Gaziemir Sarnıç Piknik Alanı'nda dün akşam düzenlenen 9. Balkan Şenliği'ne, CHP Balkan Masası üyesi ve Bursa Milletvekili Yüksel Özkan'ın yanı sıra CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Menderes Belediye Başkanvekili Erkan Özkan, BALGÖÇ Başkanı Abdürrahim Nursoy, CHP İzmir Balkan Masası sorumlusu Görkem Duman, Buca Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Balkan Masası sorumlusu Barış Özreçber ile yurttaşlar katıldı.
Halk oyunları gösterilerinin de yapıldığı şenlikte, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamını ileterek konuşmasına başlayan Yüksel Özkan, şunları söyledi:
"Pandemiden sonra tekrar coşku içindeyiz. Bu birlik ve beraberlik, sadece İzmir'e ve ülkemize değil, Balkanlar'a da bir mesajdır. Hak ve Özgürlükler Partimizin önünde büyük sınav var; 2 Ekim... Her zaman olduğu gibi Bulgaristan'da yaşayan, çifte vatandaşlığı bulunan yüz binleri bulan kardeşlerimiz tercihlerini kullanacak. 2 Ekim'den sonra Bulgaristan'daki siyasi belirsizlik ortadan kalkacaktır. Güçlü bir siyasi temsiliyet sonrası hükümette anahtar bir parti olacağından şüphemiz yok. Hep beraber bir hedef belirledik. Bu hedef, bize ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün siyasi vasiyetidir. Bu da Türk dünyasının birliği ve beraberliğidir. Buna ihtiyacımız var."
TUNÇ SOYER'E DESTEK VERDİ
İzmir'in kurtuluşunun 100. yılı kutlamalarındaki konuşması AK Parti yöneticileri tarafından eleştirilen Tunç Soyer'e destek veren Yüksel Özkan, konuşmasına şöyle devam etti:
"İzmir'in kurtuluşunun 100. yılını coşkuyla kutladık. Kentlerin kurtuluşunun kutlanmasının doğru olmadığını, 'İzmir'in kurtuluşunda kurşun mu sıkıldı' diyen bir şahsiyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yaptık. Yetmedi, yıllardır Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e küfreden, 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyen tarihçinin ayağına gittik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Diyanet'in başkanı, bu zatı ziyaret etti. Ölümünden sonra utanmadan şehit kanlarıyla sulanmış al bayrağımızı tabutuna sardık. Bu zihniyeti kınıyorum. Çünkü biz, Balkan camiası olarak her zaman çift mavi gözün bize çizdiği yolda yürüdük, yürümeye de devam edeceğiz. Emanet ettiği Cumhuriyet’i ne pahasına olursa olsun korumaya devam edeceğiz. Çanakkale Zaferi'nde yüz binlerce şehit verdik. 'Çanakkale geçilmez' dedik. Ne yazık ki daha sonra İstanbul işgal edildi. İşgal güçlerinin gemileri Dolmabahçe'nin karşısına demir attığında buna sessiz kalan çevreler ve Osmanlı Bandosu, kendisini Fatih Sultan Mehmet zanneden Fransız generaline selam verdi. Atı ürktü diye 'Sus' diyen bu zat, Osmanlı Bandosu'nu susturdu. Bu çevreler, delalet ve gaflet içinde değil miydi? Hıyanet içinde değil miydi? İzmir'in kurtuluşunun 100. yıl kutlamalarında Büyükşehir Belediye Başkanı’mızın sözlerini çarpıtıp bundan siyasi rant umanlar boşuna uğraşmasın. Boşuna sosyal medyada trolleri ile kampanya düzenlemesin. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, büyük bir öfke içinde o gemilerin arasından geçerken yaverine der ki 'Biz Çanakkale'de yüz binlerce şehidi bunun için mi verdik, geldikleri gibi gidecekler’. Evet, geldikleri gibi gittiler. Koşarak, kaçarak gittiler.
"ATATÜRK EN BÜYÜK HEMŞERİMİZ"
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Bursa işgal edildiğinde kürsüye siyah bir örtü koyar. Bursa işgali ortadan kalkana kadar bu örtü ortadan kalkmaz. Bize siyasi vasiyeti olan, emaneti olan Cumhuriyet’imizin tüm değerlerine yıllardır sahip çıktık. Osmanlı cephelerinde birçok yerde savaşmış, Kurtuluş Savaşı'nda mücadele vermiş İsmail Çavuş'un torunu olarak sizlere sesleniyorum. 'Atatürk bir Osmanlı subayı değil miydi' diyorlar. Evet, Osmanlı subayıydı. Her cephede savaştı. Yok olmuş Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden modern bir Türkiye Cumhuriyeti kurdu. Saygın ve tüm dünyanın kabul ettiği lider Mustafa Kemal Atatürk, en büyük hemşerimiz. Onun bıraktığı mirasa sahip çıkacağımıza, Balkan camiası olarak yemin ettik, yemin ediyoruz."
"BU ŞENLİKLER NİCE OLSUN"
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır ise şunları söyledi:
"Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ‘Muhacirler, kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır’ der. Aziz hatıralara saygı duymak, dayanışmak, bir olmak ve geleceğe o dayanışma ruhuyla yol yürümek hepimizin asli görevi. Bu şenlik sadece Bulgaristan göçmenlerinin katılımı değil, o coğrafyadan gelen herkesin olduğu bir şölen. Ekmeğimizi, lokmamızı, tuzumuzu, muhabbetimizi paylaştığımız, hepsinden önemlisi kardeşliğimizi, dayanışmamızı güçlendirdiğimiz bu şenlikler nice olsun."