ERMAN ŞENTÜRK/HABER SEVİSİ- Yıllardır bölgenin koruma altına alınması için sayısız kampanyanın altına imza atan, uzun süren çalışmalar neticesinde Ankara'dan onayı alan Karaburun'da Enerji Bakanlığı'nın çevre ambargosu bitmek bilmiyor. Bakanlığın “Karaburun Yarımadası” Öneri Özel Çevre Koruma Bölgesi İnceleme ve İlan Gerekçe Raporu’na koymuş olduğu muhalefet şerhine tepkiler çığ gibi büyüyerek artarken, ilçe halkı, çevre örgütleri ve sivil toplum kuruşları adına Karaburun Kent Konseyi imzasıyla Enerji Bakanlığı'na yönelik kritik bir bildiri yayınlandı.
BAKAN YILDIZ'A SUNDULAR
Üst üste gelen izinler sonrasında adeta enerji tarlası haline dönen Karaburun'da halkın çevre isyanı mektuba dönüştü. İlçedeki vatandaşların sıkça dile getirdiği koruma talebine karşılık enerji yatırımlarına koşulsuz destek veren bakanlığın bu hamlesi büyük tepki toplarken, Karaburun halkı tek günlük ziyareti kapsamında kenti ziyaret eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a taleplerini mektupla sundu.
HERKES TAMAM DEDİ, BİR TEK ENERJİ BAKANLIĞI KABUL ETMEDİ
Bakan Yıldız'a ilettikleri mektupta bölgenin mevcut durumu ve karşı karşıya kaldığı çevresel tehlikeleri ileten Karaburun Kent Konseyi temsilcileri, hazırlanan bildiriyi kamuoyu ile paylaştı. Yaşam alanlarını RES istilasından korumak için hukuksal mücadele dahil her türlü demokratik yolla sürdüreceklerini vurgulayan ilçe halkı Bakan Yıldız'a şu sözlerle seslendi: "Bizler, dünyanın karşı karşıya olduğu küresel ısınma ve iklim değişikliği sorununun, ülkenin enerji ihtiyacının, bu çerçevede, yenilenebilir temiz enerji üretiminin öneminin bilincindeyiz. Sorun yenilebilir enerji kaynağı RES’lerin nerede, ne ölçüde, nasıl ve ne pahasına kurulduğudur. Karaburun Yarımadası’nda RES’ler, doğa/sosyal yaşam hiçe sayılarak, yörenin sürdürülebilir kalkınma potansiyeli yok edilerek kuruluyor. Yarımada, doğal yapısıyla, uluslararası ölçekte koruma altındaki nadir bitki ve hayvan varlığıyla ”sıfır yok oluş bölgesi içinde” ve ”başka yerde olmayanlar” sınıflandırmasında dünyanın önemli bölgeleri arasındadır. Karaburun Yarımadası, hala yaşatılmakta olan gelenek görenekleriyle, akılcıl yaklaşıldığında çok da değerli olan bir yerel kalkınma potansiyeliyle, kalan nadir bölgelerden biridir. Yarımada halkının, kalkınmanın, doğal varlıkların ve kültürel yapının korunarak sağlanması konusundaki ortak görüşüyle, Karaburun Belediyesi Meclis kararı olarak Nisan 2013’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilen raporla Yarımada’nın koruma-kullanma dengesinin gözetildiği, bütünsel bir yaklaşımla korunması talep edilmiştir."
KARABURUN HALKI NEDEN VETO EDİLİYOR'
Bölgeye kurulmakta olan enerji santrallerinin çevre ve ekosisteme darbe vurduğunun altını çizen Karaburun Kent Konseyi ayrıca şunları dile getirdi: "Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü: “…ekosistem ile biyolojik çeşitliliğin korunmasını ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından mutlaka Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan edilmesi gereken ulusal ve uluslararası açıdan önemli bir yarımada…” olarak tanımladığı Karaburun Yarımadası’nın, tüm karasal alanı ile çok önemli bir deniz alanının ÖÇKA (Özel Çevre Koruma Alanı) ilan edilmesi için İzmir “Karaburun Yarımadası Özel Çevre Koruma Bölgesi İnceleme ve İlan Gerekçe Raporu”nu Ağustos 2013’te hazırladı. Teklife, ilgili tüm Bakanlık/kurumlar (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) olumlu görüş vermiştir. Teklife yalnızca Bakanlığınız RES projeleri nedeniyle olumsuz görüş bildirmiştir. (Söz konusu Teklif Raporu ekte dikkatinize sunulmuştur.) Karaburun Yarımadası’nda RES’lere tahsis edilen alan, yüzölçümünün 2/3’sini aşmıştır. Tek bir firmaya (Lodos Karaburun Elektrik Üretim AŞ) tahsis edilen alan 252 km², yani Yarımadanın %61’idir. 81 türbinin kurulumu tamamlanmıştır. Verilen izinlerle ulaşılacak sayısı ise bunun 2 katıdır. Yarımada’nın her tarafına yerleştirilen rüzgar ölçüm direkleri ise yeni RES projelerinin planlanmakta olduğunun göstergesidir.
Karaburun Yarımadası’nın “Enerji Üretim Sahası”na dönüştürülmesi anlamına gelen bu tablo, daha şimdiden, hükümetinizin 2023 yılı hedefleriyle dahi açıklanamayacak kadar vahimden öte boyutlara ulaşmıştır. Türbinler Mordoğan’dan başlayarak Sarpıncık’a kadar, tüm yerleşimleri, köylerimizi, tüm canlı yaşam alanlarını kuşatıyor. Köylerin 150-200 m yakınına kadar kurulması planlanan türbinlerin gürültü, titreşim, elektro-manyetik alan ve gölgeleme etkisiyle sağlıklı yaşam hakkımız elimizden alınıyor. Kısıtlı tarım alanlarımız, otlak/mera alanları RES’lerin istilasına açılıyor, tahrip edilen doğayla birlikte turizm imkanı da yok ediliyor. Yarımada’nın değerli/nadir doğal bitki örtüsü ve yaban hayatı, koruma altındaki türler ölümcül bir tehdit altına alınıyor, Yaylaköy ile eski Sazak köyü çevresi bu tahribatın en canlı acı örnekleridir."
ÇEVRE İÇİN 7 ANA TALEP
Bölgede yeni RES'ler değil, çevre için özel önlemler alınmasını istediklerini vurgulayan ilçedeki vatandaşlar Bakan Taner Yıldız'a 7 ana başlık altında topladıkları taleplerini ise şöyle aktardı: "Bölgedeki, Çalık Grubu’na ait Sarpıncık RES Projesi de diğer projelerde olduğu gibi doğa, sosyal/ekonomik/kültürel yaşam hiçe sayılarak kurulmak isteniyor. Proje sahası, Sarpıncık ve Haseki köylerini tümüyle içine alarak (en yakın eve uzaklığı 280 m) tarım, mera alanları ve 1'inci Derece Doğal SİT üzerinde konumlanıyor. Tüm Karaburunlular, bizden sonraki kuşakların emaneti olan Yarımada’yı, onlara doğal değerleri korunarak ve biyolojik çeşitliliği bozulmadan kalkınmış bir örnek olarak bırakmak istiyoruz. Bu sorumluluk yalnız Karaburunluların değil, Türkiye’nin ve dünyanındır. Bölge için bu çok yoğun RES projeleriyle ilgili talebimiz , yeni RES yatırımlarına ve kapasite artışlarına izin verilmemesi, inşaatına başlanmamış RES projelerinin durdurulması, kurulu RES’lerin denetlenmesi, neden oldukları zararların asgariye indirilmesi ve tazmini için yerel aktörlerin de katılacağı bir sistemin oluşturulması, gürültü, titreşim, elektro-manyetik alan gibi olumsuz etkilerle insan sağlığını tehdit eden türbinlerin sökülmesi veya yerelin de bilgisine/kabulüne başvurularak belirlenecek yerlere taşınması, çevre kanunu ve yürürlükteki ÇED yönetmeliğinin ruhuna uygun olarak,“ÇED Gerekli Değildir" kararlarının iptali, kurulu RES’lerin insan sağlığı, kuş türleri, canlı yaşam habitatları üstündeki etkilerinin sürekli ve etkin bir şekilde denetlenmesini sağlayacak ve içinde yerelin de yer alacağı, ağır yaptırım yetkisine sahip mekanizmaların oluşturulması, doğa, çevre, insan sağlığı açısından RES yatırımlarının standartlarının oluşturulmasıdır. Sizin dışınızda tüm Bakanlıklar ve ilgili kurumlar tarafından olumlu görüş verilen, Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı, İzmir “Karaburun Yarımadası” Öneri Özel Çevre Koruma Bölgesi İnceleme ve İlan Gerekçe Raporu’na koymuş olduğunuz muhalefet şerhini kaldırarak, onaylamanızı bekliyoruz."