilimiz bilmeliler ki, bu milletin asılları şu anda kan ağlıyor. 'Analar ağlamasın' diye başlayan barış sürecinin neden ve nasıl iki ayda terör sürecine geldiğini kamuoyunu değerlendirmesine bırakıyoruz. Güne terör olayları ile değil barış, kardeşlikle başlamak istiyoruz."
7 HAZİRAN'A GÖRE HÜKÜMET KURULMASINI İSTEDİ
Erken seçim değil, 7 Haziran seçimelerinde milletin aslının verdiği karara göre, hükümetin bir an önce kurulmasını istediklerini belirten Kahraman, "Biz, sadece demokrasiyle TBMM'nin kararlarıyla huzur ve çözüm sürecinin tekrar hayata geçmesini istiyoruz. Ülkemizde dili, dini, mezhebi, ırkı, mesleği, yaşı, konumu, görevi ne olursa olsun hiçbir vatandaşımızın terör olaylarında ölmesini değil, sınırları içinde yaşayan tüm insanların kardeşçe yaşadığı bir Türkiye istiyoruz. Sorunsuz, komşuları ile barışık bir Türkiye istiyoruz. Coğrafik konumu itibari ile Ortadoğu'nun lideri, Avrupa'ya örnek bir Türkiye istiyoruz. Asıllar olarak inanarak 550 vekilimizi seçtik. Tüm bunları yapabileceklerine inanıyoruz. Artık onlarında asıllarına dönmesini istiyoruz. Vekillerimizin sadece liderlerinin değil, kendilerini seçen asılların da sözlerine kulak vermelerini istiyoruz. Biz, siyasal, ekonomik, sosyal bağımsızlığı olan özgür, demokratik bir Türkiye istiyoruz" dedi.
Anadolu Birliği Onursal Başkanı Koç Ali Al ise yaptığı konuşmada son yaşanan olayların ekonomideki boyutuna dikkat çekti. Koç Ali Al, "Bizim, serbest çalışanlar, yatırımcılar ve sivil toplum kuruluşları olarak şu an yüreğimiz kan ağlıyor. Zor durumdayız. Binlerce istihdam yapıyoruz. Ama insanımız siftah yapmadan evine gidiyor. Bu iş TBMM içinde çözülmelidir. Sokak meselesi değildir. Milyar dolarlarca yatırım yaptık. İnsanlar kan ağlıyor. Esnaf zor durumdadır. Turizm yüzde 13.6 azaldı. Hani 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde olacaktı? Kimse önümüze pembe kağıt ve hayal koymasın" dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
