POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

DİSK Ege Bölge Temsilciliğini ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi 1’inci Bölge Milletvekili aday adayı Kadir Sinan Türkiye’nin baskıcı bir yönetim ile idare edildiğini ve vatandaşın bu baskı altında nefes alamaz hale geldiğini ifade ederek, “Hepimizin nefes almasının koşulu bu ceberut yapıyı yıkmaktan geçer. Bunun için gelin Cumhuriyet Halk Partisi’nde birleşelim” dedi. Kadir Sinan DİSK'i ziyaret etti

Aday adaylığı için resmi başvuru yaptıktan sonra da çalışmalarına ara vermeden devam eden Cumhuriyet Halk Partisi 1’inci Bölge Milletvekili aday adayı Kadir Sinan, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’yı ziyaret etti. DİSK’e bağlı sendika şube başkanlarının da bulunduğu ziyarette ülkenin durumuna değinen Sinan, Türkiye’nin baskıcı bir yönetim ile idare edildiğini ve vatandaşın bu baskı altında nefes alamaz hale geldiğini belirterek şunları söyledi;

“Bir Cumhurbaşkanı düşünün koltuğunda üç tane karpuz taşıyor. Partinin genel başkanlığını bırakmıyor, Başbakanlığı bırakmıyor, Cumhurbaşkanlığı da yapıyor. Nerede yapıyor kaçak sarayda yapıyor. Kuvvetler ayrılığı kalmamış, Parlamento ve hükümet adamın iki dudağı arasında. Yargıyı alabildiğince değiştirdi. Kapatmak istedikleri zapt edemedikleri bir tek parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu ceberut yapı demokrasinin bütün kurallarıyla bütün kurumlarıyla ilgili hiçbirimize nefes alma hakkı tanımıyor. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras direnme gücü olmalı. Bu saat itibariyle herkes farklı bir cepheden bakacak ama bileceğiz ki hepimizin nefes almasının koşulu bu ceberut yapıyı yıkmaktan geçer. Bunun için gelin Cumhuriyet Halk Partisi’nde birleşelim.”

CHP Demokrasinin Kalesidir
Tüm eleştirilere rağmen Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülkede yaşananlara karşılık bir kale olduğunun da altını çizen Kadir Sinan; “Cumhuriyet Halk Partisi’ni eleştirelim, vuralım, yanlışlarını, doğrularını görelim. Ama tarihsel geçmişini de unutmayalım. 90 yıldır dünya siyasetinde tarihsel gelenektir, kendi içinde evrile evrile varlığını sürdüre bilen nadir siyasal yapılanmalardan bir tanesidir. Türkiye’nin kendi özgü kaynaklarına baktığımızda Cumhuriyet Halk Parti’sinde bu gerçek var. Partimizin gerçek sosyal demokrat parti olma noktasında talebi var. Genel başkanımızın toprak reformunun dinlendiriyor olması, toprak mülkiyetinin dağıtılmasının söylemesi, toprağın suyun kimin tarafından kullanılması konusunda çok devrimci bir söylem gerçeklendirmesi bunlar Cumhuriyet Halk Partisi’nin nerede duracağı konusunda değerdir. Cumhuriyet Halk partisi’nin eksikleri varm? Tabi ki var. Eksiklerini dillendirmelimiyi? Elbette dillendirmeliyiz ama bu eksiklikler bu eleştiriler karşısında öz eleştiri mekanizmasının gelişe bilmesi içinde bunu forse edebilecek bunu göğüsleyebilecek bunu anlayabilecek durumun varlığıyla ilgidir. Böyle bir grup ise ön seçimde çıkar” dedi.

Her adayın çalışması partimize yarayacaktır
Milletvekili olmak için aday adayı olan isimlerin çalışmalarının Cumhuriyet Halk Partisi’ne yarayacağını da ifade eden Kadir Sinan ön seçime de vurgu yaparak şunları dile getirdi;

“Bizim 1’inci bölgede 75 adayımız var, 75 adayımızın her biri 5 bin kişinin elini sıksa buda partimiz için büyük bir potansiyeldir. Eşit şekilde tüm aday arkadaşlarımın yarışması son derece önemlidir. Bunun siyasetin kalitesinin yükselmesi açısından sivil toplum örgütleri tarafından da desteklenmesi gerekir. Ön seçimin Türk siyaseti için çok önemli bir kilometre taşı olduğuna inanıyorum. Hem bizi hem Türk siyasetini geliştirecektir diye düşünüyorum.

İki dudak arasında oluşmuş bir vekalet süreciyle örgütün gücüyle elde edilmiş bir vekalet sürecinin çok farklı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Maalesef daha önce Ankara’da adaylar türetildi ama şimdi öyle değil. Üyeler kendi içinde çıkmış milletvekillerini meclise gönderecek.”

Çözüm Süreci anlayışımız farklı
Türkiye Cumhuriyeti’nin bu coğrafyada devlet olma geleneğine sahip olduğunu ifade eden Sinan son olarak ulusal kurtuluş mücadelesi ile demokratik bir devlet geleneği kurmayı ve bu geleneği devam ettirmeye çalıştığını söyledi. Bu becerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin karnesinde önemli bir artı olduğunu da dile getiren Kadir Sinan şöyle devam etti;
“Biz 1961’de gerekçesi ne olursa olsun çok çağdaş bir anayasa yazabilmiş ve onu hayata geçirmiş bir ülkeyiz. Maalesef böyle bir anayasayı 12 Eylül faşizmi ile birlikte ortadan kaldırdık. Bizim bu demokrasiyi geliştirmek için bir arada olmaktan başka çaremiz yok. Demokrasi olmasa barış olmaz, barış olmasa demokrasi olmaz. Kürt siyaseti açısından söylüyorum; bu ülkede barışı gerçekleştiren insanların bir bölümü MİT’in kucağında, bir bölümü de ağalık sevdası peşinde. Önemli bir bölümü toprak reformunu dile getirmek bile istemiyor. Bazı isimler ise devrimci gençliğini terk etmiş ama devrimci siyasetin üstüne oturarak karşımızda faşizmin kurallarını yazan AKP ile bu ülkede barışı kurduklarını iddia ediyorlar. Böyle bir şey olamaz. Annesi Kürt babası Türk biri olarak bu gelişmeler beni forse etmiyor. Demokrasi dilini geliştirme konusunda benim endişelerim var. Orada Kürtlerin adına demokratik gelişme olmaz, Türkler lehine de bir demokrasi anlayışı çıkmaz. Benim Kürtler adına barış istemem ile AKP’nin barış istemesi arasında dağlar kadar fark vardır. Uludere’de bu ceberut anlayışın kendi halkını bombalaması konusunda benim bir kanaatim var. Kendi halkını bombalayanın o halk için barış getiremeyeceğini artık herkesin anlaması lazım.”

Sarı; “Sizin gibi devrimci ruhta olanları mecliste görmek isteriz”
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, Kadir Sinan ile birçok konuda hemfikir olduklarını belirterek, “Sizin gibi devrimci ruhta olanları mecliste görmek isteriz. Biz Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak devrimci adayları destekleyeceğiz” dedi.