KESK, Ankara Ulus’ta Atatürk Heykeli önünde artan enflasyona karşı TÜİK verileri üzerinden kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 30 artış yapılmasını protesto etti. “Rakamlar yalan, yoksulluk gerçek” yazılı pankart açan sendika üyeleri “Sadaka değil toplusözleşme”, “İnsanca yaşamak istemiyoruz” sloganları attı. Protestoya CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ile bazı meslek örgütleri ve dernekler de destek verdi. KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sacit Ünalmış, yaptığı ortak açıklamada şunları belirtti:
“İktidar, TÜİK ve yandaş konfederasyonun yarattığı girdap ile emekçiler karın tokluğu dahi diyemeyeceğimiz bir sefalet ücreti ile yaşamaya çalışmaktadır. Sahte rakamlar açıklayan TÜİK, iktidar ve yandaş sendika soframızdan bir ekmeğimizi ve bir kap yemeğimizi çalmıştır.
“YILLADIR ÜÇLÜ AYNI OYUNU OYNUYOR”
Yıllardır bu üçlü aynı oyunu oynuyor. Yandaş konfederasyon enflasyon altındaki oranların altına imza atıyor, TÜİK her altı ayda bir iktidarın ekonomi politikalarına uygun oranlar açıklayarak gerçek enflasyonu gizliyor ve iktidar TÜİK verilerine göre enflasyon farkını vererek lütfedercesine artış oranı açıklıyor. Oysa her zaman altını çizdiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı ‘sıfır’ zam demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir. Buna rağmen yandaş konfederasyonun yetkilileri avuçlarını patlatırcasına iktidarı alkışlıyor, en ufak bir ahlaki duyarlılık göstermeden ‘başardık başardık’ diye ortalıkta geziyor.
20 yıl önce asgari ücretin 2 katını geçen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün geldiğimiz noktada asgari ücretin altına inmiştir. Asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı ise bugün asgari ücretin sadece 500 TL üzerindedir. Sadece bir yıl önce yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün yoksulluk sınırının üçte birine kadar inmiştir.
“CUMHURBAŞKANININ MÜJDESİNİN KARŞILIĞI YOKTUR”
İktidar büyük bir gürültüyle kamu emekçilerinin ve emeklilerin 2023 Ocak maaşlarının yüzde 25 artırılacağını açıkladı. Büyük tepki üzerine daha 24 saat geçmeden artış yüzde 30 olarak revize edildi. Sanki yüzde 25’i söyleyen muhalefetmiş gibi kendileri çalıp kendileri oynadı. İbretlik bir iktidar ve yandaş sendikacılık ile karşı karşıyayız. 6,5 milyon kamu emekçisi ve emekli, yandaş konfederasyonların ve iktidarın sahte enflasyon rakamlarını bir kuruş aşmayan TİS mutabakatlarının bedelini yıllardır ödemeye devam etmektedir. İktidarın açıklamalarının, Cumhurbaşkanı’nın sahte TÜİK rakamlarının üzerine birkaç puan koymaktan ibaret ‘müjdesinin’ yaşadığımız gerçek enflasyon ve alım gücünün korkunç erimesinin karşısında hiçbir karşılığı yoktur.”
KAMU EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİNİ AÇIKLADI
Ünalmış kamu emekçilerinin taleplerini ise şöyle sıraladı:
- “Öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmasını;
- İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret için en düşük kamu emekçisinin maaşına eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını;
- Tüm vergi yükünü ücretlilerin omuzlarına yıkan, her yıl daha da büyüyen gelir vergisi adaletsizliğine derhal son verilmesini, gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz."
SÖZLEŞMELİ TEKLİFİNİ HATIRLATTI VE SORDU: KADROLU ÇALIŞMANIN VARLIĞINI ORTADAN KALDIRAN KİM?
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaplan Yeşil ise kamu emekçilerinin maaş artış oranları açılanmadan önce enflasyonun düşük gösterilmeye çalışıldığını ifade ederek, şunları belirtti:
“Her aralık ayı sonunda ocak ayı başında kamu emekçilerinin maaş artışı açıklanacağında ne hikmetse marketlerde elimizi yakan o enflasyon, gıda zam oranları, doğalgaz zamları birdenbire aşağı çekilebiliyor. Kamu emekçileri bunlara artık çok tok. Sadece bununla bitmiyor. Devasa hale gelen sorunlarımız, bir yardan bizler bu yoksulluk sefalet zamlarına maruz bırakılırken, öte yandan kamudaki özelleştirme politikaları ve kamunun tasfiyesi ile devasa hale gelen güvencesiz çalışma modelini bizlere dayatıyor. Pazartesi günü AKP’li milletvekillerinin imzası ile Meclis’e bir yasa teklifi gelecek. Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı’nın, yandaş konfederasyonunun şölene çevirdiği sözleşmelilerin kadroya geçme etkinliği ile ilgili bir düzenleme geliyor Meclis’e. Şimdi soruyoruz, kamuda güvenceli ve kadrolu çalışmanın varlığını ortadan kaldıran kim? Kamuya liyakate dayalı olmayan atamaları sözleşmeli, taşeron, ücretli, 4C’li, 6D’li gibi farklı istihdam biçimlerini neredeyse temel istihdam biçimine çeviren hangi iktidarın ekonomik politikaları?”