TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Türkiye yaklaşık 2 yıldır koronavirüs salgınıyla mücadele ederken vaka sayılarında istikrarlı bir düşüş hala sağlanamadı.
Sağlıkçılar ve uzmanlar pandemiden çıkışta en önemli anahtarın aşılama olduğuna işaret ederken tüm aşılama çağrılarına rağmen son dönemlerde dünyada ve Türkiye’de aşı karşıtı hareket kendini göstermeye başladı.
Öte yandan; aşı karşıtlarının oluşturduğu 'Büyük Uyanış Hareketi', İstanbul ve Ankara'nın ardından İzmir'de de miting düzenledi.
Gündoğdu Meydanı’nda yapılması planlanırken Valilik kararı ile Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitinge katılımın çok olmaması ise dikkat çekti.
Aşı karşıtları, çeşitli dövizler taşıyarak aşı olmayacaklarını dile getirdi. Yoğunluğun yaşanmadığı mitingde maskesiz vatandaşlar da dikkat çekti. Polis kontrol noktasında bulundurulan maskeleri takmayan aşı karşıtları, mesafe kuralını da hiçe saydı.
“SONRA AŞI OLUN YOKSA ÖLECEKSİNİZ DENDİ”
Mitingin açılış konuşmasını yapan yazar Hamza Yardımcıoğlu, pandeminin ya da salgının olmadığını, yaşanılanların 2. Dünya Savaşı’nın artçıları olduğunu ifade etti ve “2. Dünya savaşından sonra yeni bir dünya kurulmuştu ve 44 ülke toplanarak yeni bir döviz rezervi belirleyelim ve tekrar kıyımlar yaşanmasın. Ama soğuk savaş başladı Bütün bu kıyımlar yaşanırken ortak parayı yani doları basma yetkisi gizemli birilerinin eline verildi. Bizim emeklerimiz, varlıklarımız bu karşılıksız paralarla satın alındı. 1971’de bu süreç tamamen boyut atladı. Bu sürç 2021 yılında çökecekti yani 50 yılık bir ömrü vardı. Bu süre, jübile süresiydi. Öncesinde de biz biliyorduk ki para sistemi 2020’nin mart ayında çökecekti. Ama aynı zamanda eş zamanlı olarak bir baktık pandemi diye bir ilan edildi ve herkes korkutulmaya başlandı. Denildi ki bu ekonomik yıkımın sebebi virüstür. Bu bir yaladı. Daha fazla karılıksız para basmaya ve bizi daha da çok borçlandırmaya başladılar. Bunun sağlıkla ilgisi yok, arkasında koskocaman bir sistem var. Bu virüs ortaya çıkınca insanlar sormaya başladı Sordukça yeni sorular ortaya çıktı ve şu anda bize bütün bu politikaları dayatan görünmez canavarların kurduğu sistemin nasıl çalıştığı öğrenmeye başladılar bu bir uyanışa vesile oldu. Kendi tuzaklarına kendilerinin düşeceği ilk adımdı bu. Daha sonra aşı olun yoksa öleceksiniz dendi. Ama bu yeterli değildi” dedi.
“TBMM’NİN İRADESİ TESLİM EDİLDİ”
Paris İklim Anlaşması’na da değinen Yardımcıoğlu, bu anlaşmayla birlikte Türkiye’nin küresel güçlerin boyundurluğu altına girdiğini ifade etti ve “Dediler ki başka büyük bir krizimiz daha var. O da küresel ısınmadır. Dünyanın sonu geliyor, insan kaynaklı bir küresel ısınma var öyleyse biz bunu kaynağına yani insana gitmeli ve yeni bir insan modeli yaratmalıyız dediler. Yeni dünya kuracağız diyorlar. Büyün bunların hesapları belli. İklim krizi ve pandemi gibi küresel sorunlar küresel bir iradeyi gerektirir dediler. Yine bunun için kendi lobileri olan Dünya sağlık Örgütü… Bize pandemi diye yutturdukları sürecin daha büyüğü geliyor. İklim Krizi… Paris İklim Anlaşması diye bir anlaşmayı getirip imza attırdılar Bizim adımıza bu imzayı atan beyefendiler, kendi liderlerinin şakşakçılığını yapan, emme basma tulumba gibi elini indirip kaldıran, tamamen partilerini temsil eden adamlar… Paris İklim anlaşması TBMM’den geçti ve bu Türkiye tarihinde bir utanç kaynağıdır. O anlaşmayla ne oldu biliyor musunuz? Küresel İklim Komisyonu’nun tarı, endüstri, yapılaşma, sosyal politikalarla ilgili her türlü dayatmaların anayasamızın da üstünde bir hükmü olacak. Yani TBMM’nin iradesi teslim edildi. Öyle çirkin bir şey var ki burada… Muhalefet ve iktidar bu konuda fikir birliği yapıyor. Bu artık bizim irademizi temsil etmeyen, meşruiyetini kaybetmiş bir yapı var karşımızda. Artık bunlardan bir beklentimiz yok. Biz halk olarak burada toplanık ve bütün dünyada bu toplantılar yapılıyor. Ama bunu bizden gizliyorlar. Ey milletvekili sıfatlı arkadaşlar, sizler liderlerinizin şakşakçıları ve küresel liderlerin önünde boyun bükenlersiniz. Onurlu durmadınız. Ama bu durum değişecek. Yarın, tarih sizi utanç vesilesi belki hainler olarak yazacak. Ama burada olan sizler… Hepiniz tarihe altın harflerle yazılacaksınız” diye konuştu.
“KÜRESELCİLERE DİZ ÇÖKTÜNÜZ”
Aşılma hareketinin de dünyadaki insanların bilgilerini dijital bir veri tabanında toplanma amacı taşıdığını belirtti ve “İnsan haklarını, akla mantığa ve hukuka aykırı bir şekilde ayaklar altına alıyorlar. Zorla aşılama. Bunun altında da farklı bir şey var. Bill Gates diye bir adam var ya sürekli çıkıp ‘Sizi aşılayacağız’ diyor. Arkasında o var. Onun bir programı var. Programın amacı dünyayı dijital para sistemine geçirmek ve bunun için dijital sağlık sistemiyle bir veri tabanı oluşturmak. 2016 yılında bu programlar yayınlanırken 2018 yılında Berlin’de bir toplantı yapılıyor. Katılımcılardan biri Gates, Angela Merkel ve dünyanın önde gelen insanları. O toplantıda konuşulan şey de şu: Bütün dünyayı nasıl aşılarız? Ortada daha pandemi falan yok. O toplantının açılış konuşmasını da o aşıları üretip bunun üzerinden miyarlarca dolar kazanan Uğur Şahin denen arkadaş oluyor. İşte bütün bunların arkasında büyük bir resim var. Yeni bir sistem kurgulandığı zaman bunun içerisinde merkezi yapı, ‘Sen bunu satın alabilirsin, bunu satın alamazsın’ diyebilecek. Yani sistemin ipini çektiği bir insan. Aşı olmayan öğrencileri okula sokmuyorlar. Bizim vergilerimizle ayakta duran okullara alınmıyorlar. Diyorlar ki PCR testi… Burnundan beynine kadar çubuk sokacağız. Böyle bir saygısızlık olabilir mi? Kanunlara aykırı, mantığa aykırı. Ama emin olun yöneticiler şu anda burayı izliyorlar. Buradan Fahrettin Efendiye seslenelim: Fahrettin bak görüyor musun burayı? Duyuyor musun? Yuh olsun hepinize. Halkınızı sattınız, küreselcilere boyun eğdiniz, diz çöktünüz. Ama teknolojik devrim öyle bir gelecek ki artık vekillerin olmadığı, asillerin karar verdiği bir döneme gireceğiz Evet bu kolay olmayacak, sancılı olacak ama dünya tarihi krizlerle krizlerden çıkışlarla doludur. Kimse korkmasın, güzel günler gelecek ve biz bunu göreceğiz. Bu toplantılar, bu güzel günlerin ateşleyicisi olacak” ifadelerini kullandı.
“ONLAR BİZDEN KORKACAK”
Son olarak miting alanının değiştirilmesinin altında da mitinge katılım oranını azaltmak olduğunu belirten Yarcımdıoğlu, “Kimse benim ağzıma o maske denen pis maskeyi zorla taktıramaz. Ne yöneticiler ne de diğerleri. Benim hizmetçim konumunda olanlar, benim vergilerimle geçinenler bunu yapamazlar. Protesto ettiğimiz şeylerden biri de HES kodu ve maske. Bu miting aslında Gündoğdu Meydanı’nda olacaktı. Orada zaten var olan bir kalabalığın da bize katılacağına inanıyorum. Orası daha merkezi bir yerdi. Sonra son dakikada değişiklik oluyor. Neden son dakika değişikliği oluyor? Katılım daha az olsun diye mi? Katılımın daha az olması için ellerinden gelenin yapılması gösteriyor ki birileri bizden çok korkuyor. Biz onlardan korkmayacağız. Onlar bizden korkacak” dedi.