Toplam 3 gün süren "Anti Emperyalist İşçiler Buluşması" başlıklı organizasyon kapsamında düzenlenen ve 50 bini aşkın işçinin katıldığı kitlesel yürüyüş ile başlayan, ardından başta Balkan ülkeleri olmak üzere Avrupa'nın dört bir yanından sendika temsilcilerinin katıldığı panelde Türkiye'yi TÜRK-İŞ Toley-İs Sendikası temsil etti.
SELANİK'TEN DÜNYAYA SESLENDİ
Yürüyüş sonrasında düzenlenen panelde dünya çapındaki yaklaşık 500 sendika temsilcisine seslenen TÜRK-İŞ Toley-İs Sendikası İzmir İl Temsilcisi Fahri Kaya, programda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: "Başhaydut ABD Emperyalizminin özellikle Ortadoğu’da kan kusturduğu bu günlerde düzenlenen bu toplantının halkların kurtuluş mücadelesinin önünü açacağına inanıyoruz. Hiçbir şey insanları aynı dava uğruna mücadele etmek kadar yakınlaştıramaz, yoldaşlaştıramaz. Biz de burada işçi sınıfının emperyalizme karşı yürüttüğü uluslararası mücadeleyi yükseltmek adına bir araya geldik. ABD ve AB Emperyalizmi Ortadoğu’da halkları yıkıma götüren "Büyük Ortadoğu Projesi"ni uygulamakta tereddüt etmiyor. Irak’ta , Libya’da ve Suriye’de yaptıkları zulüm ve işkence ortada. Ama Suriye Halkı ve müttefiklerinin direnişi ile Suriye’yi kan gölüne çevirmesine rağmen başarılı olamadı. Kendi yarattıkları Ortaçağcı İrtica örgütü İŞID’e karşı savaşı bahane ederek Ortadoğu’daki üslerini genişletiyorlar ve sağlamlaştırıyorlar. ABD ve AB emperyalistleri ülkeleri ölüm tarlasına çevirmek için ve halkları birebirine kırdırmak için silah tekelleri daha çok para kazansın diye savaşları kışkırtıyorlar. Bu savaşlar en çok da işçi ve emekçi halkları etkiliyor. Bu nedenle bölgemizde ve tüm dünyada emperyalizme ve yerellerdeki işbirlikçilerine karşı işçi sınıfının tüm halkla dayanışmaya ve mücadeleye çağırıyoruz. Bu kanlı savaşların bitmesi ve halkların acılarının dindirilmesi emperyalistlerin yenilgisine bağlıdır. Onları ancak işçi sınıfının örgütlü gücü ve uluslararası birliği ile yenilgiye uğratabiliriz.
Ülkemizde Halklarımız işsizlik ve pahalılık cehenneminde yanarken, özgürlükler yok edilirken, işçi sınıfımızın örgütlenme, grev hakkı, kıdem tazminatı gibi kazanılmış hakları gasp edilirken, diğer yandan KHK'larla özel istihdam büroları, esnek çalışma, güvenceli esneklik, taşeronlaştırma gibi uygulamalarla para babalarının sömürülerine güç katılırken, kadına şiddet, çocuklara tecavüz en üst sınırda iken, doğa ve çevre katliamları yaşanırken, işçi sınıfımız güvensiz çalışmadan dolayı iş cinayetlerine ve katliamlarına kurban giderken, halklarımız bir de emperyalist savaşlara kurban ediliyor ve gençlerimiz, askerlerimiz genç yaşta yaşamlarını kaybediyorlar. Bizler, işçi sınıfımızın önderliğinde bu gidişe dur demek zorundayız. Kıyılarımıza vuran bebek cesetlerini ve mültecileri unutmadık. Bu da toplumumuzun bir yarasıdır. Sokaklarda dilenen, vücutlarını satan, kurtuluş diye denize açılıp denizde kaybolan ve ölen mülteciler bizim de sorunumuz. Bunların durdurulması için emperyalist savaşların durdurulması şarttır. Halklarımızın barış içinde bir arada yaşayacağı günleri yaratmanın yolu ülkelerdeki para babaları düzenlerini ortadan kaldırıp yerine halkın iktidarını kurmak zorundayız. Hepimize düşen görev budur. Emperyalistlerin Büyük Ortadoğu projesine karşı çıkmak, ölüm makineleri NATO ya karşı çıkmak , mevcut üslerin kapatılmasını istemek , emperyalistlerin her geçen gün artan işbirlikçi iktidarlarının ve işbirlikçi örgütlerinin silahlandırılmasına karşı çıkmak insanlık görevidir.Sizin topraklarınızda doğup emperyalizme karşı dünyada zafere ulaşan ilk kurtuluş mücadelesine önderlik ederek, mazlum dünya haklarına da örnek olan ülkemizin ulusal önderi Mustafa Kemal'in "Bağımsızlık benim karakterimdir" parolası, bugün emperyalist ablukaya karşı mücadelede tüm milletlerin ortak parolası olmalıdır.
İnsanlığın kurtuluşu davasına hayatını adayan önderlerimizden Che'nin de bir sözünü sizlere hatırlatmak isterim. "Emperyalizm insan soyunun en büyük düşmanıdır. Bu düşmana karşı Marks'ın "dünyanın bütün işçileri birleşin" sözünü aklımızdan çıkartmamalıyız. Emperyalistler, siyasal, askeri, ekonomik alanlarda sömürü aracı olarak kullandıkları örgütleri ve yerellerdeki işbirlikçileriyle nasıl örgütlü bir şekilde dünya işçi sınıfı hareketini yok etmek ve hakları zincire vurmak için çalışıyorlarsa, bizler de daha örgütlü bir şekilde dünya işçi sınıfı hareketini büyütüp halkları zincirlerinden kurtarmak için mücadele etmeliyiz. Biz anti emperyalist işçiler, yurtseverler bir araya gelir ve örgütlenirsek bu ablukayı kırarız. Çünkü biz haklıyız. Sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyada kardeşçe yaşamak ve halklarımızı özgür ve eşit mutlu bir aile olarak yaşatmak hedefimizdir. Unutmayalım ki,
Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez. İşçi sınıfının zaferine olan inancımla hepinizi yürekten selamlıyor, başarılar diliyorum.
Türkiye'de hep kullandığım bir sloganla konuşmamı sonlandırmak istiyorum. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek."