Karaburun'dan Bilimsel Bakış
Karaburun Gündelik Yaşam Bilim ve Kültür Derneği tarafından düzenlenen "Karaburun Bilim Kongresi", Nergis çay bahçesinde yapılan ilk oturumla başladı. Bu yıl 8.si yapılan kongre, 4-7 Eylül tarihleri arasında Karaburun ve Mordoğan'da gerçekleştirilecek oturumlarla devam edecek. Bu yıl ki ana teması "İktidar ve Dayanışma" olarak belirlenen kongre, kolektif bir bilim pratiği örgütlenmesi olarak hayata geçiriliyor.
İZMİR- Yoğun ilgi gören Karaburun Bilim Kongresinin ilk oturumuna EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, CHP Milletvekili Musa Çam, Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Karaburun Belediye Başkanı H. Serdar Yasa, Mordoğan Belediye Başkanı Ahmet Çakır, çeşitli siyasi partiler ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Nergis çay bahçesinde başlayan ilk oturum öncesi açılış konuşması yapan Karaburun Belediye Başkanı H. Serdar Yasa, sekiz yıldan bu yana böylesi bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor olmanın Karaburun adına gurur verici olduğunu ifade etti. Yasa, "Börklüce Mustafa'nın şanlı bir direniş gerçekleştirdiği topraklarda, O'ndan yüzlerce yıl sonra yine aynı felsefeyi yaşatıyor olmak bizler için onur verici bir his" dedi.
Karaburun Yarımadası'nın karşı karşıya olduğu çevre katliamına dikkati çeken Başkan Yasa, "Karaburun Yarımadası'nın bir bölümünün Özel Çevre Koruma Alanı (ÖÇKA) kapsamında değerlendirilmesi için büyük çaba sarf ediyoruz. Bu kapsamda olabilecek her türlü desteğe ihtiyaç duyuyoruz. Bölgemizde varolan doğal yapı tümüyle yitirilmeden, gelecek destekle bu konuda yol alabiliriz" diye konuştu.
Bilim insanları, siyasetçiler, akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri, öğrenciler ve bölge insanının bir araya geldiği kongrenin ilk oturumuna Tayfun Özkaya başkanlık yaptı. Oturumda Ali Osman Karababa "Taş Ocaklarının Sağlığa Etkisi", Özer Akdemir "İzmir'i Nereye Taşıyalım, Yıldıray Lise de "Biyosfer Rezerv Alanı" başlıklı sunum yaptı.
Karaburun Yarımadası'nın son dönemde sayıları hızla artan taş ocağı tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirten Ali Osman Karababa, taş ocaklarının yarattığı doğa tahribatını detaylarıyla anlattı. Karababa, "Resmi mevzuatta taş ocağının işlevinin sona ermesinden sonra, söz konusu bölgenin rehabilite edileceği ifade ediliyor. Bu ne kadar da mantıksız bir ifade böyle. Doğanın binlerce yılda ortaya koyduğu bir döngüyü tahrip ettikten sonra onu rehabilite ederiz demek çok saçma bir düşünce" dedi.
Oturumda sunumlar sonrası soru cevap kısmına geçildi ve dinleyiclerin sunumlara ilişkin katkısı da alındı.
POLİTİKA
Sayfa başına git
