Karabağ'dan Engin'e sitem ve mesaj!
“Bayraklı’yı Sünni yobazlara teslim etmeyeceğiz” sözleri nedeni ile son günlerde sıkça eleştiri alan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, bir kez daha sözlerinin arkasında olduğunu hatırlatarak, kendisi aleyhinde açıklamalar yapan CHP İl Başkanı Ali Engin’i hedef aldı. Karabağ, Engin’in sözlerinin yanlış olduğunu belirterek, “Ben Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi’nde büyüdüm. Atatürk’ün CHP’sinde bir partili belediye başkanı basında eleştirilmez. Bir basın mensubunun karşısında bülbül kesilmek ve kendi başkanını eleştirmek solcu bir davranış değildir. Sosyal demokrat bir davranış değildir” dedi.
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ-Sözlerinin başında Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendiren Başkan Karabağ, hükümeti eleştirerek, “Bugünlerde Türkiye’de yaşananlar ve son günlerde Bayraklı’da speküle edilen konular ile 2 Temmuz Madımak olaylarının yıldönümünün örtüşmesi aslında anlamlı bir çakışma oldu. Türkiye’de 12 Eylül 1980 ihtilalı ile birlikte yeşeren ve proje haline gelen “Büyük Ortadoğu Projesi”nin mimari aslında Amerika’dır. Bugün ABD’nin bu projesinde eş başkanlık yaptığını başbakan kendisi de bizzat dile getirmiştir. Bu proje nedi? Bu proje, 12 Eylül 1980 ihtilaliyle yoksullaşan halk kitlelerini önce kaymakamlık yardımı ile devlete bağlamak ve ondan sonra inançlarını kullanarak sömürmek ve din eksenli fakir bir halk kitlesi, seçmen kitlesi yaratma çabasıdır. 10 yıllık AK Parti iktidarını da sandıktan çıkartan güç budur. Yani bizim 10 milyon yeşil kartlı insanımız, eşleri ile birlikte toplam 20 milyon insanımız Başbakanlık’tan beslenmekte, yeşil kartla yardım almakta ve bugünlerde dağıtımı başlayan kömürlerle kandırılmaktadır. Bu vesile ile devlete yani kaymakamlığa bağlı, mevcut iktidara inanan otomatik bir seçmen kitlesi yaratılmıştır. Uzun süredir benim konuşmalarımı takip edenler, seçim yolu ile mevcut iktidarın değiştirilmesinin önünün kapatıldığını sözlerimden anlamışlardır. İşte bu noktada bu açmazı gören, aslında küçümsediğimiz ve fark etmediğimiz o 90 gençliği içlerindeki Atatürk ve cumhuriyet sevdasını dışa vurmuştur. Gelinen nokta bu anlamda sevindiricidir. Hakkını arayan ve Atatürk’ün emanet ettiği cumhuriyeti koruyan bu halk kitlesi bizi umutlandırmıştır.Onlar, bizim kuşağımızın hatalarını kapatan bir tablo yaratmışlardır” dedi.
“NEDEN GERÇEKLERLE YÜZLEŞMİYORUZ'”
“Sözlerimin altını bir kez daha çiziyorum” diyerek konuşmasına devam eden Başkan Karabağ, çok tartışılan “yobazlık” kavramı ile ilgili açıklamalarının arkasında olduğunu kaydederek şunları dile getirdi “Türkiye’de yobazlığın tanımını yobazlık yapanlar kendi orijinlerinde koymalıdır. Bayraklı’da, Madımak’ta, Menemen’de Kubilay’ın başının kesildiği noktada Sünni yobazlar vardır. Niye gerçeklerle yüzleşmiyoruz ve doğruları söylemekten çekiniyoru? Biz kast ettiğimiz Sünni yobazları tarif ediyoruz ve diyoruz ki, Menemen’de Kubilay’ın başını diri diri kesenler ve Madımak’ta 37 insanımızı canlı canlı yakanlar yobazdır diyoruz. Dünyada bir fikri, bir inancı, bir düşünceyi en kolay şekilde kötülemek, onu olumsuz ve kötü bir şekilde savunmak ve onu acemice yorumlamaktır. İslam dinine en büyük zararı verenler Kubilay’ın başını kesenler ve Madımak’ta o insanları canlı canlı yakanlardır. Aslında Müslümanlığa ve İslam’a en büyük zararı bu unsurlar vermektedir. Bunlar sapkındırlar, aşırıdırlar ve bunlar sınırların dışına çıkıp inançlara ihanet etmişlerdir. Bunu söylemekten hiçbir zaman çekinmedim. Bayraklı’da bu orijinli çalışmaların olduğunu tüm Türkiye biliyor. Onun için Başbakan, “Bayraklı’yı neden alamadık'” diyerek seçimlerden sonra hayıflanmıştır.”
“SAHTEKAR DEĞİLİZ”
AK Parti’nin aksine halka çıkar için yaklaşmadıklarını söyleyen Karabağ, “Bunların girdiği her noktaya yalansız, ve sahtekarca olmayan şekilde samimi duygularla girdik. Camilere ve cemaate sahip çıktık. Ama bunu da asla şov için, reklam için yapmadık. Asla takiye olsun diye yapmadık. Cami halkın girdiği yerdir, temizlenmelidir dedik. Ve o camilerde çalışmalarımız nedeni ile bize teşekkür yazısı asmak isteyenlere asla izin vermedik. Yani biz dini siyasette kullanan sahtekarlardan değiliz. Bizi cami cemaati de, dernekler de ve diğer unsurlar da biliyor. Dışarıdan söylenen her şeyin cevabını halkımız veriyor. Benim halkım ne söylemek istediğimi, neleri ve kimleri hedef aldığımı çok iyi biliyor” diye konuştu.
ENGİN’E SİTEM
Yaptığı konuşma nedeni ile kendisine gelen eleştirilerin haksız olduğunun dile getiren Başkan Karabağ, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’in kendisi hakkında söylediği sözler için de sitemde bulunarak, “AK Parti’de siyaset yapan unsurlarının, yaptığım konuşmalara balıklama dalan o siyasetçileri, içimizdeki unsurları daha sağlıklı ve itidalli davranmaya davet ediyorum. Benim parti terbiyem, yetiştiğim sol dünya görüşü, kendi görüşünden olan birini basın yolu ile eleştirmeye izin vermez. Ben Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi’nde büyüdüm. Atatürk’ün CHP’sinde bir partili belediye başkanı basında eleştirilmez. Bir basın mensubunun karşısında bülbül kesilerek kendi başkanını eleştirmek solcu bir davranış değildir. Sosyal demokrat bir davranış değildir” şeklinde konuştu.
“BU MEVZİLERİ KORUMALIYIZ”
Belediyelerin iktidara giden yolda birer mevzi olduğunu vurgulayan Karabağ, “Unutmayın ki, bu AK Parti belasını başımıza getiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kaybıdır. İşte belediyeleri o yüzden doğru kullanmalıyız. Bu mevzilerin başındaki arkadaşları korumak lazımdır. Bu mevzileri doğru kullanmak lazımdır. Bu mevzilerin başındaki arkadaşlar korkmadan iktidara saldırmalıdır. Bu belediyelerin başındaki arkadaşların verilemeyecek hesabı yoksa, adam gibi çıkıp siyaset yapmalıdır. Belediye başkanları siyaseti yapacaktır. Eğer korkacak bir şeyleri varsa da susacaktır. Eğer korkusu yoksa çıkacaktır ve partisini, ülkesini savunacaktır. Benim için belediye başkanlığı bu hayatın en son hikayesi. Olsa da olur, olmasa da olur. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşamalıdır. BayraklI’da 23 Nisan’da, 19 Mayıs’ta törenlerin olmadığı noktada, Bayraklı Belediyesi vardır” diyerek önemli bir hatırlatmada bulundu.
“BAYRAKLI DÜŞERSE, İZMİR DÜŞER”
Sözlerine çarpıcı örneklerle devam eden Karabağ, “Biz olmasaydık ne olur”u benim partim, benim insanım, aynanın karşısına geçerek sorgulamalıdır. Ve İzmir’i zapt etmenin yolu siyaseten Bayraklı’dan geçer. Bayraklı düştüğü zaman, İzmir düşer. Ben illa ki belediye başkanı olacağım, ben illa ki milletvekili olacağım, hangi ilçede zafiyet varsa oraya giderim diyen anlayış, solcu bir anlayış, CHP’li bir anlayış değildir. Belediye başkanlıkları gelip geçidir, önemli olan adam olmaktır. Sivas’taki insan malzemesinin, Menemen’de Kubilay’ın başını kesen insan malzemesinin burada yaratılmasına engel olacağız. Benim söylemek istediğim de bu. Bunun en önemli adımı da önümüzdeki dönem belediyeyi kazanmak ile olur. Bir dönem daha CHP, aydınlık İzmir, Türkiye ve Bayraklı için gereklidir. Bayraklı İzmir’e yön verecek, İzmir de Türkiye’ye yön verecektir” dedi.