EGEPOSTASI- Sağlık çalışanları özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda tasarının Meclis'e gelmesi için 26 Ocak'ta beyaz nöbete başlamıştı. Türk Tabipleri Birliği, gerekli yasal düzenlemelerin yapılıp sağlık çalışanlarına haklarının verilmemesi durumda ülke genelinde 8 Şubat'ta Beyaz GöREV eylemi yapacaklarını duyurmuştu.
Öte yandan; sağlık çalışanlarının çalışma koşullarında herhangi bir iyileştirme yapılmaması nedeniyle bugün yurt genelinde Beyaz GöREV etkinliği gerçekleştirildi.
İzmir Sağlık Platformunun çağrısıyla, İzmir’de de birçok hastanede eş zamanlı olarak tüm birimlerde gerçekleştirildi.
Görev etkinliği, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dokuz Eylül Tip Fakültesi Hastanesi, Ege Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesi, Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi, Dr. Suat Seren Göğüs Hastaliklari Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Eşrefpaşa Belediye Hastanesi, Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi, Gaziemir Devlet Hastanesi, Menemen Devlet Hastanesi ve Aile Sağlığı Merkezlerinde yapıldı.
Merkezi görev etkinliği ve basın açıklaması Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Siyasi Partiler Demokratik Kitle Örgütleri ve vatandaşların destek verdiği etkinlik büyük bir kitlesel katılımla coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi.
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan etkinlikte konuşma yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, ‘Sağlığı ticari bir sektör olarak gören sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık bir hak olmaktan çıkarılmış alınıp satılan bir meta haline getirilmiştir. Oluşturulan kar odaklı bir sağlık sistemi ile hekimlerin emeği ucuzlatılmış, çalışma koşulları kötüleştirilmiş, gelinen aşamada sağlığa erişimde giderek artan sorunlar ortaya çıkmış ve sağlık sistemi işlemez hale gelmiştir. Bu işlemeyen, sağlık sisteminin tüm yükünü ise sağlık çalışanları çekmekte, emeklerinin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenmektedirler. Hekimlerin özlük hakları, çalışma koşulları ve ekonomik durumlarıyla ilgili sorunları pandemi sürecinde daha da belirginleşmiştir. Giderek derinleşen ekonomik kriz hekimlerin ücretlerini eritmiş, açlık sınırında bir ücrete mahkûm etmiştir. Türkiye, 2020 verilerine göre uzman hekim maaşları sıralamasında OECD üye ülkeleri içinde sondan altıncı sırada; pratisyen hekim maaşlarında ise 17 ülke arasında 14'üncü sırada bulunmaktadır. Kışkırtılmış bir sağlık talebi yaratılmıştır. Sağlıkta nitelik değil nicelik ön planda tutularak performans sistemine göre hekimler daha çok çalışmaya mahkûm edilmişlerdir. Hekimler beş dakikada bir hasta bakmaya zorlanmaktadırlar. Hekimleri tüketen performans sistemi iş barışını da bozmaktadır. Olumsuz çalışma koşullarında uzamış mesailerde sağlık hizmeti veren hekimlerin sağlığı, güvenliği korunmamaktadır. Oysa işverenler çalışanlarının sağlığını güvenliğini korumak zorundadır. Sağlıkta şiddeti önlemek için etkin ve caydırıcı düzenlemeler hayata geçirilememiş, şiddet pandemi sürecinde de giderek artmıştır. Pandemi sürecinde yaşamlarını riske atarak sağlık hizmeti sunan sağlık çalışanları toplumun diğer kesimlerine göre çok yüksek oranda covid 19 enfeksiyonuna maruz kalmış 500’den fazla sağlık çalışanı Covid-19’a bağlı yaşamını kaybetmiştir. Ancak covid- 19 un illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılması yasalaştırılmamıştır. Yoğun emek gerektiren bu çalışma düzeni ve ekonomik sorunların yanı sıra liyakatsiz atamalar, yönetici mobbingleri, ceza yönetmelikleri KHK’lar ve soruşturmalar gibi antidemokratik uygulamalar ile hekimler giderek tükenmiştir. Bütün bu sebeplerle son dönemde hekimlerde artan istifa ve erken emekliliklerin yanı sıra genç hekimler yurt dışında hekimlik yapma başvuruları artış göstermektedir. Son 10 yılda yurtdışına göç eden hekim sayısı 24 kat artmıştır ve yalnızca geçtiğimiz ocak ayında 197 hekim Türk Tabipleri Birliği’ne yurtdışında çalışma belgesi için başvurmuştur. Bu durum ülkedeki mevcut hekim açığını giderek arttırmaktadır. Özel hekimlikten, işyeri hekimliğine, aile hekimlerinden, asistan hekimlere kadar her alanda ciddi sorunlar yaşanmakta işlemeyen sağlık sisteminin bütün yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yüklenmektedir. Daha iyi bir sağlık ortamı için, uzun süredir diğer sağlık emek meslek örgütleri ile birlikte sağlık alanında yaşanan bu olumsuz tabloya karşı mücadele ediyoruz. Ekim ayından beri artık yeter, “Emek Bizim Söz Bizim” eylem süreci başlattık; Bizlerin haklı talep ve görmezden gelinemeyen tepkileri sonucu Meclis’e apar topar bir yasa taslağı getirildi. Hekimlerin ve diş hekimlerin bir kısmının gelirlerinde düzenleme içeren ama onlar arasında dahi eşitsizlik yaratan ve tüm sağlık çalışanlarını kapsamayan tasarının geri çekilmesine karşı 15 Aralık’ta GöREV’deydik. Ocak ayında görüşüleceği söylenmesine rağmen hâlâ görüşülmemesine itiraz ettik. 26 Ocak- 4 Şubat tarihleri arasında “Nöbet” tutarak tasarının kapsayıcılığı arttırılarak derhal Meclis’e getirilmesi talep ettik. 4 Şubat’ta Meclis önüne giderek taleplerimizi bir kez daha haykırdık.
Bugünde sesimize kulak asmayan, taleplerimizi görmezden gelenlere karşı bir kez daha uyarı G(ö)REV’indeyiz.
Taleplerimizi açık:
- İnsanca yaşayacağımız emekliliğe yansıyacak temel ücret, istiyoruz!
- Güvenli çalışma ortamları ve İnsanca çalışma koşulları istiyoruz!
- Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesini istiyoruz!
- Pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı istiyoruz!
- Personel eksikliğinin hızla kadrolu, güvenceli istihdam ile giderilmesini istiyoruz!
- Etkin ve caydırıcı “Sağlıkta Şiddet Yasası”nın bir an önce çıkarılmasını, sağlıkta şiddetin sona ermesini istiyoruz!
- COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmasını istiyoruz!
- Asistan hekimlerin asli işlerinin eğitimleri olduğunun unutulmamasını, ucuz emek sömürüsüne denk düşen uygulamalara son verilmesini istiyoruz!
- Özel sağlık kuruluşlarında ciro baskısına, taşeronlaştırmaya, güvencesiz çalışmaya son verilmesini istiyoruz!
- İşyeri hekimlerinin çalışma saatleri, atama ve ücretlendirmeleri konusunda tabip odalarının yetkili olmasını; iş ve gelir güvencesi, mesleki bağımsızlığının güvence altına alınmasını istiyoruz!
- Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelediği birinci basamak sağlık hizmetlerinin oluşturulması, Aile hekimliği ceza yönetmeliğinin iptal edilmesini istiyoruz!
- Liyakatsiz atamalar, soruşturmalar, mobbing, güvenlik soruşturmaları, KHK’ler ile dayatılan antidemokratik uygulamaların derhal bitirilmesini istiyoruz!
- Salgın koşulları gerekçe gösterilerek görev tanımlarımıza uymayan, sağlığımızı riske atan, angarya iş yükleyen görevlendirmelerin sonlandırılmasını istiyoruz!
- Sağlık piyasanın vahşi koşullarına terk edilemez! Toplumun geniş kesimlerinin sağlık hizmeti ihtiyacı da sağlık çalışanlarının özlük hakları da ancak toplumsal sağlık politikalarıyla teminat altına alınabilir. İş güvencemiz/gelir güvencemiz/mesleki bağımsızlığımız için kamusal sağlık sistemi istiyoruz!
- Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getirene bu çalışma yaşamının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin mensupları olarak hakkımızı gasp eden bu bozuk düzene karşı alternatifsiz değiliz. Bize dayatılan bu çalışma koşulları, bu sefalet ücretlerinin kader olmadığını biliyoruz. 14 Mart sağlık haftasına doğru giderken sağlık alanında büyük buluşmalar gerçekleştireceğiz. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda daha uzun süreli G(Ö)REV’e hazır bulunduğumuzu da buradan kamuoyuna bildirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÇALIŞMA KOŞULLARI ZOR, MAAŞLAR DÜŞÜK”
ANKA Haber Ajansı'na konuşan sağlık çalışanları da maaşlarında iyileştirme istedi. Geleceğiyle ilgili kaygıları olduğunu belirten bir asistan hekim, "Geleceğime sahip çıkabilmek için buradayım. Maaşlarda iyileştirme bekliyorum" dedi.
Bir başka sağlık çalışanı, "Eylemin amacı maaşların yanı sıra çalışma koşullarının iyileştirilmesi" diye konuştu. Başka bir asistan hekim ise "Çok yoğun çalışıyoruz. Maaşlarımızın düşüklüğünden rahatsızız. Ancak öncelikle çalışma şartlarımız ve sağlıkta şiddet yasası ile alakalı. Bu ekonomik durumda şartlardan rahatsızız" dedi.